6331SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ YASASI. Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir. İşsağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla sağlanacak şartlar MADDE 11 – (1) Tam süreli işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi gerekli olmayan hallerde işveren, görevlendirdiği kişi veya OSGB’lerin görevlerini yerine getirmeleri amacı ile asgari bu maddedeki şartları sağlar. Bu tarz bir firmanın açılması için gereken bazı şartlar bulunmaktadır. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi sahibi olabilmek için bu alana yönelen kişinin ya da ortaklarından en az birinin İş Güvenliği Uzmanı ya da İşyeri Hekimi unvanına sahip olmalıdır. İşyeri hekimi olabilmek için bakanlık tarafından yetkilendirilmiş eğitim kurumlarından eğitim alarak iş sağlığı ve güvenliği sınavında başarılı olmak gereklidir.Ancak bazı durumlarda sınavsız işyeri hekimi olabilmek de mümkündür; Hekimlik diplomasına sahip iş sağlığı, iş sağlığı ve güvenliği bilim İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Olabilmek İçin Gerekli Şartlar Nelerdir? İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği Kendi işyerinizde İSG uzmanı olabilmek için gerekli şartlar yukarıda da çoğu sayıldığı gibi yarı zamanlı çalışmak, SGK girişinizi bu şekilde yaptırmak ve tabi ki İSG uzmanı olabilme şartlarını taşımaktır. Bir işyeri sahibinin kendi işyerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetini yürütmesi elbette ki avantaj GCzu. Önceliklikli olarak İşvereni iş güvenliğinin yasal yaptırımları konusunda bilgilendirir ki yapmazsa başına neler gelebileceğini bilsin. Çok zor bir iştir hem işverene nakit akışı getirmeyecek bir konu için para harcatmanız gerekir, üstüne bir de çalışanları bilinçlendirerek işverenin isteklerini sorgulamaya sevkedersiniz. Çok yerde devlet zorunlu koşmasa işverenlerin kapıdan sokmayacağı kimselerdir iş güvenliği uzmanları. Aslında görevleri işvereni, işyerini ve çalışanı korumak adına birinci derecede önem taşır. İş güvenliği uzmanı iş başladığında çalışma ortamını gözlemler ve işleyişi yürüten çalışanlarla birlikte mevcut tehlikeleri, olası riskleri belirler, buna Risk Değerlendirmesi deriz. Yapılan risk değerlendirmesi sonucu iyileştirmeye açık alanlar belirlenir ve düzeltici faaliyetler planlanır. Filmin koptuğu yer burasıdır zira düzeltici faaliyetler genellikle yatırım gerektiren, para harcatan işlerdir ve bunların gerekliliği için işverenleri ikna etmeniz zordur. Ama başarırsınız, bir ortak yok bulur ve bunları yaptırırsınız ki bu sefer de başka bir zorluk çıkar karşınıza; çalışanları bu düzeltilmiş sisteme alıştırmak. Türk insanı olarak en okumuşundan, en eğitimsizine herşeyin kolay yolunu bulmaya, güvenlik önlemlerini hiçe saymaya alışmışız ya işte çalışanların da bu alışkanlıklarını yok etmek çok meşakatli ve sabır, inat isteyen bir iştir. Bu noktada da devreye eğitim giriyor. Sürekli toplu olarak, işbaşında eğitimler vermek gerekir. Eğitimler her eğitim seviyesinden çalışanın anlayacağı nitelikte olmalıdır. Eğitimleri yaparız ancak bunun uygulamaya dökülüp dökülmediğini ancak denetimlerle anlarız. Periyodik ve ani denetimler yaparak anlık çalışma koşullarını gözler, bunlarla ilgili raporlar hazırlarız. Bu raporlar sonunda eksik noktaları belirleyip, tekrar düzeltici faaliyet ve eğitim sürecini işletiriz. Buraya kadar yaptığımız iş kısaca PUKÖ Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al Döngüsü olarak adlandırılır. Bunlar operasyonel olarak yapılanların kısa bir özetiydi. Bir de işin sıkıcı yanı vardır; İSG İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının toplanması, İş Kazalarının bildirimi, yasal mevzuatın takibi, değişikliklerin uygulanması bu pek sıkıcı sayılmaz, tüm evrak ve yazışmaların düzgün bir şekilde saklanması başınız derde girdiğinde bunlar sizin için hayati önem taşır. İşte bir İş Güvenliği Uzmanının yapması gerekenler çok kısa ve özet olarak bunlardır. Siz siz olun arkanızı sağlama alın, şu anki yasal düzenleme ve işveren yaklaşımına göre ince bir ip üzerinde çalışır İş Güvenliği Uzmanları. Görevler için yasal dayanağa aşağıdaki linkden ulaşabilirsiniz güvenliği Okuma Süresi79 Dakika, 23 Saniye GÜVENLİ OKUL NEDİR?Prof. Dr. İsmail Hakkı DEMİRCİOĞLU❖ İnsanların korkusuzca ve emniyet içinde yaşama durumu olarak tanımlanabilecek olangüvenlik olgusu yaşamımızı sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmemiz gereklidir. Huzurlu,mutlu, uyum içinde ve hayata değer katan bir birey olarak var olabilmek için güven içindeolmamız şarttır.❖ Maslow, insanın temel ihtiyaçlar hiyerarşisinin ikinci basamağını güvenlik olarak kurama göre, insanın kendisini gerçekleştirebilmesi için beden, iş, kaynak, sağlık,mülkiyet vb. konularda güven içinde olması gerekmektedir.❖ Sağlıklı nesiller inşa edebilmek için dikkat edilmesi gereken hususların başında okulgüvenliği gelmektedir. Güvenin olmadığı ve korkunun hâkim olduğu okullarda nitelikliöğrenmeden söz edilemez. Güvensiz okul ortamları öğrenmeye odaklanamama veöğrencilerde motivasyon düşüklüğüne neden olmaktadır.❖ Güvenli okul ortamının inşasında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise okulunpaydaşlarının özellikle öğretmen ve diğer çalışanların kendilerini emniyette hissetmeleridir.❖ İlgili literatür incelendiği zaman güvenli okul kavramının farklı yönlerine işaret edentanımlamaların yapıldığı ve bunların güvenli okulun farklı boyutlarıyla ilgili olduğugörülmektedir.❖ Dönmez okulun temel unsurları olan öğrenci, öğretmen ve diğer personelin kendilerinifiziksel, psikolojik ve duygusal açıdan özgür ve güvenli hissettikleri okulları güvenli olaraktarif etmektedir.❖ Diğer bir tanım ise öğrencilerin başkalarına duydukları saygı ve okula olumlu bağlılıkhissetmeleri üzerinde durmaktadır.❖ Kavramın farklı bir boyutuna dikkat çeken Çelik ise güvenli okulu “… öğrencilerin güvenli bireğitim ortamında sosyal becerilerini sergiledikleri, öfkelerini kontrol edebildikleri, sorunlarınaçözüm bulabildikleri ve herkesin birbirine saygılı davrandığı bir ortam …” şeklinde ifadeetmektedir.❖ Daha genel bir tanımda Dönmez ve Özer, okul güvenliğini şöyle tanımlamaktadır“Öğrenci ve okul personelinin okul içinden ya da çevreden kaynaklanan suç, şiddet,saldırganlık, zorbalık, hırsızlık, vandalizm, alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanımı,cinsel ve ırksal taciz gibi istenmeyen davranışlara karşı korunmaları ve okulda bir kriz ortamıyaratabilecek olağanüstü hâllerde … can güvenliklerinin en üst düzeyde sağlanmasıdır.’Bu konuların yanında terörist saldırılar, kimyasal ve nükleer sızıntılar, trafik ve savaşdurumları da okul güvenliğini bozan unsurlar olarak değerlendirilmektedir.❖ Yukarıdaki tanımlar incelendiği zaman bu tanımların bazı ortak yönlerinin ön plana çıktığıgörülür.❖ Bu çerçevede güvenli okulların öğrenci, öğretmen, çalışan vb. paydaşlar açısından fiziksel,sosyal, psikolojik ve çevresel tehditlerden uzak mekânlar olduğu ön plana okulların inşası için eğitimcilerin güvenli okulların özelliklerini bilmesi okulların bazı özellikleri şöyle sıralanabilir Etkili Okul Yöneticiliği ve Liderliği Güvenli okulların inşası için okul idaresinin veöğretmenlerinin etkili liderlik sergilemeleri Oluşturan Mekânların Kontrolü Okulların güvenli olabilmesi için okulun bütünmekânlarına hâkim olunması Hissi Güven hissi güvenli okulun en temel göstergelerinden biridir. Okullardasağlıklı öğrenmelerin meydana gelebilmesi için öğrenciler sınıf içindeki ve dışındaki bütünsüreçlerde güven içinde Güvenli okulların temel göstergelerinden biri de okullardaki karşılıklı Okulun paydaşları arasındaki samimiyet, okul güvenliğinin temelgöstergelerinden Zarar, Gözdağı, Zorbalık ve Tacizin Bulunmaması Güvenli okullar fizikselzarar, gözdağı, zorbalık ve tacizin bulunmadığı yerlerdir. Okullarda bu tür problemlerinolmaması için gerekli önlemler Nefret Dili ve Sosyal Dışlanmadan Uzak Olma Alay, nefret dili ve sosyaldışlanma okulların güvensiz hâle gelmesindeki sebepler Riskinden Uzak Olma Terör ve çatışma ortamı 21. yüzyılda insanlığınkarşılaştığı problemler arasında yer Afetlerden Uzak Olma Güvenli okul iklimini olumsuz yönde etkiyen diğer bir riskde doğal Duygusunu Geliştirme Okul müdürü, öğretmen, öğrenci, çalışan ve diğerpaydaşların güvenli okul için sorumluluk almaları Olan Öğrencilerin İhtiyaçlarını Giderme Aileleri tarafından temel ihtiyaçlarıkarşılanamayan öğrencilerin bulunduğu bir eğitim kurumunda güvenli okul ikliminin tesisedilebilmesi Muamele Öğrencilere eşit muamele edilmemesi, güvenli okul iklimini zedeleyendiğer bir Başarıya Odaklanma Akademik başarısı yüksek olan okullarda güvenli okuliklimini tehdit eden problemler daha az ve Toplumla İyi İlişkiler İçinde Olma Güvenli okulun göstergelerinden biri deokulun yönetim kadrosunun ve öğretmenlerinin veliler ve toplumla iyi ilişkiler Özgürlüğünü Destekleme Güvenli okulların bir özelliği de öğrencilerin kendilerinirahatça ifade edebilmeleridir. Özgür düşünebilen ve fikirlerini beyan eden öğrencilerinakademik başarılarının daha yüksek olduğu Problemlerini Açıkça Tartışma Güvenli okullarda okulun güvenlikle ilgiliproblemleri okul paydaşlarıyla açıkça tartışılır ve çözümler Sağlıklı öğrenmelerin meydana geldiği okulların temel göstergelerden biri okuluoluşturan paydaşlar arasındaki açık ve kesintisiz Kültürünü Geliştirme Güvenli okulların bir diğer özelliği okuldaki Tehdit Eden Davranışları Ödüllendirmeme ve Görmezlikten GelmemeOkul iklimini tehdit edebilecek davranışların ortaya çıkması durumunda okul idaresi,öğretmen ve çalışanlar uygunsuz davranışları görmezlikten Güçleriyle İş Birliği Güvenli okul denilince sadece okul içinin güvenli olmasıyeterli değildir. Okul çevresinin de güvenli olması ÖZ-MERSİN3Her Türlü Bağımlılıkla Mücadele Madde, teknoloji, oyun ve internet vb. bağımlılıktürleri öğrencilerin kendilerine zarar verebilmelerinin yanında şiddet, zorbalık, vandalizm davranışlar sergilemelerine neden Çocukların Problemlerini Yönetebilme Göçmen öğrencilere sahip okulidareleri, öğretmenler ve diğer çalışanlar bu öğrencilerden kaynaklanan problemlerin nasılyönetilebileceği konusunda deneyim sahibi Hazırlık ve Krize Müdahale Planlarına Sahip Olma Okul idaresi, öğretmenler vediğer çalışanlar okul ortamında ortaya çıkabilecek her türlü kriz ve probleme karşı hazırlıklıolmalı ve müdahale planları geliştirmelidirler. Bu çerçevede, olası kriz ve risklere karşızaman zaman tatbikatlar yapmakta fayda Güvenli okul ortamı inşa etme ve bu ortamları sürdürülebilir hâle getirmek için okulyöneticileri, öğretmenler, öğrenciler, veliler ve diğer paydaşların bu konuda bilgi sahibiolmaları okul güvenliği politika ve kılavuzlarını belirlemede, planlama ve uygulamadaistekli ve tutarlı olmalı ve zaman zaman tatbikatlar yapmalıdırlar. Ayrıca, okul yöneticileri vediğer paydaşlara güvenli okulla ilgili eylem araştırmaları yapmaları ZORBALIK VE SİBER MAĞDURİYETProf. Dr. Coşkun ARSLAN❖ Bireyler, yaşamları boyunca hem olumlu hem de olumsuz duyguları yaşayabilmektedir. Buduyguların bazıları öfke gibi yıkıcı olabilen duygulardır.❖ Öfke duygusu kontrol edilmediği takdirde, davranışsal olarak şiddete de sözel, duygusal ve fiziki şiddet gibi farklı türden şiddet davranışlarıgösterebilmektedir.❖ Bu şiddet davranışları ne yazık ki diğer insanlara zarar verici davranışlar olarak ortayaçıkmaktadır.❖ Zorbalık da bu şiddet davranışlarından biridir. Zorbalık Zorbalık, yaşça daha büyük ya dafiziksel olarak güçlü olan çocukların kendilerinden daha güçsüz olan çocukları sürekli olarakhırpalaması, eziyet etmesi ve rahatsız etmesidir.❖ Öğrencilerin okulda gerçekleştirdikleri zorbalık davranışları bireysel özellikler, akran grubu,okul ortamı, aile ve çevresel özellikler gibi birçok değişkenle ilgili Ayırt Edici ÖzellikleriZorbalık konusundaki araştırmalar ve tanımlar incelendiğinde aşağıda belirtilen ayırt ediciözelliklerden söz edilebilir❖ 1. Zorbalık bilinçli ve istençli olarak yapılan ve kurbana fiziksel, zihinsel, sosyal ya dapsikolojik olarak zarar verme amacı güden söz ve eylemlerdir?❖ 2. Zorbalık bir kereye mahsus değildir. Çeşitli zaman aralıklarında tekrarlanıyor olmasıgerekir.❖ 3. Zorbalar eylemlerini bireysel veya grupla yapabilecekleri gibi, kurbanlar da bueylemlerden bireysel ya da grup olarak zarar görebilirler.❖ 4. Zorbaca davranışa maruz kalan kurbanın kendini koruyamayacak ve savunamayacakfiziksel veya zihinsel nitelikte olması gerekir.❖ 5. Zorbaca davranışlar sergileyen bireylerin genellikle bu eylemler sonunda kendilerineçıkar sağladıkları görülür.❖ 6. Zorbalar, kurban veya kurbanlarının acı çekmesinden, küçük düşmesinden zevk ÖZ-MERSİN4❖ 7. Zorbalar ve kurbanlar ile sergilenen zorbaca davranışlar dikkate Zorbalık❖ Bilgi iletişim teknolojileri, özellikle internet, insanların her geçen gün artan bilgiye ulaşma,saklama ve paylaşma gereksinimine yanıt vermesi özelliği ile yaşamın vazgeçilmez birparçası olmuştur.❖ Teknoloji ve internetin günlük hayatlarımıza giderek entegre olması, olumlu özelliklerinyanında daha önce karşılaşmadığımız birçok olumsuz kavramı da hayatımıza biri de internetin sosyal etkileşimlere açık olan yapısı ile ergenlere aynı zamandayetişkinleri de kısıtlı gözetimi ile ortaya çıkan siber zorbalıktır.❖ Siber zorbalık günümüzde gittikçe özellikle çocuklar ve gençler arasında sıkça görülen vegeleneksel zorbalık kavramından farklı olarak bireylerin mobil telefonlar ve internetaracılığıyla bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak diğer bireylere rahatsızlık vermesi vetaciz etmesi olarak tanımlanır.❖ Diğer bir deyişle bireylerin internet ve elektronik medyayı kullanarak saldırgan davranışlardabulunmasıdır .Geleneksel Zorbalık ve Siber zorbalık❖ Geleneksel zorbalıkta özellikle çocuklar diğerleri tarafından tanındığı ve bu da kaygıyıartırdığından dolayı çocuklar genellikle siber zorbalığı tercih etmektedirler.❖ Hatta bazen normal hayatında zorbalık davranışları göstermemiş olmasına rağmentanınamadığı ya da bulunamayacağını düşündüğü için sosyal medyada zorbalıkdavranışlarına devam eden bireyler, gençler ya da çocuklarla da karşılaşabiliyoruz.❖ Ayrıca genellikle geleneksel zorbalık yapan bireyler ve çocuklar siber zorbalığı da sıklıklatercih etmektedir.❖ Çocukların siber zorbalığı geleneksel zorbalığa tercih etmesinin nedenlerinden biri de dahafazla izleyiciye ulaşmasıdır. Ayrıca yazılı kelimelerin etkisi daha büyüktür.❖ Sözel kelimeler daha çabuk unutulurken yazılı tacizlerin etkisi daha büyük olabilir ve bireylersiber zorbalığı her zaman her yerde Zorbalık Nedenleri❖ Siber zorbalığın nedenleri farklı araştırmacılar tarafından farklı şekillerde ele en yaygın olanı Arıcak, tarafından ortaya konulan sebeplerdir.❖ Bunlar genellikle intikam alma ya da cezalandırma arzusu, popüler olma arzusu, aile içindeyaşanan sorunlar, düşük öz güven ya da gerçek dünyada elde edilemeyen başarıyı sanaldünyada yakalama arzusu şeklindedir.❖ Aynı zamanda siber zorbalık yaptığı maduriyet yaşattığı kişi ile ilgili olarak yaşamış olduğukıskançlıklar kişinin bu davranışı göstermesine neden Mağduriyet❖ Günümüzde gittikçe daha fazla ergen ve çocuk siber zorbalığı maruz kalmaktadır. Sibermağduriyetin tanımı incelendiğinde kişinin dijital teknolojiler aracılığıyla kendine zarar verensaldırgan tutumlara maruz kalması ve bunun da kişide mağduriyet oluşturması durumudur.❖ Siber mağduriyete maruz kalan ergen ve çocuklar birçok akademik, duygusal, ilişkisel vesosyal problemlerle karşılaşmakta ve artan stres onlarda depresyon, kaygı, intihar tetiklemektedir.❖ Ayrıca zorbalığa maruz kalan çocuklarda baş ve karın ağrısı, cilt problemleri gibi fizikselproblemler de meydana gelmektedir. Siber mağduriyet ayrıca çocukların yemealışkanlıklarını ÖZ-MERSİN5Siber zorbalığın önlenmesi❖ Ülkemizde ve dünyada siber zorbalığı önlemeye yönelik çeşitli müdahale programları uzunyıllardır uygulanmaktadır.❖ Topcu-Uzer ve Tanrıkulu ülkemizde konu ile ilgili yapılan çalışmaları incelemişler ve buçalışmaların grup rehberliği şeklinde ve dijital teknolojilerin yer almadığı önleyici programlarolduğu sonucuna Programlar❖ 1. Çocuklarınızın mutlaka şifre kullanmalarını ve bu şifreleri kimseyle paylaşmamalarınısağlayın.❖ 2. Çocuğunuzun sosyal medya hesaplarında gizlilik ayarlarını uygulayın.❖ 3. Siber zorbalar karşıdan duygusal bir yanıt isterler. Çocuğunuza bu tür bir durumda aslakarşıdakine yanıt vermemesini söyleyin.❖ zorbalık yapanları ilgili makamlara bildirin.❖ 5. Çocuklarla rahat bir iletişim iklimi oluşturun.❖ 6. Siber zorbalığın ne olduğunu onlara anlatın.❖ 7. Çocukların çevrim içi aktivitelerini oyun vb. gözlemleyin.❖ ve çevrim içi platformlar hakkında bilgi sahibi olun. Öğretmenlerin de bukonuda özellikle ailelere ve çocuklara yönelik bilgilendirme yapmaları çok önemli. Tabii bukonuda önceden kendilerinin de bilgi sahibi olması gerekli.❖ 9. Öğrenci, öğretmen ve ailelere yönelik zorbalık ve siber zorbalık seminerleri düzenleyin.❖ 10. Okul ve aile arasındaki iş birliği ve iletişimi artırın.❖ 11. Zorbalığı ve siber zorbalığı önlemeye ve azaltmaya yönelik olarak öğrencilerin çatışmaçözme, problem çözme, iletişim becerileri, duygu düzenleme becerileri vb. özelliklerini artırıcıetkinler ve grup çalışmaları, psikolojik danışmanlar/rehber öğretmenler tarafından VE TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞIProf. Dr. Coşkun ARSLANBağımlılık Nedir?❖ Bağımlılık herhangi bir maddenin zarar veren sonuçlarına rağmen sürekli ve aşırı kullanımısonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.❖ Bağımlı bireyler, belirli bir maddeye karşı aşırı ve yoğun ilgi gösterirler ve kişinin yaşamıboyunca sürebilir.❖ Bu bireyler madde kullanımının birçok probleme yol açacağını bilmelerine rağmen omaddeleri kullanmaya devam ederler.❖ Bireyler zamanla maddeye karşı tolerans geliştirler ve bu maddeyi gittikçe daha çokkullanmak isterler.❖ Bu durumda da bırakma konusunda daha çok sıkıntı yaşadıkları gözlenir. Bağımlılığınbiyolojik, sosyal ve davranışsal boyutları vardır ve yeniden tekrar eden bir fiziksel ve ruhsal bağımlılık olarak bağımlılık,❖ maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir.❖ Madde alınmadığı zaman fizyolojik uyumun bozulmasına bağlı olarak fiziksel belirtiler bu durum kişiyi ve çevresindeki insanları rahatsız ÖZ-MERSİN6Ruhsal bağımlılık;❖ kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme ya da gidermeamacıyla o maddeye düşkünlüğü biçiminde tanımlanabilir.❖ Madde bırakıldığında ruhsal bazı şikâyetler görülür.❖ DSM-V’ye Psikolojik Tanı Kriterleri Kitabı göre bağımlılık kavramının 3 temel özelliği vardır.❖ Bunlar maddeye ulaşmak için engellenemez arzu ve istek, tolerans adı verilen kullanımıngiderek artması ve yoksunluktur.❖ Bağımlılıkların ortak özelliklerinden biri de madde ya da davranışa yönelik davranışlarıkontrol edememe ve olumsuz etkilerine rağmen maddeyi/davranışı kullanmaya devametmektir.❖ Madde bağımlısı kişilerin hastaneler bünyesinde kurulan Alkol ve Uyuşturucu MaddeBağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezlerinden AMATEM destek alması Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı❖ Teknoloji ve internetin bilinçli olmayan, kontrolsüz bir şekilde kullanımına bağlı olarak ortayaçıkan, davranışsal bağımlılıklar; oyun oynama bozukluğu, kumar oynama bozukluğu sosyalmedyanın ve akıllı telefonun aşırı kullanımı gibi bağımlılık yapıcı alt davranışlarla kendinigösteren bağımlılık türü teknoloji bağımlılığı olarak tanımlanır Televizyon ► Telefon ► Tablet ► Bilgisayar oyunları ► Oyun konsolları ► İnternet ►Sosyal medyaİnternet Bağımlılığı Kriterleri❖ İnternet günümüzde bilgi alışverişi, sohbet, alışveriş gibi birçok amaçla bu kadar çok kullanımı beraberinde bazı psikolojik, davranışsal ve duygusalproblemleri de insan yaşamına getirmektedir.❖ Bireyler, günlük hayatta kuramadıkları anlamlı ve kendilerini değerli hissettirecek ilişkileriinternet ortamında bulabilir, sosyal kaygı yaşadığı için insanlarla konuşmaktan çekinen birgenç, internet sayesinde kendini ifade edebilir ve istediği kişi olabilir, bunun için de daha çoktercih edildiğini görüyoruz.❖ Çünkü sosyal hayatta yaşamış olduğu sosyal kaygıdan daha az bir kaygı ya da hiçbir kaygıyaşamadan kişiler internet ya da teknoloji ortamında, sosyal medyada ilişkilerinisürdürebilmektedir.❖ Günlük hayatta değer görmeyen ve sürekli hor görülen bir çocuk internet ve oyunlarsayesinde saygınlık ve güç ihtiyacını Bağımlılığı Nedenleri❖ İnternet bağımlılığının nedenlerine bakıldığında sosyalleşme gereksinimi önemli bir nedenolarak görülebilir.❖ Kişilerin gerçek kimliklerini saklayarak kendilerini olduklarından farklı bir şekildegöstermeleri, tanınmamanın verdiği rahatlıkla düşüncelerini açıkça paylaşabilmeleri, yüzyüze iletişim yerine internet iletişimini daha kolay bulmaları sosyalleşme ihtiyacınıkarşıladığından bireyler internete Bağımlılığı Belirtileri❖ “İnternet bağımlılığının belirtileri neler?” diye baktığımız zaman, temelde, süreç açısından üçtemel belirtinin olduğunu görüyoruzSALİH ÖZ-MERSİN7Davranışsal belirtiler,fiziksel ve zihinsel belirtiler ve sosyal belirtiler olmak üzere üç belirtimiz var.❖ “Davranışlar belirtilerimiz neler?” diye baktığımız zaman şunlar var❖ İnternette geçen sürenin giderek artması,❖ amaçlandığından daha uzun süreli internet kullanma,❖ kullanımla ilgili yalan söyleme,❖ internetle ilgili aşırı zihinsel uğraş,❖ interneti diğer problemlerden kaçmak için kullanma,❖ internet kullanımının sebep olduğu psikolojik, sosyal, fiziksel ve mesleki problemlere rağmenkullanmada ısrar ve zihinsel belirtiler❖ İnternet kullanımının azalmasıyla birlikte anksiyete, internetle ilgili obsesif düşünceler vehayallerde artış, internet kullanımını kontrol etmek veya azaltmak için süregelen bir istek vearzunun olmaması; durgunluk, uykusuzluk, panik atak ve kızgınlık hâllerindeki artış; kanbasıncı ve kalp dolaşım sistemi bozuklukları, stres, konsantrasyon eksikliği; baş, mide vekas ağrıları ile görme belirtiler❖ Önemli sosyal, mesleki ve serbest zaman faaliyetlerinin internet kullanımı yüzündenbırakılması, iş yerinde veya okulda azalan üretkenlikle birlikte yüksek gerilim ve rekabetortamı Bağımlılığının Sonuçları❖ Bu tür rahatsızlığa sahip kişilerde bedensel, sosyal ve psikolojik sonuçlar ortaya çıktığıgörülebiliyorBedensel sonuçlar❖ Aşırı teknoloji kullanımı çeşitli bedensel şikâyetlere neden olabilir.❖ Bazıları beslenmeyi o kadar ihmal ederler ki ciddi bir şekilde zayıflarlar.❖ Ancak büyük bir kısmı aşırı kiloludur.❖ Sırt ağrıları, baş ağrıları, göz şikâyetleri aşırı internet kullanımının diğer sonuçlarıdır.❖ Vücut hijyeni de sık sık ihmal edilen bir konu hâline Sonuçlar❖ Teknoloji bağımlılığı genellikle gerçek dünyaya ait ilişkilerin azalması, hobi ve ilgi alanlarınınihmal edilmesiyle başlar.❖ Kişi giderek yalnızlaşır ve sonunda çevresinden tümüyle yalıtılmış hâle gelir.❖ Sanal dünyada ise sosyal ağda çok çeşitli ilişkileri vardır.❖ Aşırı internet kullanımına rağmen mağdurların birçoğu başlarda okulu, mesleği ya da işisürdürmeye çalışırlar.❖ Ama bir süre sonra bunu başarmak mümkün olmaz.❖ Notlar kötüleşir, iş yerine aşırı yorgun gelirler, konsantre olamazlar.❖ Genellikle geç kalırlar, ev de ihmal ÖZ-MERSİN8Psikolojik sonuçlar❖ Kendisine güvenmeyen kendisinden şüphe eden bir kişiliğe sahiptirler.❖ Başkalarıyla temas kurmada yaşanan kendine güvensizlik zamanla giderek büyüyen birkorkaklığa dönüşür.❖ Sık sık ortaya çıkan başka bir olgu da depresyondur.❖ Ayrıca değersizlik ve çaresizlik duyguları da bu kişilerde Teknoloji Kullanımına Karşı Aile olarak Ne Yapmak Gerekir?❖ a Çocukların nasıl bir insan olmasını istiyorsanız ona o şekilde model olun.❖ b Çocuklara karşı her zaman saygılı olun.❖ c Çocuklara sevginizi açıkça ve koşulsuz olarak gösterin.❖ d Çocuklarla birlikte oyun oynayın.❖ e Çocuklarla birlikte kitap okuyun.❖ f Çocukların yaşına uygun sorumluluklar verin.❖ g Çocukların mutlaka bir spor ya da sanat alanında uğraş edinmesini sağlayın.❖ h Çocukların yaşam amacı edinmesine yardım edin.❖ i Sonuç değil süreç odaklı başarıyı destekleyin.❖ j Çocukların arkadaşlarını bağımlılıkların önlenmesinde okul psikolojik danışmanlarına/rehberöğretmenlere yönelik bir model önermişlerdir.❖ Buna göre model aşağıdaki gibidir❖ a Profesyonel gelişim İkinci basamakta okul danışmanların konu ile ilgili yeni eğilimleritakip etmeleri ve profesyonel olarak kendilerini bu alanda geliştirmeleri yer almaktadır.❖ b Tüm okul çapında eğitim Okul psikolojik danışmanları dijital bağımlılıklarla ilgili tüm okulpersonelini bilgilendirmeli, çeşitli eğitimler düzenlemelidir.❖ c Aile ve toplum eğitimi Aile ve topluma yönelik atölye çalışmaları, seminer ve eğitimlerbu modelin dördüncü basamağını oluşturmaktadır.❖ d Öğrenci değerlendirmesi Öğrencilerin birçok test ve çeşitli araçlarla internet bağımlılığıaçısından değerlendirilmesini içerir.❖ e Önleyici çalışmalar Grup danışmanlığı, bireysel danışma, sınıf rehberliği gibietkinliklerle öğrencilere yönelik dijital bağımlılıkta önleyici çalışmalar yapmayı içerir.❖ f Kaynaklar Okul psikolojik danışmanları aileler ve topluma yönelik çeşitli kaynaklarhazırlayabilirler ya da var olan kaynakları onlarla bağımlılığını önlemede okullara ve öğretmenlere düşen bazı görevler • Okullarda özellikle ilkokul seviyesinde önleyici programlar uygulanabilir.❖ • Öğretmenler öğrencilerinin kişilik özelliklerine odaklanmalılar.❖ • Öğretmenlerin, öğrencilerin diğer akranları ile ilişkilerini incelemeleri gerekir.❖ • Özellikle öğrenci yalnız ve içine kapanık ise sosyal medyada daha fazla vakit öğrencilerini yaratıcı ve keşfedici grup faaliyetlerine sevk internette ne kadar az vakit geçirirlerse bağımlılık geliştirmeleri o kadar azalır.❖ • Öğrencilere internetin pozitif ve negatif etkileri ile ilgili atölye çalışmaları ve atölye çalışmaları ailelere yönelik de tasarlanabilir.❖ • Benlik saygısı düşük çocukların internet aktivitelerine daha fazla dâhil ÖZ-MERSİN9GÜVENLİ OKUL VE İLETİŞİMProf. Dr. Zakir AVŞAR❖ Öğrenme; öğretmenler ve öğrenciler arasındaki resmî ve gayri resmî iletişim ile gerçekleşenetkileşimler aracılığıyla yaratılan sosyal ilişkiler ağı içerisinde gerçekleşmektedir.❖ Bu nedenle güvenli okul sadece fiziksel güvenliğin sağlanmasıyla elde edilemeyen, sosyalve psikolojik yönleri de göz önünde bulundurmayı gerektiren durumdur.❖ Eğitim özünde bir iletişim faaliyetidir.❖ Etkili iki yönlü iletişim, okul yönetiminden müfettişe, müdür, yönetici ve öğretmene kadar tümeğitim süreçlerinin başarıyla yerine getirilmesinde ve güvenli bir okul ortamı sağlanmasındabir ön koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.❖ Okulların yönetilme biçimleri okul iklimi üzerinde önemli bir belirleyici unsurdur. Okuldagerçekleşen iletişimin ve koordinasyonun türünün ne tonda olacağı başta okul yöneticileritarafından şekillendirilmektedir.❖ Bununla beraber okul içerisindeki tüm paydaşlar gerçekleşen iletişim ve koordinasyonüzerinde bir etkiye sahiptir.❖ Kapsayıcı ve açık bir iletişim ile güvenlik ve benzeri diğer önemli konularda öğrenciler, okulpersoneli ve ebeveynler arasında ortaklaşa karar alım süreçleri sağlamak okul iklimi içinelzemdir.❖ Güvenli Eğitim İletişimi Güvenli okulun sadece fiziksel tedbirler ve okullarda kollukmevcudiyeti ile sağlanamayacağı düşüncesi son yıllarda yaygınlık kazanan bir yaklaşımhâlini almıştır.❖ Buna bağlı olarak 2019 yılında Millî Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının ortaklaşayürüttüğü Eğitim ve Güvenlik Projesinde “güvenli eğitim iletişimi” kavramı geliştirilmiştir.❖ Güvenli eğitim iletişimi, zorunlu öğrenim çağındaki bireylerin eğitim hayatlarındakarşılaşabilecekleri güvenlik sorunları ile ilgili tüm paydaşlar arasında gerçekleşen iletişimselsüreç ve becerileri eğitim iletişiminin sağlandığı bir ortamda herhangi bir sorunla karşılaşançocuğun;a. Öncelikle kendisinin veya bir başkasının bir güvenlik sorunu veya eğitim süreçleriiçerisinde yardım almasını gerektiren herhangi bir sorun ile karşılaştığını kavrayabilmesi,b. Sorunu; ailesi, öğretmenleri veya yetkili diğer kurum personelleri ile doğru ve etkili biçimdepaylaşabilmesi,c. Paylaşımı sonunda bir yardım alacağına dair beklentiye sahip olabilmesi,d. Kurduğu bu iletişim sonunda olumsuz bir sonuç ifşa edilme, hor görülme, dikkatealınmama, alay edilme, dışlanma vb. ile karşılaşmayacağına dair bir güvene sahipolabilmesi beklenmektedir.❖ Güvenli eğitim iletişiminin sağlanamadığı bir ortamda pozitif bir okul ikliminin de oluşmasıimkânsız hâle gelmektedir.❖ Güvenli eğitim iletişimi çocuk odaklı bir kavram olmakla birlikte sadece çocuklarla kurulaniletişimi değil aynı zamanda tüm paydaşların birbirleri arasında kuracakları iletişimin güvenliolmasını gerektirmektedir.❖ Bu durum kurum yönetimi, eğitime ilişkin mevzuat, fiziksel şartlar, öğrencilerin sosyoekonomik yapıları, okulun bulunduğu semtin ve bölgenin özel konumu gibi pek çok unsurugöz önünde bulundurmayı ve bunlara özgü stratejiler geliştirmeyi ÖZ-MERSİN10❖ Bununla birlikte öğretmenlerin öğrenciler ve diğer paydaşlar arasında kuracağı iletişimsüreçlerinde benimseyeceği kimi stratejiler güvenli eğitim iletişimi sağlamak için başlangıçadımını stratejilerden bazılarını şunlardır❖ • Duruma uygun iletişim tonunu belirlemek❖ • Okulun iletişim planlarını bilmek ve bu planların gerektirdiği sorumluluklar kapsamındahareket etmek❖ • Problemler ortaya çıkmadan önce iletişim kanallarının oluşturulması ve bunların açıktutulması❖ • İletişim etkinliğine pozitif olarak başlamak❖ • Aktif dinleme edimini uygulamak ve iletişim sırasında karşıdaki kişi ile etkileşime girmek❖ • Uzlaşılan noktaları vurgulamak ve ödün vermeye rıza gösterebilmek❖ • Gizliliğe saygı göstermek❖ • Dedikodudan kaçınmak❖ • Pozitif bir noktaya vurgu yaparak iletişimi sonlandırmak❖ Okul güvenliği ile ilgili sorunlar, okul içindeki bazı konulara odaklanarak sadece okul ile ilgilibir sorunmuş gibi görülmemelidir.❖ Sorunların farklı kaynakları olabilmektedir.❖ Eğitim güvenliğine ilişkin sorunları sadece okulun veya öğretmenlerin çözebileceğininbeklenmesi de doğru bir yaklaşım değildir.❖ Ancak okul kapsamındaki pek çok sorun ve bunların çözümünde okul yönetimi ve öğretmendavranışlarının konu ile ilgili birçok boyutu bulunmaktadır.❖ Güvenli eğitim iletişimi, güvenli eğitime okulun fiziki ortamının dışındaki süreç ve kişileri dedâhil etmeyi gerektirmektedir.❖ Bunun en önemli bileşenlerinden biri olan ebeveynlerle olan iletişim de öğrenciler ile olaniletişim kadar önemli ve tamamlayıcı bir niteliğe sahiptir.❖ UNICEF, eğitim güvenliği konusunda farklı tehditler karşısında ebeveynler ile kurulacakiletişim türlerinde doğru tonun bulunmasına özel bir vurgu yapmaktadır.❖ Bu doğrultuda ebeveynleri dinlemek; sıcak ve pozitif bir tonu tüm iletişim mecralarındasürdürmek; sıkça iletişime geçmek; iletişimin gizliliğini ve ana hedefin öğrencinin çıkarlarıolduğunu vurgulayarak bir güven hissi geliştirmek; ailelerin farklı arka planları ve inanışlarıolduğunu göz önünde bulundurarak tek bir yaklaşımın her iletişim faaliyeti için uygunolmayabileceğinin farkında olmak; ebeveynleri değerli hissettirmek stratejileri genel bir yolharitası sağlayacaktır.❖ İletişim, güvenli okul iklimini tehdit eden sorunların çözümünün önemli bir parçası olduğugibi, yanlış yürütülen iletişim süreçleri bizzat sorunların kaynağı olabilmektedir.❖ Okul güvenliğini sağlamada hiçbir uygulayıcının tek başına yeterli olması mümkün bu konudaki sorumluluk herkese aittir.❖ Bu sorumluluğun yerine getirilebilmesi için tüm uygulayıcıların “çocuk merkezli” biryaklaşımla gerekli iletişim pratiklerinin gerçekleştirilmesi gerektiği ÖZ-MERSİN11YABANCILARIN EĞİTİMİ VE EĞİTİM GÜVENLİĞİProf. Dr. Seyfi ÖZGÜZEL❖ Türkiye’deki Yabancılarla İlgili Genel Bilgiler 2011’den sonra Türkiye’ye farklı statülerde beşmilyondan fazla “göçmen” yerleşmiştir.❖ İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü web sayfasından alınan bilgilere göre2020 yılı sonunda, Türkiye’ye yerleşmiş olan yabancı uyruklu vatandaşların önemli bir kısmıkamplarda yaşamamaktadır ve kontrol altında olmadıklarından dolayı da çocuklarını eğitimkurumlarına göndermemektedirler.❖ Yapılan araştırmada bu kategoriye giren göçmenlerin, eğitime ve Türkçe öğrenmeye yatırımyapmadıkları hâlde geri dönüş planlarının da olmadığı anlaşılmıştır.❖ Son göç istatistiklerine göre, Türkiye’deki yabancı kişi sayısı Eylül 2021 itibarıyla milyonkadardır. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 710 bin, ikamet izniylebulunanların sayısı 1 milyon 220 bin kişi olurken uluslararası koruma başvuru sahibi kişilerinsayısı ise 350 bin Koruma altında Koruma altında 3. Kısa İkamet izniyle İkamet izniyle 424 İkameti izniyle 6. Diğer kategorisi Çocuk Oranı Göçmen vatandaşlardan kişi 0-18 yaşları arasındadır. ,❖ Göç İdaresi Genel Müdürlüğü GİGM verilerine göre 2020 yılı itibarıyla Türkiye’de, temeleğitim çağında bulunan ve önemli bir kısmı Türkiye’de doğmuş olan çocukların sayısı 1milyona yakındır.❖ Kayıt dışı olarak Türkiye’de yaşayan yabancılar bu rakamlara dâhil değildir.❖ Türkiye’de yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeli nüfusun sadece 52 bini geçici korumamerkezlerinde yaşamaktadır.❖ Suriyeli nüfusun yüzde 80’i aralarında İstanbul, Gaziantep, Hatay, Kilis ve Şanlıurfa’nın dabulunduğu 10 ilde hayatını sürdürmektedir.❖ Geçici koruma altındaki Suriyelilerin yüzde 40’ını 15 yaş altı çocuklar oluştururken çalışmaçağındaki nüfusun payı yüzde 58, yaşlı nüfusun payı ise yüzde 2 düzeyindedir.❖ Okul çağında yaklaşık 1,5 milyon çocuk bulunmakta olup bu çocukların 914 bini ÖZ-MERSİN12YABANCILARIN EĞİTİMİ VE EĞİTİM GÜVENLİĞİ❖ Bireylerin güvenliği, bireylerin toplumda özgürce hareket edebilmesi anlamına uyruklu öğrencilerin eğitim ve güvenliği ise istikrarlı bir güvenliğin sürdürülmesiniifade eder. Bu durum, evrensel insan hakları açısından da önemlidir.❖ Birçok ülkede yabancı uyruklu öğrencilerin güvenliği, eğitim kurumlarına eğitim kurumları, eğitim ve öğrenimden sosyal yardıma, kültürel uyumdanöğrencilerin aileleriyle iletişimine, ayrımcılıkla mücadele konusunda bilgi ve tavsiyelerverilmesinden barınmaya kadar, resmî veya gayri resmî olarak genişletilebilen konularda,önemli bir role sahiptir.❖ Eğitim ve güvenlik sorunu, yabancı uyruklu öğrencilerin yaşamlarında çok kavramı, öğrencilerin güvenliğine ve refahına katkıda bulunan tüm sosyal etkilerikapsayacak bir şekilde düşünülmelidir.❖ Güvenlik politikaları sosyal, politik ve ekonomik konuları kapsayan sosyal bir olmadan sosyal yaşamın hem anlamsız hem de tehlikeli olacağı belirtilmeklebirlikte mutlak güvenliğin elde edilmesinin oldukça zor olduğu da bilinmektedir.❖ Önemli olan riskleri en aza indirgemektir. Bir bireyin kimliği, aile içi iletişimi, okulda aldığıeğitim, yakın çevresinde sahip olduğu yaşam deneyimi ve sanal pencere olarakadlandırdığımız internet üzerinden eriştiği sanal dünyanın katkısıyla oluşur.❖ Eğitim bütün öğrenciler için kapsayıcı olmalıdır. Eğitim kurumlarında yabancı uyrukluöğrenciler, kendilerine en çok benzeyenlerle ve kendi dünya görüşünü paylaşanlarla iletişimkurma eğiliminde olmaktadırlar.❖ Kültürümüzde de sık sık kullanılan “Hemşehrim nerelisin?” sorusu insanın kendini güvendehissetme arzusundan kaynaklanmaktadır.❖ Anlaşılacağı gibi yabancı öğrencilere empati yapılarak yaklaştığımızda onlarla Oluşumu ve Altın Üçgen❖ Aile, çocuklarına örnek vererek onları eğittikleri ilk ve en güvenli liman gibidir. Aynı şekildeaile, insan sermayesinin ilk yatırım alanı, temel davranış özelliklerinin öğrenildiği ya daöğretildiği ve beşerî ilişkilerinin ilk deneyimlendiği yerdir.❖ Toplumsal değerlerin, hayata bakışın, algılama ve anlamların çocuk tarafından öğrenilmeyebaşlandığı, “bakir tarlaya” ilk tohumların atıldığı ve genel bir ifadeyle çocuğun kişiliğininoluşmaya başladığı yer ailedir.❖ Bu yüzden çocuğun beynine kodlanmış olan aile kültürünün izleri, bireyin toplum içindekidavranışlarında ömür boyu görülebilecektir. Nitekim ebeveynlerin vereceği en iyi aile içieğitim, doğru örnek vererek yaşamak olacaktır .Bir yabancı çocuğun okuldaki başarısı da aşağıda sıralanan soruların nasılcevaplandırılacağı ile bağlantılıdır.❖ 1. Aile içi iletişim nasıldır? Ebeveynler çocuklarına rol model olabiliyor mu?❖ 2. Çocuğa gerekli olan destek veriliyor mu? Yoksa çocuğa danışmadan çocuğunyaşamındaki hemen her şey “helikopter ebeveynler” tarafından mı doldurulmaktadır?❖ 3. Okul ve aile ilişkileri nasıldır?❖ 4. Ailede çocuğun eğitimini destekleyen aile ortamı var mıdır?❖ 5. Göç sürecinden dolayı çocuğun yaşadığı travmalar var mıdır?❖ 6. Çocuğun iç dünyasına girip çocuğu anlamak için çocuk ve ebeveynleriyle hangiyöntemlerle iletişim sağlanmaktadır?❖ 7. Çocuğun yakın çevresini oluşturan akran grubunun özellikleri nedir?❖ 8. Çocuğun okulda arkadaşları var mıdır?SALİH ÖZ-MERSİN13❖ Yukarıda sıralanmış olan sorular yabancı çocuklar için farklı yöntemlerlecevaplandırılacaktır. Çünkü çocukların doğup büyüdüğü ortamlar birbirinden farklıolabilecektir .❖ Burada kendimize şu soruyu sormamız gerekmektedir “Coğrafya kader midir?”. Çünküçocuğun içinde büyüdüğü coğrafyanın özellikleri, Kültürün köprüsü ve tercümanı olan hangidilin konuşulmakta olduğu, etnik köken, inanç ve ailenin yaşam felsefesi bir çocuğunkimliğinin oluşmasında çok büyük bir önem taşımaktadır.❖ Ayrıca çocuğun içinde yaşadığı toplumun kültürel yapısına dayanarak cinsiyet ve yaş gibifaktörler de çocuğun toplumdaki konumunu önemli düzeyde etkileyecektir.❖ Çocuğun kimlik oluşumu ve kültürel bagajının zenginliği konusunda ebeveynlerin eğitimseviyesi, ekonomik durumu ve sosyal statüsü de büyük bir önem arz etmektedir.❖ Nitekim “Her birey, içinde yaşadığı kültürün mührünü kimliğinde taşır.” sözü yapılanaçıklamaları pekiştirecek bir söz olarak kullanılabilir.❖ Hareketliliğin sonucu olarak kültürlerarası etkileşimlerin yoğun olduğu çağdaş dünyadaçocuğun içinde büyüdüğü sosyal etkileşim, öğrencilerin güvensizlikten kurtulmaları içinönemlidir.❖ Bu nedenle ev sahibi ülkelerin öğrencileri ile yabancı uyruklu öğrenciler arasındaki etkileşimikolaylaştırmak ve artırmak için çeşitli programlara ihtiyaç vardır.❖ Çünkü sosyal güvenliği iyileştirmenin ve yalnızlık, kaygı ve depresyon duygularınıazaltabilmenin en etkili yollarından biri, hoşgörü ortamı yaratmak ve entegrasyonuiyileştirmektir.❖ Yabancı Öğrencilerin Güvenliği Eğitim kurumlarında yabancı uyruklu öğrenciler, kendilerineen çok benzeyenlerle ve kendi dünya görüşünü paylaşanlarla iletişim kurma eğilimindeolabilmektedir.❖ Yerel kültür içindeki uygun davranış ve normların yabancı uyruklu öğrencilere bir örneksağlayabileceği ve etkileşimlerin, onların davranışlarına ve normlarına rehberlik edebileceğisöylenebilir.❖ Bu durum, yabancı uyruklu öğrencilerin ev sahibi ülkelerin kültürlerine daha iyi uyumsağlayabilmesine fırsat sağlayacaktır.❖ Öğrenci güvenliğinin önemi için ev sahibi ülke kurumlarının ve öğrencilerin yanı sıraebeveynlerin de görüşlerinin dikkate alınması gerekmektedir.❖ Ebeveynler ve öğrenciler için güvenlik unsuru, okul seçerken en önemli önceliktir.❖ Hatta güvenlik unsuru eğitimsel ve sosyal fırsatlardan daha önemli olabilmektedir. Sonuçolarak yabancı uyruklu öğrencilerin hem okula devam etmelerinde hem okulda akademikbaşarı ve motivasyonlarının artırılmasında, aynı zamanda da bu öğrencilerin ebeveynlerininendişesi olmadan okula gitmelerinde güvenli bir okul ortamının sağlanmasının çok önemliolduğu söylenebilir.❖ Güvenli bir öğrenme ortamı olmazsa öğretmenler öğretimde, öğrenciler de öğrenmedesıkıntılar yaşarlar.❖ Öğrenciler güvenlik endişesi taşırsa öğrenmeye yoğunlaşamazlar. Bu yüzden okullarıngüvenli hâle getirilmesi önemli olduğu gibi, aynı zamanda bir zorunluluktur.❖ Örneğin; nitelikli eğitimi ve uluslararası sınavlardaki başarıları ile gündeme sık sık gelenülkelerden biri olan Finlandiya eğitim sisteminin başarısındaki en önemli 4 faktörden birininokuldaki güvenlik olduğu görülmektedir.❖ Bu nedenle de Finlandiya’da, okulda kendini güvende hisseden öğrenci ve velisinin kaygıdüzeyi azalmakta ve öğrenci başarısı artmaktadır.❖ Okul güvenliği; en geniş kapsamıyla ifade edilecek olursa öğrenciler, çalışanlar ve diğerpaydaşlar olan veli ve ziyaretçilerin okul ortamında ve yakın çevresinde güvende olmaları,kendilerini fiziksel, psikolojik ve sosyal bakımdan özgür hissetmeleridir.❖ Okul güvenliği yalnızca okul ortamının güvenliği ile sınırlı ÖZ-MERSİN14❖ Okul güvenliğinin kapsamı ve boyutları; çocuğun ya da diğer okul personelinin okulagitmek amacıyla evinden ayrıldığı andan başlayarak tekrar evine gelinceye kadarki tümaşamaları içerir.❖ Bu durumda başka bir ülkeden özellikle de savaş nedeniyle göç eden yabancı uyruklu ailelersavaşın da getirdiği travma nedeniyle çocuklarının güvenliği için korku, endişe, panik içindeyaşamaktadır.❖ Çocuklarını emanet ettikleri eğitim kurumlarının okulların hem çocukları için hem dekendilerinin okul ziyaretleri sırasında güvenli olduğunu bilmeleri, görmeleri, onlarınkaygılarını azaltacak; çocuklarını daha çok okula göndermelerine ve hem kendilerinin hemde çocuklarının topluma adapte olmasını sağlama çabasına girmelerini sağlayacaktır..❖ Genel olarak bakıldığında okul güvenliğinin,arkadaşlarından gelecek şiddet olaylarına karşı güvenlik,öğretmenlerin fiziksel şiddetine maruz kalma konusunda güvenlik,doğal afetlere karşı güvenlik, sağlık ve temizliğe ilişkin güvenlik,cinsel istismara karşı güvenlik,psikolojik ve duygusal güvenlik,etnik ve siyasii görüş̧konularındaki güvenlik boyutları olarak ele alındığı Alanları olarak;❖ 1. Dış tehlikeler Yetişkin veya yaşıtlardan gelebilecek fiziksel veya psikolojik saldırı❖ 2. Mekânla ilgili tehlikeler kaygan zeminler, havasız mekânlar, yetersiz oksijen, merdivenler,set zeminler, menteşeler❖ 3. Hijyenle ilgili tehlikeler yeteri kadar temizlenmeyen tuvaletler, kirli sınıflar❖ 4. Sağlıksız gıdalar❖ 5. Akran Zorbalığı❖ 6. Öğretmen-idareci şiddeti❖ 7. Veli şiddeti❖ 8. Sınav Kaygısı❖ 9. Servis kazaları❖ 10. Afetler deprem, sel, yangın gibi faktörler sıralanabilir .❖ Okullarda Fiziksel, Psikolojik ve Sosyal Güvenlik Küresel bir politika sorunu olan yabancıöğrencilerin güvenliğinin yalnızlık, ayrımcılık ve izolasyon boyutları da vardır.❖ Psikolojik güvenlik, yabancı uyruklu öğrencilerin kültürel uyumu için kritik öneme güvenlik, uyumsuzlukların telafi edilmesine ve kabul duygusuna aracılık hâlde yabancı uyruklu öğrenciler, kendilerini sosyal dışlanma olmasa da ilişkisel bireksiklik içinde bulabilirler.❖ O hâlde ülkemizde, okullarda bu öğrencilerin toplumsal kültüre uyumunu sağlamak, aidiyetduygusu yaratmak için kendilerini psikolojik açıdan rahat ve güvende hissedeceği ortamlaryaratılmalı ve öğretmenler, okul yöneticileri ile Türk öğrenciler bu öğrencilerle iletişimkurarken onlara saygı duyduğunu, onları kabul ettiğini davranışlarıyla Milletler Kalkınma Programı insan güvenliğini birey merkezli olarak şu şekildetanımlamaktadır❖ Güvenlik, insanların bir toplumda nasıl yaşadıkları ve nefes aldıkları, tercihlerini ne kadarözgürce uyguladıkları, pazara ve sosyal fırsatlara ne kadar erişime sahip oldukları huzur vebarış içinde yaşamaları ile ilgilidir.❖ Bu bağlamda, ailelerin de kendilerini ifade edecekleri ve sosyal açıdan daha rahathissedecekleri okul ortamları yaratılarak velilerin, okulda ve okul çevresinde herhangi birtehdit ya da risk hissetmeden okula gelmeleri ÖZ-MERSİN15❖ Yine okullar aracılığı ile Türk öğrencilerin velileri ile yabancı uyruklu öğrencilerin velileriçeşitli sosyal etkinlikler, dayanışmalar vb. nedenlerle bir araya getirilerek onların kendinisosyal ve psikolojik açıdan güvende hissetmeleri sağlanmalıdır.❖ Diğer yandan, yabancı uyruklu öğrencilerin fiziksel güvenlik hissine katkıda bulunmaklaberaber sosyal ve psikolojik güvenliklerinin de güçlendirilmesi gerekmektedir.❖ Sosyal güvenlik, kişinin hem resmî hem de gayri resmî kurumlar dâhil olmak üzere sosyaldestek ağlarına erişme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.❖ Yabancı uyruklu öğrencilerin hissetmiş olduğu fiziksel, psikolojik ve sosyal güvenlik eksikliğiöğrencilere motivasyon kaybı yaşatabilir ve onları topluma yabancılaştırabilir.❖ Bunun için okulda öğretmen, yönetici ya da yaşıtlarından gelebilecek fiziksel ve psikolojikşiddetten uzak gerekli önlemlerin alındığı güvenli bir okul ve okul çevresi zamanda yabancı uyruklu öğrencilerin, sosyal güvenlik duygularını artırabilmek içinkültürel entegrasyonu sağlamak ve topluma entegre olmalarının kolaylaştırılması içinokullarda yabancı uyruklu öğrencilerin ev sahibi ülke öğrencileri ile olan etkileşimlerini teşvikeden programlar geliştirmek ve uygulamak gerekmektedir.❖ Sosyal güvenlik alanında dikkat edilmesi gereken husus, yapılan çalışmaların ne kadaryararlı olduklarının ölçülmesi ve değerlendirilmesinde, yabancı uyruklu vatandaşlarınsöyledikleriyle yaptıkları arasındaki farkın iyi okunmasıdır.❖ Bu bağlamda aşağıdaki örnek, durumu açık bir şekilde ortaya ve Ankara’da Suriyeli göçmenlerin; sosyal hizmet yardımı, Türkçe öğrenme olanağı,istihdam ve eğitim alanlarındaki memnuniyet derecesini ölçmek için yapılan bir sahaçalışmasının sonuçlarına bakıldığında ankete katılanların memnuniyet oranının %70 ile %85arasında olduğunun görülmesine rağmen sözü edilen alanlarda etkinliklere katılımseviyelerinin çok daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır.❖ Yabancıların genel anlamda güvenliği söz konusu olduğunda içinde yaşadıkları toplumunsorumluluklarının yanında göçmenlerin de kendi sorumluluklarını taşımalarının bir zorunlulukolduğunu vurgulamak Farkındalık❖ Yabancı uyruklu öğrenciler aynı ülkeden gelmiş olsalar da dışardan bakıldığında tek tipolarak görülebilmektedir. Oysaki bireysel-sosyal, kültürel, inanç ve yaşam felsefesi, etnikköken gibi farklılıklardan dolayı bu öğrencilerin ilgi alanları, hobileri, deneyimleri ve tercihedilen sosyalleşme yolları farklılık gösterebilmektedir.❖ Kültürel farklılıkların etkisi ile birey de karşısındaki kişiyi farklı algılayabilecektir. Bu yüzdeniletişim sağlarken “Karşımızdaki bireyde ne görmekteyiz ve bunun nedeni nedir? veya“Karşımızdaki vatandaş hangi kültürün ürünüdür?” şeklinde düşünmek durumu sağlıklı analizedebilmek için yararlı ÖZ-MERSİN16Hollanda örneği❖ Ebeveynler 80’li yıllarda kültürel farklılıklar nedeniyle Hollanda eğitim kurumlarınagüvenmemekteydi. Bu nedenle bazı göçmen ebeveynler, okulda kız çocuklarınınHollandalılarla etkileşime geçmeleri sonunda onlardan olumsuz etkilenecekleri kaygısıyla kızçocuklarını evde tutmak için uğraş vermiştir. Ayrıca okul kantinlerinde çocukların satınalabilecekleri gıdalarda, inançlarına ters düşebilecek maddelerin kullanılmış olabileceği debazı ebeveynlerin çocuklarını okullardan uzak tutmalarına veya çocuklarını gelmiş olduklarımemleketlerindeki akrabalarına geri göndermelerine neden olmaktaydı. Yukarıdaki durumabenzer bir şekilde göçmen vatandaşlar da kendi kültürlerindeki farklılıklardan dolayı farklı birşekilde kodlanmış olabilirler Hofstede, 2016.❖ Bunun sonucu olarak da göçmen çocuklarının toplumumuzdaki davranışları ve beklentilerifarklı olabilecektir. Bu yüzden eğitim kurumları yani okullar yabancı uyruklu öğrencilerinkarşılaştıkları sorunların farkında olmalı ve gerekli desteği sağlamalıdır.❖ Yukarıda açıklandığı üzere okul güvenliğinin boyutlarından biri de etnik ve siyasi görüşkonusundaki güvenliktir.❖ Dolayısıyla farklı siyasal, kültürel ve etnik yapıya sahip olan yabancı uyruklu öğrenciler okulortamında bu farklılıklarından dolayı dışlanmamalı, psikolojik şiddete maruz kalmamalıdır.❖ Onlara kendilerini rahatlıkla ifade edecek ve güvende hissedecek demokratik ortamlaryaratılmalıdır. Çünkü yabancı uyruklu öğrenciler, kültürel olarak ev sahibi ülkeöğrencilerinden farklı oldukları için farklı sosyal normlar, değerler ve davranışlara içinde kadın-erkek, genç-yaşlı, etnik ve kültürel farklılıklara sahip hemen herkesleiletişim sağlama sanatını öğrenebilmesi için bireyin ön yargıyı içinden atması bunlar aile içinde öğretildiğinde birey, farklılıklara objektif yaklaşabilecek ve iletişimkurabilecektir.❖ Eğitimin başarılı olması için eğitimcinin çocuğunun seviyesine inmesi çerçevede eğitime bakacak olursak eğitimde vizyon sahibi olanlar genellikle başarılıolmuştur. Çünkü verilen eğitim, eğitimcinin ve öğrencinin kapasitesinden daha iyi bagajı olmayan yani “Sırt çantası” boş olan bir öğrenciye eğitim vermek oldukça zorolacaktır. Ayrıca öğrencimize neyi öğreteceğimizi ve bunu neden öğreteceğimizi iyidüşünmemiz gerekmektedir.❖ Kısacası seçici olacağız gerekli olacak bilgilerle donanım sağlayacağız.❖ Bunun için de aşağıdaki soruları önce yanıtlamamız gerekmektedirBilgi kesin midir ve kalıcı mıdır?Eğitimin amacı bilgi kazandırmak için mi olmalı yoksa beceri için midir?Okullarda bireysel farklılıklarla etkili eğitim nasıl verilmelidir?Öğrencilere düşünmeyi ve öğrenmeyi nasıl öğretmeliyiz?Hızlı iletişim araç ve yöntemlerinin oluşturduğu yeni dünyada okulun yeri nerede? Bireğitimcinin çocuğun dünyasına girmesi bir zorunluluktur. Çünkü ancak çocuğun iç dünyasınagirebiliyorsak, çocuğun frekansını yakalayıp o frekanstan iletişim sağlayabiliyorsak, vermekve aktarmak isteğimiz bilgi ve beceriyi uygun bir şekilde aktarabiliriz.❖ Yabancı öğrencilerin eğitimi söz konusu olunca bazı sıkıntıların olacağı amacı kapsayıcı olmak ve bütün öğrencileri kapsamak, verilmesi gereken bilgi vebecerilerin bütün öğrencilere ulaşılmasını sağlamaktır.❖ Peki, öğrenciler arasındaki farklılıklar nereden kaynaklanmaktadır? Bunu daha iyiaçıklayabilmek için önce çocuğun kimliğinin oluşumuna değinmemiz gerekmektedir.❖ Toplum kültürünü üretir, toplumun kültürü de aile ve eğitim kurumu tarafından çocuğaaktarılır. Ayrıca çocuğun sosyal çevresi de çocuğun gelişiminde önemli bir rol ki dördüncü bir boyut daha vardır oda sanal dünyadır.❖ Sanal dünya doğrudan doğruya çocuğun erişim sağladığı ve anne, baba, eğitim kurumu ileyakın çevreninde kontrolünden kaçarak tek başına erişebildiği bir alandır. Burada Türkiye’deSALİH ÖZ-MERSİN17yaşayan yabancılar söz konusu olmak üzere, bebeklikten sonra devam eden çocuklukdönemi ile devam eden, ailenin aile içerisinde konuştuğu dil Türkçe ve çocuğun sorularıTürkçe ile cevaplanıyorsa ailenin Türk komşuları ile diyaloğu varsa çocuğa Türkçe ile gerekliaktarımı yapabilecektir. Çocuğun oyun çevresi akranları da kısmen Türk çocuklarındanoluşuyorsa orada da Türkçe konuşması söz konusu Türkçenin önemi kültürün taşıyıcısı olmasındadır.❖ Dil kültürün taşıyıcısı, tercümanı ve etkileşimde eleştiren faktörüdür. Bu şekilde sıfıryaşından dört, beş yaşına kadar anne, baba ve yakın çevre tarafından çocuğa aktarılanbilgiler ile çocuğun temel bilgisi “sırt çantasındaki haznesi” oluşur. Daha sonra eğitim kurumuçocuğun seviyesine inerek bilgi aktarımında bulunur ve çocuğun ilerlemesine yardımcı çocuk yabancıların hâkim olduğu bir mahallede yaşıyor ise, anne baba Türkçeyi pekkonuşmuyorlarsa, çocuğun yakın ve sosyal çevresi yabancılardan oluşuyorsa ve orada daTürkçe konuşulmuyorsa, bu durumda çocuğun kimliği oluşurken Türkçenin dışında akranlarıile birçok konuda ayrı düşeceği bir kimlik yapısına sahip olacaktır.❖ Demek oluyor ki aile içi iletişim çok önemli olup kimlik oluşumunun temel yapısı yanında ebeveynlerle okul iletişim de çok önemlidir. Bir yandan anne ve babaların rolmodel olmaları, çocuklarına toplumda nasıl hareket etmesi gerektiği kısacası güncel sosyalyaşam kurallarını öğretmeleri, diğer yandan okul ile iletişim sağlayarak çocuğa manevidestek vermeleri büyük önem taşımaktadır.❖ Kimlik gelişiminden söz ederken verimli ve verimsiz toprağı karşılaştırarak da örnekverebiliriz. Verimli toprakta bitkiler, ağaçlar gürdür, zengindir. Çorak toprakta ise bitkilercılızdır. Eğer bu toprakla ilgili arazi farklılıklarını kültür farklılıklarına benzetecek olursakkültürlü bir aileden gelen çocuğun anne ve babası tarafından desteklenmesi, sorularınacevap verilmesi büyük bir önem taşıyacağı gibi, çocuğun sorularına cevap alamaması dabüyük bir kayıp olacaktır. Bir örnek verecek olursak dört yaşlarındaki bir çocuğun Ankarasokaklarında yürürken “Anneciğim ağaçtaki kestaneler neden düşüyor?” sorusunusoracağını düşünürsek annenin “Aferin çocuğum, bunu okula gittiğinde öğreneceksin!” yanıtıile annenin “Çok güzel bir soru, çok iyi düşünmüşsün kışın yapraklar veya meyveler dökülürve ağaçlar kış uykusuna yatar. İlkbahar geldiğinde ise ağaçlarda tekrar çiçekler açar veyenilenir. Yazın güneş ve su ile ağaçlar meyvelerini besler, sonbaharda yetişmiş kestanelertekrar yere düşecektir.” yanıtına baktığımızda çocuğun dört mevsimi bir soru ile öğrenmefırsatını yakalamış olduğunu görürüz. Susamış bir çocuk su isteyip su içiyorsa soru sorançocuk, kendisine verilen cevabı ilgiyle dinleyip öğrenecektir. Buna benzer çocuğun sıfıryaşından dört, beş yaşına kadar soracağı binlerce sorusu olacaktır. Sorularına yanıtalamayan çocuğun bilgi kumbarasını da boş kalacaktır. Bunun yanında bütün sorularlacevap veren bir aile çocuklarının bilgi haznesine birçok şeyi doldurmuş olacaktır. Tabiricaizse kumbara geçerli akçeler ile değerlenmiştir. Bu zıt durumda olan iki çocuk ilköğretimegittiklerinde boş kumbaraya sahip olan çocuğun bilgi ve beceri kapitalinde yetersizlik,kumbarası dolu olan çocuğun ise bilgi hazinesi daha zengin olacaktır.❖ Demek oluyor ki 0-4 yaşlarında ebeveynleri tarafından desteklenen çocuğun başarılıolabilme ihtimali daha yüksektir. Ama maalesef birçok yabancı öğrenci bu durumdanmahrum durumdadır. Kendi ailesi içinde kendi dilleri ile iletişim sağlamakta, destekgörememekte ve eğitime hazırlıksız bir şekilde gelmektedirler.❖ Yabancıların eğitiminde başarılı olabilmek için farklı kültürleri barındıran bir sınıf söz konusuise kültürlerarası konusunun öğretmenim gündemi getirmesi gerekmektedir ve bu alan dayeterince donanımlı olması bir zorunluluktur. Çünkü öğretmen farklı kültürlerden öğrencilereönce inandırıcı güven verici yaklaşım ile kültürlerarası farkındalığı hissettirmesigerektirmektedir. Bu durumda eğiticinin bilmesi gereken husus kültürlerin birbirineulaşamadığı yerlerde ön yargının ÖZ-MERSİN18❖ Kültürlerin veya kültürleri temsil edeceği çocukların birbirleri hakkında yeterli bilgiye sahipolmadan bir araya gelmeleri birbirine dokunmaları da çatışmaya ve anlaşmazlıklara sebepolabilecektir. Kısaca kültürlerin birbirlerine uzak durduğu ve ulaşamadığı yerde ön yargı,birbirine ulaşamadan dokunduğu yerde ise çatışma söz konusudur. Bunu aşmak için çokkültürlülük üzerine öğrencilere bilgi vermek bir gereksinimdir. Kültürü hiçbir çocuk kendiarzusuyla seçememektedir.❖ “Coğrafya bir kaderdir.” şeklinde bir söylem vardır. Anne ve babanın eğitim durumu, sosyalstatüsü, ekonomik statüsü, inanç, etnik köken gibi faktörler de çocuğun kimliğinin gelişimindeönemli faktörler olabilecektir. Bu yüzden öğrenciler arasında ayrımcılığın olmaması içineğitimcinin çok dikkatli olması gerekmektedir. Türkçeye yeterince sahip olmayan veya gerideduran öğrenciler söz konusuysa onları da uygun bir şekilde tartışmaya, projeye ve sohbetedâhil etmek gerekmektedir. Bunlar sınıf içerisinde yapılabilecekler olup okulun koridorundaveya bahçesindeki çalışmalarda da çocuklar yalnız olmamaları veya sürekli olarak aynı etnikkökenden öğrencilerle bir arada olmamaları için teşvik edilmelidir.❖ Bazı ülkelerde sosyal uyum çalışmaları ikinci dünya savaşından sonra 1960’lı yıllardagöçmen işçi olarak Batı Avrupa ülkelerine giden bireylerin 70’li yıllarda kabul edilen ailebirleşimi yasası ile başlamış durumdadır. Örneğin Veli toplantılarında her yabancı grup içinayrı toplantılar oluşturulmuş, bazı gruplara kendi dillerinde davetiye gönderilip toplantıda datercüman yardımıyla anne ve babayla iletişim sağlanmıştır. Böylece katılım teşvik edilmiştir.❖ Yabancı öğrencilerin sınıftaki durumlarını iyileştirmek ve onları bir şekilde motive etmek içinfarklı alanlardaki becerilerini de kullanmak mümkündür. Bu bağlamda Gardner’in çokluzekâlar teorisinden zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel, görsel, sanatsal, müziksel ve kreatifzekâ yararlanmak büyük fırsatlar sağlayacaktır. Bu durumda yabancı öğrenciler sınıftaTürkçelerinin zayıf olmasından dolayı yeterince ön plana çıkamıyorsa, vasat veya vasatınaltında bir seviyede katılım sağlıyorsa, gösterilen yakın ilgi ile bu öğrencilerin başkabecerilerinden yararlanarak katılımlarını sağlamak mümkündür.❖ Başka beceriler sayesinde bir öğrencinin öz güvenin artmasına destek verilebilir. Öz güveniartan öğrenci, diğer konularda da daha rahat bir şekilde katılım sağlayacaktır. Bu dazamanla diğer öğrenciler tarafından bir arkadaş olarak seçilmesi, oyunları ortak edilmesihatta arkadaşlıklarının sınıf dışında da gelişmesini sağlayacaktır.❖ Böylece çocuğun daha başarılı bir yol izlemesi için önemli bir adım atılmış yabancıların, ülkenin farklı coğrafyalarına dağılmalarını ve entegrasyonunkolaylaştırılmasını sağlamak için her ne kadar devletin desteklediği /paydaş olduğu ucuzevler inşa etmekte ise de aile birleşimi ile yeni aile kuran gençlerin Türkiye ve Fas’tanHollanda’ya aldıkları yeni yerleşen insanlar Hollandaca bilmediklerinden, genellikle kendiülkesinden bir 430 hemşerisine yakın bir yerde ikamet etmek istemektedirler. Bunun sonucuolarak aynı dili konuşan insanların yoğun olarak bir arada yaşadıkları yabancılarınmahalleleri “gettolar” oluşmaktadır.❖ Şu anda Rotterdam’da Feyenoord “Küçük Türkiye” olarak tanınmakta, Utrecht’te KanaalEiland ise “Küçük Fas” olarak tanınmaktadır. Lahey şehrindeki Schilderswijk semti ileAmsterdam’ın tamamı da Hollandalıların azınlıkta olduğu majority-minority yerler olaraktanınmaktadır.❖ Bu gibi oluşumlar, göçmenlerin Hollandaca öğrenmeyi genel olarak gerek görmemelerineneden olmaktadır. Çünkü göçmenler günlük yaşamlarını kendi dillerini kullanarak rahatlıkladevam ÖZ-MERSİN19yüzyılın eğitim vizyonu aşağıdaki hedefleri kapsamaktadır❖ 1. Eğitim ile mantık çerçevesinde düşünen, algılayan, empati sağlayan, objektif kararverebilen, motivasyonu yüksek ve öz güvenle dünya coğrafyasında rekabet edebilecekgençleri topluma kazandırmalıyız.❖ 2. Risk, stres ve değişim ile ilgili olarak nasıl hissettiğini ve bu konularda kendi kapasitesinifark edebilir.❖ 3. Çok kültürlülük, işle ilgili belirsizlikler ve örgütsel değişim ile baş etme konusunda sağlambiçimde odaklanabilir.❖ 4. Kontrol etme yerine iş birliği yapmaya daha meyilli olabilir.❖ 5. Kendi güçlü ve zayıf yönlerini tespit eğitim konseptindeki eğitimcinin rolü ise şu şekilde sıralanabilir.❖ 1. Care Sorumluluk taşıma, değer verme, sevgi ve şefkat,❖ 2. Challenge Yenilikçi-araştırmacı, sınırları zorlayan,❖ 3. Clarify En zor konuyu da rahat açıklayabilmeli, kreatif anlatma sanatı, anlaşıldığını kontroletmeli,❖ 4. Captivate Cazip-ilginç yapmalı, beğeni kazanılması,❖ 5. Confer Etkileşimli, herkese ilgi, zaman tanımalı, söz hakkı tanımalı,❖ 6. Consolidate Konunun anlaşıldığından emin olmalı kontrol edip geri dönüş’’sağlamakfeedback’’ vermeli, yardım ve düzeltme,❖ 7. Control Verimli sınıf atmosferi Rol model, dengeli ve adil OKUL KAPSAMINDA SOSYAL UYUM – ENTEGRASYONProf. Dr. Seyfi ÖZGÜZELSosyal uyum,❖ bireylerin ev sahibi toplumla ilişki kurmak için geçirdiği değişimler olarak kendi kültürü perspektifinden ev sahibi ülkenin kültürel davranışlarını, değerlerini veinançlarını anlama ve birleştirme süreçlerini içermektedir.❖ Bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere birbirleriyle ilişkili birçok faktör içermektedir.❖ Göçmenin yerleşmiş olduğu yeni toplumda, gelmiş olduğu ülkede sahip olduğu kültürelkimliğini koruyarak yeni toplumda sosyal ve kültürel bütün alanlarda katılımcı ise bireyin sahip olduğu kimliğini bırakıp yalnızca yeni toplumun kültüreldeğerleriyle yaşamına devam etmesi olarak ifade Öğrencilerin Uyum ve Entegrasyonuna Engel Olan En Önemli Sebepler❖ • Dil Sorunu❖ • Sosyal bilgilerin eksikliği❖ • Psikolojik, sosyal ve fiziksel okul güvenliği sorunu❖ • Okulu Terk Etme❖ • Yönetici ve Öğretmenlere Oryantasyon Eğitimi❖ • Meslek Eğitimi • Kültürel Ayrımcılık ve Asimilasyon Endişesi❖ • Maddi Yetersizlikler❖ • Çocuk İşçiliğiSALİH ÖZ-MERSİN20Vatandaşlık Bilinci ve Eşitlik Yasası❖ Gönüllülük bazında uyum ve entegrasyonun gerçekleşmemesi üzerine Scheffer’in 2000yılında “Çok Kültürlü Toplumun Dramı” başlığıyla yazdığı makaleden sonra göçmenlerinentegrasyonu ulusal bir sorun olarak Hollanda Parlamentosunda görüşülmüş, üçüncü vedördüncü kuşak göçmen çocuklarının çoğunun yeterli düzeyde Hollandacaya sahipolamadıkları ve orantılı olarak Hollandalılar kadar yükseköğretim için başarılı olamadıklarıkabul edilmiştir.❖ 1960’lardan itibaren çok sayıda göçmen alan ve çok kültürlü topluma sahip olan Hollanda,yıllar içinde uyum sorununu çözemeyince 2001 yılında Citizenship Vatandaşlık yasasıçıkararak göçmenlere uyum kurslarını zorunlu kılmıştır.❖ Hükümet bu yasayla göçmenlere eşit hak, eşit sorumluluk vermiştir. Çünkü yabancılarıntoplumdaki konumları ve toplumda kabul görmeleri, kendilerinin sosyal yaşama yeterli ayakuydurmalarıyla doğru orantılıdır.❖ Vatandaşlık yasasına göre her göçmen, içinde yaşadığı ortamda sağlıklı bir iletişimsağlayabilmek için ülkenin dilini öğrenecek ve toplum hakkında yeterli bilgiye sahip durumda yabancı vatandaşın yerleşme hakkı alabilmesi için B1, bir devlet kurumunda daiş sahibi olabilmesi için ise B2 düzeyinde Hollandaca bilmesi bir zorunluluktur .❖ Ayrıca yabancıların içinde yaşadığı ülkenin dil seviyesi ile zekâ seviyeleri aynı düzeydealgılanır, bu yüzden yabancıların içinde yaşadıkları toplumun dilini öğrenmeleri büyük önemtaşımaktadır.❖ Hâl bu ki yabancıların yoğun olarak yaşadığı %70 Batı Avrupa’nın birçok ilinde yerleşikhalkla yabancılar arasında iletişimsizlikten dolayı güvensizlik duygusu ve tedirginlik oluşmuşve bu durum kamusal sahanın yaşam atmosferini olumsuz Düşmanlığına Karşı Farkındalık❖ Yabancı uyruklu öğrenciler aynı ülkeden gelmiş olsalar da dışardan bakıldığında tek tipolarak görülebilmektedir.❖ Oysaki bireysel sosyal, kültürel, inanç ve yaşam felsefesi, etnik köken gibi farklılıklardandolayı bu öğrencilerin ilgi alanları, hobileri, deneyimleri ve tercih edilen sosyalleşme yollarıfarklılık gösterebilmektedir.❖ Başka bir şekilde ifade edilecek olursa göçmen vatandaşlar kendi kültürlerindekifarklılıklardan dolayı farklı bir şekilde kodlanmış olabilirler.❖ Bunun sonucu olarak da göçmen çocuklarının toplumumuzdaki davranışları ve beklentilerifarklı olabilecektir.❖ Bu yüzden eğitim kurumları, okullar yabancı uyruklu öğrencilerin karşılaştıkları sorunlarınfarkında olmalı ve gerekli desteği sağlamalıdır.❖ Farklı siyasal, kültürel ve etnik yapıya sahip olan yabancı uyruklu öğrenciler okul ortamındabu farklılıklarından dolayı dışlanmamalı, psikolojik şiddete maruz kalmamalıdır.❖ Onlara kendilerini rahatlıkla ifade edecek ve güvende hissedecek demokratik ortamlaryaratılmalıdır.❖ Toplum içinde kadın-erkek, genç-yaşlı, etnik ve kültürel farklılıklara sahip hemen herkesleiletişim sağlama sanatını öğrenebilmesi için bireyin ön yargıyı içinden atması bunlar aile içinde öğretildiğinde birey, farklılıklara objektif yaklaşabilecek ve iletişimkurabilecektir.❖ Burada evrensel bir kurum olan aile, dünyanın bütün toplumlarında, çocuklarınınsorumluluğunu taşırken farklı fonksiyonlarıyla karşımıza çıkmaktadır ama hepsindeebeveynlerin çocuklarına rehberlik ettiği görülebilir.❖ Aile, çocuklarına örnek vererek onları eğittikleri ilk ve en güvenli liman gibidir.❖ Aynı şekilde aile, insan sermayesinin ilk yatırım alanı, temel davranış özelliklerininöğrenildiği ya da öğretildiği ve beşerî ilişkilerinin ilk deneyimlendiği ÖZ-MERSİN21❖ Toplumsal değerlerin, hayata bakışın, algılama ve anlamların çocuk tarafından öğrenilmeyebaşlandığı, “bakir tarlaya” ilk tohumların atıldığı ve genel bir ifadeyle çocuğun kişiliğininoluşmaya başladığı yer ailedir.❖ Aydınlanma döneminde çocuğun zihni beyaz boş bir levhaya benzetilmiş ve eğitimle bulevhanın doldurulacağı savunulmuştur.❖ Bu yüzden çocuğun beynine kodlanmış olan aile kültürünün izleri, bireyin toplum içindekidavranışlarında ömür boyu görülebilecektir.❖ Nitekim ebeveynlerin vereceği en iyi aile içi eğitim, doğru örnek vererek yaşamak olacaktır.❖ Yabancı uyruklu ailelerin, eğitimi destekleyen örnek davranışlarının eksikliği, çocuklarınıneğitimdeki başarısını kuvvetle muhtemel olumsuz bir şekilde etkileyecektir.❖ Bu nedenle farklı ailelerin kültürleriyle de kodlanmış olan göçmen çocukları, eğitimortamlarına uyum sağlamaya çalıştıklarında farklılıklarından dolayı bazı sorunlaryaşayacaklardır.❖ Öğrencilerin bu zorluklara duygusal tepkileri ve duygusal değişikliklere adaptasyonu, sosyalkültürel uyum olarak adlandırılır.❖ Sosyal-kültürel uyumun fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik olmak üzere çok yönlü bir yapıolarak görülmesi gerekmektedir.❖ Genel olarak sosyal-kültürel uyum ev sahibi ülke vatandaşlarıyla sağlıklı “kişiler arasıilişkileri” ifade etmektedir .❖ Yabancı uyruklu öğrencilerin sosyal ve eğitimsel açıdan karşılaşabilecekleri birçok uyumsorunu olabilmektedir.❖ Bu uyum sorunlarıyla başa çıkmaya yönelik yetenekler bireysel özelliklere göre farklılıkgösterebilir.❖ Öğrencilerin sosyal-kültürel uyum sürecini sorunsuz ve kolay hâle getirebilmek için eğitimkurumlarını, okulları sosyal ve psikolojik açıdan daha güvenli hâle getirerek uyumçalışmaları, sosyal etkinlikler ve kültürel çeşitliliğe ve farkındalığa yönelik bilgilendiricifaaliyetler gerçekleştirmek yararlı olacaktır.❖ Nitekim farklı kültürlere sahip olan bireyleri yönetmek oldukça zordur.❖ Bu yüzden, eğitmenlerin, yabancı uyruklu öğrencilerin kültürel uyum sürecine yönelikmesleki ve kişisel bakış açılarının dinamiklerini ve etkilerini çok iyi anlaması oldukçaönemlidir .❖ Yabancı öğrencilerin uyumuyla ilgili en önemli sorun, kayıt altına alınamayan ve gereklieğitimi görmeyen “göçmen” çocuklarının, yerleşik olduğu toplumun kültürü dışındayaşamaları, zamanla içinde yaşadıkları toplum için başlı başına bir tehlike unsuru olarakortaya çıkabileceğidir.❖ Bu sorunun aynı ülkeden gelen yabancıların yoğun olduğu yabancı mahallelerinde sözkonusu olursa gettolaşmaya gidebileceği birçok Avrupa ülkesinde görülmüştür.❖ Tutum ve inançlardaki farklılıklardan dolayı ret edilme ve yabancılaşma korkusu yüzündenkültürel uyuma yönelik değişim ve gelişim başarılamayabilir.❖ Bu bağlamda da yabancı uyruklu ailelerin ve çocuklarının kültürel uyumununkolaylaştırmada önemli bir araç olan eğitim kurumlarının, okulların bu öğrencilerin psikolojikve sosyal güvenliğini sağlamaya yönelik kültürlerarası eğitim ve öğretim ortamlarıyaratmaları, onların reddedilme ve yabancılaşma korkularını ve endişelerini azaltacaktır.❖ Bilinçli veya bilinçsiz olarak oluşabilecek kültürel inançların ve değerlerin çatışmasınıengellemek ve ötekileşmeyi yok etmek için kültürel uyum oldukça uyum; pskolojik uyum ve sosyokültürel uyum olarak ikiye ayırmak söz konusuolabilirPsikolojik uyum, stres ve başa çıkma durumlarıyla ilgili iyi oluş ve memnuniyet ile uyum ise güncel yaşamdaki sosyal beceriler ve öğrenme üzerine ÖZ-MERSİN22❖ Kültürel uyum, yabancı uyruklu öğrencilerin ev sahibi ülkelerin kültürlerini öğrenmelerine,algılamalarına ve anlamalarına yardımcı olan zengin uygulama ile deneyim süreçlerini vesonuçlarını içermektedir. Bu durum, bir kültürün içselleştirilmesi yoluyla başka bir kültüreentegrasyonu yani sosyal uyumu anlamına gelmektedir. Bu süreç sosyal uyum ile yakındanilişkilidir.❖ Sosyal uyum, bireyin belirli bir topluluğun değer ve normlarının kavramlarını öğrenereksosyal çevrenin koşullarına aktif bir şekilde uyum sağlama sürecidir.❖ Bunun için de eğitim kurumları psikolojik, fiziksel sosyal açıdan öğrencilerin kendilerinigüvende hissedeceği, kültürel uyum sağlandığı sosyal uyum başarısının arttığı yerlerolmalıdır.❖ Kabul edilmemek, dışlanmak, anlaşılmamak ve sosyal izolasyon korkusu yabancı uyrukluöğrencilerin kültürel uyum sürecinden kaçınmalarına neden olabilir ve eğitimsel başarılarınıolumsuz yönde etkileyebilir.❖ Yabancı uyruklu öğrencilerin kültürel uyum süreciyle başa çıkma mücadeleleri psikolojiksağlıklarını da etkileyebilir.❖ Ortaya çıkabilecek olumsuz düşünceler ve inançlar stres, depresyon ve endişe düzeylerininartmasına neden olabilir.❖ Bu durum, kültürel uyuma direnç göstermelerine sebebiyet verebilir. Kültürlerarasıetkileşimlerin olduğu çağdaş dünyada, çocukların sosyal ve kültürel uyum ve gelişmeleri içingüvensizlik duygusundan kurtulmaları çok önemlidir.❖ Bu nedenle ev sahibi ülkelerin öğrencileri ile yabancı uyruklu öğrenciler arasındaki etkileşimikolaylaştırmak ve artırmak için çeşitli programlara ihtiyaç sosyal güvenliği iyileştirmenin ve yalnızlık, kaygı ve depresyon duygularınıazaltabilmenin en etkili yollarından biri, hoşgörü ortamı yaratmak ve entegrasyonukolaylaştırmaktır.❖ Bu aynı zamanda, çocuğun ev sahibi ülkenin kültürel davranış ve normlarına uyumunu daartırır.❖ Eğitim kurumları öğrencilerin benzer yaşlarda olması ve benzer koşulları paylaşmasıaçısından bir bu durum, ayrımcılığı ve sosyal dışlanmayı sınırlandırır, etkileşimi artırır.❖ Sosyal uyum için eğitim kurumlarında bir yandan göçmen çocukları için gerekli programlarhazırlandığı gibi ebeveynleri için de gerekli kurslar organize Türkiye’de yaşayan Suriyeli çocukların eğitiminde en önemli sorunların başındaTürkçe dil bilgisi ve vatandaşlık bilincinin geldiği söylenebilir.❖ Türkçe dilindeki yetersizlikten dolayı sorunlar okullara kayıt sırasında başlamaktadır. GeçiciEğitim Merkezlerinin GEM kapatılmasının ardından bazı öğrencilerin ara sınıflardanbaşlatılmasının sonucu olarak sınıflarda farklı eğitim seviyelerinin oluşması, eğitimcilerinsorunlarını daha da artırmaktadır.❖ Eğitimcilerin eğitim sahasında bütün öğrencilere aynı yakınlıkta olmalarına yardımcıolabilecek “Birinden nefret ettiğinizde karşı tarafı cezalandırmak size de zarar verebilir, En iyiçözüm içinizdeki nefreti öldürmektir Harari” sözünü hatırlatmakta yarar ÖZ-MERSİN23Göç Olgusu ve Yabancılar❖ Göçmen çocukların ebeveynlerinin dil ve kültür farklılığı çocukların eğitimde gerikalmalarında ve Türk öğrencilerle uyum sorunu yaşamalarında temel nedenlerdendir.❖ Bu farklılıklar ebeveynlerin öğretmenlerle iş birliğinin düşük olmasına neden sağlanamamasından ötürü göçmen aileler eğitim hususunda çocuklarına gereklidesteği verememektedir.❖ Aile desteğinin olmaması, diplomasız okulu terk etme sorununa çözüm bulmayızorlaştırmaktadır.❖ Bütün bu sorunlar yukarıda anlatıldığı gibi fiziksel, sosyal, psikolojik açıdan güvenli eğitimkurumları yani okul ortamları yaratılarak önlenebilir.❖ Göç ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiler genellikle psikolojik sorunlara yönelik olumsuzluklarlailişkilidir.❖ Psikolojik iyi oluş, benlik ve kimlik algıları da dâhil olmak üzere duygusal bileşenlereodaklanmaktadır.❖ Yine de psikolojik uyum ile kültürel uyum arasındaki ilişkilerin çok net olduğu psikolojik desteğin kültürel uyumu destekleyebileceği söylenebilir.❖ Göç, insanlar dâhil bütün yaratıklarda olduğu gibi, yaşam alanını kalıcı veya geçici birşekilde değiştirmek anlamına gelir.❖ Eski çağlardan beri, insanların, bir tehlikeye maruz kaldıklarında veya başka nedenlerlekonumlarını değiştirdiğine tanık olunur.❖ Göç bireysel olabileceği gibi savaş, kuraklık gibi doğa afetleri nedeniyle veya ekonomiknedenlerle gruplar hâlinde veya kitlesel olarak da Uyum Sürecinde Kültürün Önemi ve Güvenli Okul❖ Hofstede, kültürü “bir insan grubunun üyelerini diğerinden ayıran zihnin kolektif olarakprogramlanması” şeklinde tanımlamaktadır.❖ Bu anlamda kültür, değerler sistemlerini içerir ve değerler kültürün yapı taşları göre bireyler içinde yaşadıkları kültürün değerleriyle kodlanırlar.❖ Hofstede, Kültürel Boyutlar Kuramıyla farklı kültürleri altı farklı boyuttan inceleyerekkültürlerin örtüşen ve birbirinden farklı taraflarını ortaya Boyutlar❖ Kuramı’ndan hareket ederek beşerî sorunların çözümlenmesi ancak ön yargının kalkması veempati oluşturmakla mümkün olabileceğinden, eğitimcileri kültürlerarası iletişim alanındadonanımlı kılarak okullarda sığınmacı çocuklara nasıl davranılması gerektiği ile öğrencilerarasındaki etkileşim ve ebeveynlerle gerçekleştirilen 434 etkileşimin güvence altına alınmasıgerektiği söylenebilir.❖ Ayrıca göçmen ebeveynlerin eğitim merkezlerindeki Türkçe, sosyal bilgiler uyum vevatandaşlık kurslarına gitmeleri teşvik edilmelidir.❖ Bu bağlamda Suriyeli ebeveynlere vatandaşlık Citizenship bilincinin kazandırılması,çocuklarının eğitimine destek vermelerini, bunun da eğitimdeki sorunların çözümlenmesinekatkı sağlayacağı beklenebilecektir.❖ Yukarıda da belirtildiği gibi Hofstede , bireylerin içinde yaşadıkları kültürün değerleriylekodlandıklarını ifade etmiştir.❖ Hofstede’nin bu düşüncesinden yola çıkarak göçmen bireylerin Türkiye’ye gelmeden önceiçinde büyümüş oldukları kültürel özelliklerin göz önünde bulundurulması onların sosyalentegrasyonunu hızlandırılabilecektir.❖ Sosyal entegrasyon ile aidiyet hissi kazandırılması yabancı uyruklu öğrencilerde mutluluk,sevinç, bağlılık ve sakinlik gibi olumlu duygulara yol ÖZ-MERSİN24❖ Diğer yandan yabancı uyruklu öğrenciler yeni ortamlarda kültürel kimliklerinin önemsizgörülmesi veya yeniden kimlik oluşturma süreci ile karşı karşıya kalabilmektedirler.❖ Bu yeni deneyimler, sosyal gelenekler ve normlar kendilerine dışlanmışlık hissettirebilir. Herbir kültürün özelliği kültürler arasındaki farkı oluşturur.❖ Bu yüzden farklı olmak iyi, kötü, üstün veya düşük anlamına gelmemelidir.❖ Benzer kültürlere sahip olan gruplarla ilgili genellemeler yapılıyor olsa dahi bu gruplarınkendi içerisinde kültürel ve etnik uyuşmazlıklar, ideolojik ve siyasi farklılıklar, dinî ve sosyalkimlik farklılığı, tutumsal ve algısal farklılıklar farklılıklar, kendi aralarında kutuplaşmaya ve çatışmalara da neden olabilmektedir.❖ Kültürler arası ortamlarda bireyler benlik saygılarının yok olabileceğini veya sosyal bağlamdadeğer düşüklüğüne uğrayabilecek bir sosyal kimliğe sahip olduğunu düşünebilirler.❖ Özellikle sosyal ve kültürlerarası etkileşimlerden kaynaklanan isteksizliği, güven eksikliğini,ön yargıları, endişeyi, kaygıyı veya belirsizliği en aza indirgemenin bir yolu, olumlu etkileşimiartırma uygulamaları olmalıdır.❖ Bireysel deneyimlerin karmaşıklığı, karşılaşılan zorluklar, uyumsuz beklentiler, farklı yaşamtarzı gibi nedenlerden dolayı yabancı uyruklu öğrenciler sosyal uyum sürecinde pek çokpsikolojik sıkıntıyla durum kendilerini stresli, endişeli ve depresif hissetmelerini sağlayabilir.❖ Bunun sonucu olarak yabancı uyruklu öğrenciler yalnızlık duygusu uyruklu öğrencilerin sosyo-kültürel ortamlara nasıl adapte oldukları okuldeneyimlerine bağlı olabilmekte ve davranışları bireysel özelliklerine göre öngörülemeyecekşekilde değişebilmektedir.❖ Bu nedenle kendi aralarında da davranışsal farklılıklar gösterebilmektedirler.❖ Üstelik davranış problemleri yaşamalarının aidiyet ihtiyacı gibi makul nedenleri de olabilir. Budavranışsal tutumlara yönelik yapılacak iyileştirmelerle ilgili yaklaşımlar ise empatieksikliğinden ve kültürel farklılıkların yanlış yorumlanmasından dolayı etkili olamayabilir.❖ Bu yüzden ev sahibi ülke vatandaşlarının da kültürel uyum sürecine dâhil edilmesigerekmektedir.❖ Olumlu tavırlara sahip olabilmeleri için yabancı uyruklu çocuklara davranışlarının risk vefaydalarına yönelik destek verme eğiliminde Oluşumu ve Altın Üçgen❖ Bireyin kendini güvende hissedebilmesi ve eğitimin “eğitim güvenliği” hedefine ulaşabilmesiiçin de ebeveynlerin eğitime gerekli desteği vermelerinin sağlanması gerekmektedir. Nitekim❖ Altın Üçgen olarak nitelenen; aile-okul ve sosyal çevre üçlüsü arasındaki sağlıklı iletişimineğitim süresince gerçekleşmesi gerekmektedir.❖ Ailenin özellikleri, çocuğun okul başarısındaki en önemli çevre faktörünü oluşturmaktadır.❖ Kişiliğin büyük oranda aile eğitimiyle şekillendiği düşünüldüğünde aile içi iletişim, bireyinsağlıklı bir kimlik kazanmasına, etkili ve pozitif iletişim kurmayı öğrenmesine ve hem sağlıklıkişiliğiyle hem de iletişim becerisiyle, dünyadaki toplam “insani değerin’’ olumlu yöndedeğişimine katkı sağlayacaktır.❖ Yabancı uyruklu ailelerin eğitimi destekleyen örnek davranışlarının eksikliği, çocuklarınıneğitimdeki başarısını oldukça olumsuz bir şekilde etkileyecektir.❖ Ailelerin eğitime yeterli desteği verebilmesi için de öncelikle eğitim kurumlarında, okullardaçocuklarının birçok açıdan güvende fiziksel, sosyal, psikolojik, sağlık vb. olduklarınainanması gerekmektedir.❖ Kimlik oluşumunda aile faktörünün yanında eğitim ve sosyal çevre önem taşımaktadır. Biraile içinde yaşadıkları toplumun kültürünü çocuğuna aktarır.❖ Ebeveynler kültürü çocuğuna yaşayarak örnek vererek ÖZ-MERSİN25❖ Kimliğin oluşumundaki önemli üçüncü faktör ise çocuğun yakın çevresidir.❖ Çocuğun sokakta, okulda birlikte olduğu yaşıtları kimlik oluşumunda çok önemlidir.❖ “Altın Üçgen” dışında çocuğun kimliğinin oluşumunda son yıllarda gittikçe önemi artan yenifaktör ise sanal dünyadır.❖ Çocuğun internet aracılığıyla erişim sağladığı sanal pencere, hiçbir engele takılmaksızınçocuğun kimlik oluşumunu etkileyebilecek Uyruklu Çocukların Eğitim ve Okul Güvenliğine İlişkin Yapılan Çalışmalar veEğitim Politikaları❖ Yabancı uyruklu çocukların eğitim ve okul güvenliğine ilişkin yurt dışında yapılan çalışmalar“yaş” faktörünün gençlerin okullara hızlı ve kolay adapte olunmasında kilit bir rol oynadığısonucuna ulaşmışlardır.❖ Araştırmacılar, bir çocuk ne kadar küçükse geçiş yapmasının onun için o kadar kolayolduğunu belirtmişlerdir.❖ Yazarlar, küçük çocukların, ağır bir şekilde etkilenmeden veya kendi ülkelerinden gelen ilksosyal bağlarını kaybetme duygusu hissetmeden yeni sosyal bağlar oluşturabileceğini ifadeetmektedirler.❖ Çocukların yeni bir topluma ebeveynlerden daha hızlı uyum sağlaması, sonuçta çocuklarınyetişkinlerin sorumluluklarını üstlenmeye zorlamasından kaynaklanmaktadır.❖ Diğer çalışmada kardeşlere bakmanın ve ev işlerini yürütmenin çocuklar üzerinde büyükstres yarattığı ifade edilmektedir.❖ Kardeşlerine bakmak veya çalışmak mülteci gençlerin akranlarıyla sosyalleşme zamanlarınıkısıtlamakta ve bu da bize istikrarlı ve destekleyici arkadaşlıklar yaratmayı azaltan bir başkaönemli faktörü göstermektedir.❖ Bir başka çalışmada yeni toplumda “kabul edilmiş ve iyi entegre edilmiş hissetmek içinarkadaş edinmenin son derece önemli olduğu” bulgusuna ulaşılmıştır.❖ Bir diğer çalışmada, sosyal bağlamların örneğin; ırksal ve etnik farklılıkların algılanması, dilbilimsel sosyalleşme açısından farklılıklar ve akran desteği, göçmen gençleri nasıl etkilediğiaraştırılmıştır.❖ Çalışmanın ampirik bulgularına göre sosyal akran desteğinin, engelleri ortadan kaldırmadakilit bir faktör olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.❖ Yabancıların eğitimde karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri Türkçe yetersizliği ve aidiyetbilincinden yoksun olmalarıdır.❖ Topluma entegrasyonunun önündeki en büyük engellerden biri dildir.❖ Dildeki noksanlık; eğitim problemlerine, yeni topluma uyum sağlamada ve istihdamkonusunda zorluklara neden olmaktadır.❖ Bu yüzden aslı sorun, çok kültürlülük ile dünya toplumunda bilgisiyle rekabet edebilecek,evrensel değerlerle donatılmış, her yerde başarılı olabilecek bireylerin iyi toplumun üretme potansiyelinde sinerji oluşturmak ve toplumdaki bütün niteliklerinuygun yerde iyi kullanılması şarttır.❖ Yabancıların yaklaşık yarısı, yerleşik toplumda bazı ülkelerin imajından dolayı, söz konusuülkenin vatandaşı olmadıkları hâlde ayrımcılık gördüklerini belirtmiştir.❖ Gerçek durumu anlayanlar davranışlarını olumlu olarak değiştirmiştir.❖ Bazı gençler ayrımcılığın kendi cesaretsizliklerinden kaynaklandığını veya sahip olduklarıkültürün iletişim sağlamaya engel olduğunu ve bu yüzden de dışlanmış olarak yaşadıklarınıifade etmiştir.❖ Türkiye’deki yabancılarda “aidiyet bilinci”nin oluşmamasının nedeni, bireyin kendini yeterlidüzeyde toplumun bir üyesi olarak görmemesinden ÖZ-MERSİN26❖ Kendini toplumun bir üyesi olarak görmemesinin nedeni ise bireyin toplumla olan bağlarının,aidiyet duygularının zayıf olmasından kaynaklanmaktadır.❖ Yabancıları toplumdan tecrit edecek hareketlerden hassasiyetle kaçınılmalıdır. Bubağlamda, göçmen öğrencilerin yeteneklerini tanımak da onları topluma kazandırmak vebaşarılı olanların rol model olmalarını sağlamak önem arz etmektedir.❖ Bununla eşit hak, eşit sorumluluk bilinci yabancılara öğretileceği gibi, bu uygulamanınyapıldığı da yerleşik halka anlatılmalı ve eğitim kurumlarında da hizmet içi eğitimle gereklibilgilendirme yapılmalıdır. Gerekli önlemler alınarak yabancı mahallelerin oluşması vegettolaşma riskinin oluşması da ancak bu ve benzeri önlemlerle önlenebilir Özgüzel, 2013.❖ Sonuç olarak Yukarıdaki çalışmalarda özellikle dil bariyerinin en önemli sorun olarak işaretedildiği görülmektedir.❖ Aynı zamanda önemli sorunlardan birinin de eğitim kurumları içerisinde okul güvenliğisorunu olduğu görülmektedir.❖ Özellikle dil, akran zorbalığı, aile stresi, ailenin eğitsel etkinliklere katılımının düşük olmasıve kültüre adapte olma gibi sorunların yaşandığı ve bu sorunlarında aslında eğitimkurumlarının güvenliği, bir başka deyişle okul güvenliği sorunu temelli olduğu çerçevede göçmenlerin içinde yaşadıkları ülke toplumunun dilinin öğretiminin özel olarakdesteklenmesi önem taşımaktadır.❖ Ebeveyni olmayan göçmen sayısının da göreceli olarak yüksek olması önemli bir sorunolarak karşımıza çıkmaktadır.❖ Çözüm için toplumdaki eğitimcilerin ve rol model konumundaki insanların “Yüksek EmpatiYeteneği, Anlayış Gösterme, Dürüstlük ve Adalet, Yeniliğe Açıklık, Takım Arkadaşlığı,Basitleştirme Yeteneği, İlham Verme, Çatışmaları Yönetebilme” alanlarındaki başarılıdavranışları sosyal uyum / entegrasyona önemli bir katkı BAĞIMLILIĞIProf. Dr. İsa KORKMAZGiriş❖ Oyun insanlık tarihinin ilk yıllarından itibaren çeşitli şekillerde olagelmiş ve insanların günlükyaşamının bir kısmında yer almıştır. Aslında insanlar tarih boyunca oyun vasıtasıyla sosyalgelişim ihtiyaçlarını karşılamışlardır.❖ İnsanların biyolojik ihtiyaçları ne derecede önem arz ediyorsa oyun da sosyal bir varlık olaninsanın diğer insanlarla birlikte yaptığı yarışma, eğlenme ve boş zamanlarınıdeğerlendirmeye yönelik hayatı anlamlandırıcı tüm etkinliklerdir.❖ Geleneksel oyunlarda doğal olan bazı sınırlamalar oyuna katılacakların ortaklaşa belirleyecekleri bir zaman, yer ve katılımcı sayısıhakkında karar verilirken zorunlu olarak oyuncuların birbirlerini sınırladıkları ve kontrolettikleri bir durum geleneksel oyunların büyük çoğunluğu tek başına oynanmadığı için birbirlerine bağlıoldukları söylenebilir.❖ Fakat internet çağında ve teknolojik gelişmeler neticesinde sanal oyunların yapay zekâlarındevreye girmesiyle bir kişi oyun oynamak için zaman, yer, katılımcı gibi hiçbir kısıtlayıcı veyasınırlayıcı durumla ÖZ-MERSİN27Örneğin geleneksel mahalle arası oyunlarda çocuklar akşam olunca evlerine gitmekzorundadır, yemek zamanı oyun bırakılır veya bir oyun oynamak için takım oluşturulurkenbelli bir katılımcı aranır.❖ Günümüz video oyunlarında bir genç tek başına bilgisayar ve interneti kullanarak zamanaçısından 7/24 kesintisiz oyun oynama imkânına sahiptir.❖ Hatta bazı ülkelerde görülen oyunun başına geçip ölümle sonuçlanan vakalar basındazaman zaman görülmektedir.❖ Günümüz oyunları bireylere tek başına tüm özgürlükleri sağladığı için dışsal bir kontrolsağlanamamaktadır.❖ O hâlde bireyler oyun oynamada öz denetim ve öz kontrollerini iyi kullanmak bireylerde bu iç denetim güçlendirilmezse bireyler gerçek yaşamdan uzaklaşarak oyunbağımlısı olurlar ve diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi yaşamlarında tüm olumsuzluklarlakarşılaşırlar.. Oyun Bağımlılığını Tanımlama❖ Sanal Oyunlarla ilgili durumlar; 2021 yılında dünya genelinde oyun endüstrisinin ekonomikhacmi 180 milyar dolardır.❖ 2,5 milyar insanın oyun oynadığı tahmin edilmektedir.❖ Erkekler kızlardan iki kat daha fazla oyun oynamaktadırlar. 437❖ Her oyun bağımlılık yapmaz.❖ Her oyun, her bir bireye aynı etkiyi yapmaz.❖ Oyun bağımlılığı genetik ve çevresel faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Her oyun,zararlı olmaz ve sağlıksız da değildir.❖ Bireylerin yaşamlarında eğlence, rahatlama ve hatta sosyalleşme sağlayan oyunlar davardır.❖ Sanal oyunların bağımlılığının diğer bağımlılık türleri gibi toplumda açık ve net olarak farkedilmemektedir.❖ Oyun bağımlılığı, Dünya Sağlık Örgütü WHO uluslararası sağlık problemlerine ilişkinhastalıkları sınıflama ICD tarifinden hastalık olarak tanımlanmaktadır.❖ Oyun bağımlılığı sadece çocuklarda değil gençler ve yetişkinlerden de görülen bir sağlıkproblemidir.❖ Oyun bağımlılığı, uzun süreli çok fazla oyun oynama değil bireylerin günlük yaşamlarınınönemli bir kısmında yer alarak gündelik yaşamlarında sorumlu olduğu görev vesorumlulukları aksatarak bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkilemesidir.❖ Oyun bağımlılığı yeni bir olgu ve güncel bir kavram olarak görülse de geçmişten beriöğrencilerin dikkatlerinin ders dışı etkinliklere yönelmeleri ve zamanlarının büyük bir kısmınıöğrenme aktivitelerinin dışında harcamaları sorunu tartışılmaktadır.❖ Genel olarak oyun bağımlılığı öğrencilerin düzensiz bir öğrenme alışkanlığındankaynaklanmaktadır.❖ Güncel sanal oyunların etkileri yalnızlık soyutlama, duygu bozuklukları, daha fazla enerjigereksinimi ve uyarıcı maddeleri kullanma gibi sonuçları doğurmaktadır.❖ Çocukların ve gençlerin oyun oynaması ve oyun bağımlılığını tanımlamak ve sınırlarınıbelirlemek zor görülmektedir.❖ Çünkü her bir oyunun formatı ve süreci farklılık ÖZ-MERSİN28❖ Dünya Sağlık Örgütü WHO 2018 yılında gençlerin sanal oyun bağımlılığını davranışbozukluğu olarak tanımlayarak belirtilerini göstermede üç ölçüt oynama isteğini kontrol altına alamaması,Oyun oynamanın diğer tüm aktivitelerden daha önemli ve öncelikli olduğu duygusunasahip olması,Oyun oynama isteğinin, ders çalışmalarını aksatmasına, sosyal ilişkilerin zayıflamasına vetüm faaliyetlerden uzaklaşmasına rağmen, artarak devam etmesidir.❖ Amerika Psikoloji Derneği APA❖ bir bireye oyun bağımlısı teşhisi konulması için dokuz ölçütten en az beşinin bir yıl içindegöstermesi gerektiğini oynamanın her şeyden önce gelmesi,Oyun oynamadığı zaman gergin ve asabi davranışlar göstermesi,Oyuna daha fazla zaman ayırma eğilimi içinde olması,Daha önce sevdiği ve katıldığı aktivitelerle ilgilenmemeye başlaması ve aktivitelerdenuzaklaşması,Oyunda harcadığı zamana ilişkin aileye yanlış bilgi vermesi,Akademik çalışmalarına daha az zaman ayırmaya başlaması,Oyun oynamayı, kaygı, suçluluk gibi olumsuz duygulardan kaçış olarak görmesi,Oyun oynama sıklığını, zamanını ve süresini kontrol edememesi,Psikolojik problemler yaşamaya başlamasına rağmen oyun oynamayı azaltma veyakısıtlama eğilimi bağlanma süreci ve bağımlılığın oluşma aşamaları şunlardır❖ 1. Başlama isteği Oyun, oynamaya yeni başlayan bireylerin meraklarını uyandırarak oyununiçine alma ve oyunun bir parçası olma,❖ 2. İlginin artması Oyuna başlayan bireylerin günlük yaşamlarında ve davranışlarındafarklılaşmaların başlaması. Örneğin, harcama alışkanlıklarında ve zamanı kullanmadavranışlarında farklılaşmaların olması,❖ 3. Düşüncelerinde oyunun öncelikli bir yere sahip olması Oyunun bireyin yaşamınınmerkezine yerleşmesi sonucu daha önce zevk aldığı etkinliklerden uzaklaşmaya başlaması,❖ 4. Oyun bağımlılığının oluşması Bireyin zamanının büyük bir kısmını ve enerjisini oyunaayırarak sorumlu olduğu görevlerini aksatması veya ihmal etmeye başlaması.Bu bağlamda bireyin beslenme ve uyku alışkanlıklarında bozukluklar görülmektedir. Diğeryandan sosyal yaşamındaki ilişkiler de olumsuz etkilenerek ailesinden ve arkadaşlarındanuzaklaşmaya başlar.Oyun Bağımlılığının Etkileri❖ Oyun Bağımlılığı bireyleri ekonomik, sosyal, bedensel sağlık ve duygusal olarak olumsuzetkilemektedir. Hatta oyun bağımlılığı diğer bağımlılıklara ve istenmeyen alışkanlıklara daneden olmasından dolayı bireyin yaşamında önemli risklere ve travmalara yol açmaktadır.❖ Oyun bağımlılığının bireyin yaşamını ekonomik yönden olumsuz etkilemektedir.❖ Bir taraftan bireyi daha fazla para harcamaya zorlarken diğer taraftan çalışan bireylerin işyeri performansını düşürerek iş hayatında bireyin verimliliğini azaltmaktadır. Dolayısıyladüşük verimlilik gelir kaybına yol açabilir.❖ Oyun bağımlılığı yaşayan bireylerin oyuna yönelik harcamaları da artacaktır. Bazı oyunlardaani para harcama gerektiren durumlar da ÖZ-MERSİN29❖ Oyun bağımlılığı yaşayan bireylerin fiziksel aktiviteleri yavaşlamakta ve beslenmealışkanlıkları değişmektedir.❖ Bu durum bireylerin sağlıklarını olumsuz olarak etkilemektedir. Düzensiz beslenme ve uykuyetersizliği durumları metabolizmayı olumsuz etkileyerek bireyin vücudunda kalıcı ve yıkıcıhasarlar meydana getirmektedir.❖ Oyun bağımlılığı yaşayan bireylerin sosyal hayatlarından da önemli değişikler oyunlar bireysel olarak da oynanmaktadır.❖ Dolayısıyla bireyin oyun bağımlılığı artıkça birey kendini sosyal çevresinden soyutlamayabaşlar.❖ Aile ve sosyal çevresinden uzaklaşmaya başlayan birey kendini yalnızlığa ve amaçsız biryaşama doğru götürür.❖ Oyun bağımlılığının bireyler üzerinde bir başka olumsuz etkisi de bireyin duygusal olarakkırılganlık yaşamasıdır.❖ Oyun bağımlılığı yaşayan bireyler karşılaştıkları bir sorunla baş edebilmek için sanaloyunlara yönelerek çıkış aramaktadırlar.❖ Gerçek hayattan kendini soyutlayan bireylerde yüksek kaygı, gerginlik, karamsarlık, yalnızlıkve empati düşüklüğü gibi duygular Bağımlılığını Önleyici tedbirler❖ 1. Oyun oynama süresi sınırlandırılmalıdır.❖ 2. Oyun oynama etkinliğini alışkanlık ve rutin davranışa dönüştürecek sıklıkla yapmamayadikkat edilmelidir.❖ 3. Geceleri oynanan oyunlardan hemen sonra yatmak yerine oynama ve yatma zamanıarasında belli bir süre bırakılmalıdır.❖ 4. Tatile giderken veya seyahat esnasında oyun konsollarını mümkünse yanına almama,telefon ve bilgisayarlardaki oyunlara az takılmaya dikkat edilmelidir.❖ 5. Oyuna harcanan zamanın farkında olunmalıdır.❖ 6. Oyun bağımlılığının başladığına işaret eden belirtiler fark edildiğinde oyun oynamazamanı bilinçli bir şekilde azaltılmalı veya uzmanlardan destek alma yolları aranmalıdır.❖ 7. Spor ve fiziksel etkinliklere katılmayı veya yapmayı teşvik edilmeli veya desteklenmelidir.❖ 8. Çocuklarla konuşarak onların neden oyun oynamak istedikleri ve hangi oyunlardan zevkaldıkları hakkında bilgi edinilmelidir.❖ 9. Çocukları oyundan uzaklaştırmak için aile içi ortak etkinlikler düzenlenmelidir.❖ 10. Oyun oynayan çocuğa oyundan ayrılması için belli bir süre ÖZ-MERSİN30GÜVENLİ OKUL OKULLARDA SOSYAL DUYGUSAL ÖĞRENME BECERİLERİNİNDESTEKLENMESİProf. Dr. Yalçın ÖZDEMİRGüvenli Okul❖ Okullarda Sosyal Duygusal Öğrenme Becerilerinin Desteklenmesi Okulda şiddet, okul içindeveya çevresinde başkalarına zarar vermeyi amaçlayan bir dizi kasıtlı davranışıtanımlamaktadır.❖ Zorbalık, siber zorbalık, kavga, silah kullanımı ve cinsel taciz ve istismar dâhil olmak üzerebirçok sorun okul şiddeti olarak görülmektedir.❖ Bir başka ifadeyle, okulda şiddet bir okulun eğitim misyonunu veya okulun saygı iklimini ihlaleden her türlü davranışlardır.❖ Sorunun kapsamından bahsettiğimizde bu sorunun yalnızca ülkemize ait olmadığını, ulusalve uluslararası sınırları aştığını anlıyoruz.❖ Küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve bunların öğrenciler ve yetişkinler için erişilebilirliği,okul ortamında ya da çevrim içi ortamlarda şiddet davranışlarının artışına etki etmiştir.❖ Şiddet İçin Risk faktörleri Okullarda şiddeti önlemenin en önemli ve ilk basamaklarından biririsk faktörlerini belirlemeye yönelik çalışmalardır; bu faktörler bilindiğinde bir kişi için ya daokul temelli önleme çalışmaları faktörlerinin beş önemli yönü bulunmaktadır.❖ İlk olarak risk faktörleri eklemeli olma eğilimindedir- ne kadar fazla risk faktörü varsa şiddetriski o kadar yüksek olur.❖ İkinci olarak risk faktörleri, birey, aile, akran grubu, okul ve mahalle seviyeleri dâhil olmaküzere birden fazla düzeyde ortaya çıkmaktadır.❖ Üçüncüsü, farklı risk faktörleri yaşamın farklı noktalarına ilişkindir; aile düzeyindeki faktörlerküçük çocuklar için daha büyük bir rol oynar ve akran grubu ve mahalle faktörleri dahabüyük çocuklar için daha büyük bir rol oynar.❖ Dördüncüsü, bazı risk faktörleri, belirli şiddet içeren davranış türlerine özgüdür Örneğin,cinsel şiddet için risk faktörleri, siber zorbalık için olanlardan oldukça farklı olabilir..❖ Son olarak risk faktörlerine maruz kalmanın derecesinin sonuçlar üzerinde önemli etkisibulunmaktadır Örneğin, aşırı ve kronik çocuk istismarının etkisi ara sıra yaşanan ihmalegöre daha düşüktür.❖ Genel olarak değerlendirildiğinde; bireysel özellikler, aile içi şiddet; tutarsız, gevşek ve sertdisiplin uygulamaları; antisosyal akranlarla ilişki; bilgisayar oyunları ve okula karşı olumsuztutumlar şiddet için önemli risk faktörleri olarak için Kuramsal Açıklamalar❖ Şiddetin türleri ve özellikleri ise aşağıdaki verilmiştir• Doğrudan şiddet; zarar vermek amacı taşıyan bir kişiyle doğrudan karşı karşıya gelmedavranışlarıdır. Dövmek, tehdit etmek, hakaret etmek, itmek doğrudan şiddete girer.• Dolaylı/ilişkisel şiddet; sosyal ret, sosyal dışlama, dedikodu yapmak gibi ÖZ-MERSİN31İşlevleri açısından şiddet❖ Tepkisel şiddet, kışkırtmaya cevap niteliğinde olan savunmacı davranışlardır. Başkalarınındavranışlarına düşmanca bir biçimde hamlede bulunma eğiliminde olan şiddetin bu türü;kendini kontrol etme ve dürtüsellik ile ilişkilidir. Ayrıca tepkisel şiddet, sosyal ilişkilerle başetme sorunlarıyla da ilişkilidir. Planlı şiddette ise fayda beklentisi vardır. Kasıtlı bir biçimdeyapılır ve dış pekiştireçler ile kontrol edilmektedir.❖ Planlı şiddet;❖ yüksek düzeyde liderlik ve sosyal yeterlik becerileriyle ilişkilidir. Aynı zamanda suç içeren veantisosyal davranışlarla da Ruh Sağlığı İçin Sonuçları❖ Spesifik olarak bu çalışmada, zorbalık davranışı göstermek, yaklaşık 6 yıl sonra şiddetiyaklaşık üçte iki oranında artırdığı ve zorbalık mağduriyeti, şiddeti yaklaşık üçte bir oranındaartırdığı görülmüştür. Bir başka ifadeyle yaşamın erken dönemlerinde şiddet uygulayanlarınve şiddet mağdurlarının sonraki yıllarda şiddet davranışlarında artma eğilimi görülmektedir.❖ Şiddet davranışı gösteren çocukların yetişkinlik zamanlarında suç ve şiddete meyilli olma,riskli davranışlar gösterme, madde kullanımı gibi olumsuz anlamda yaşantılar geçirmeihtimalleri yüksek olmaktadır.❖ Başka çalışmalarda şiddet olaylarına maruz kalanlarda öz saygıda azalma, psikolojiktravmada artış, okuldan kaçma gibi davranışlarda artış olduğu bildirilmektedir.❖ Ülkemizde yapılan çalışmalarda öğrenciler arasındaki bir şiddet türü olarak zorbalıkdavranışlarının dağılımı şu şekilde olmaktadır yüzde 30 oranında lakap takma, yüzde 24oranında söylenti yayma, yüzde 17 oranında göz ardı etme, gruba katılmasına izin vermemeve gruptan atma, yüzde 14 oranında vurma veya itme davranışı. 6. sınıftan 10. sınıfa devameden öğrencilerin yüzde 20 oranında fiziksel, yüzde 50 oranında sözel, yüzde 13’ünün isesiber zorbalığa maruz kaldıkları görülmektedir.❖ Bir şiddet türü olarak zorbalığa maruz kalmış çocukların ruhsal açıdan incelendiğiülkemizdeki araştırmalar, bu çocukların düşük özsaygı, stres, depresyon, kaygı, intihareğilimi, travma sonrası stres bozukluğu, okul korkusu, okuldan kaçma, öfke ve şiddeteğiliminde artış gibi olumsuz sonuçlar yaşadıklarını göstermektedir.❖ Şiddetin yukarıda belirtilen olumsuz etkilerini gösteren araştırmaların yanı sıra araştırmalarbize şiddetin önlenebilir olduğunu göstermektedir.❖ Okullar, şiddeti ele almak ve önlemek için kritik bir ortam olarak görülebilir ve buna yönelikokul güvenliği politikaları son yıllarda daha fazla vurgulanmaya başlanmıştır.❖ Öğrenciler arasında şiddeti veya riskli davranışları azaltmak için geleneksel olarak kullanılanyöntemler daha çok disiplin ve cezalandırmaya yönelik önlemlere odaklanmıştır.❖ Araştırmalar bu uygulamaların okul güvenliğini artırma üzerinde çok az etkili olduğunu hattasorunu bazen daha da büyüttüğünü göstermektedir .❖ Bunu göz önünde bulundurarak okullarda şiddetin azalması ve güvenli okul ortamınınsağlanmasına yönelik okul temelli önleme programlarının önemi son yıllarda daha çokvurgulanmaya başlanmıştır.❖ Bunlar arasında, okul temelli olarak uygulanan Sosyal Duygusal Öğrenme SDÖProgramı önemli bir yer tutmaktadır.❖ Şiddeti Önleme ve Güvenli Okul Okullarda gençler arasında şiddete bağlı davranışlarıazaltmak ve öğrencilerin sağlıklı gelişimini desteklemek için, etkili önleme stratejileriningeliştirilmesi, değerlendirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmaların yapılması önemlidir.❖ Yakın tarihli bir meta-analiz çalışması, şiddeti önlemeye yönelik müdahale çalışmalarınınşiddet davranışlarının azalmasında etkili olduğunu ÖZ-MERSİN32❖ Şiddeti önleme programları genel anlamda öğrencilerin duygusal ve sosyal becerilerinidesteklemeye odaklanmaktadır.❖ Bu tür programlar genellikle yapılandırılmış ve müfredatın içine yedirilmiş ve sınıf programlar, öğretmen-öğrenci bağını ve okul ortamında akranlarla sağlıklı etkileşimigüçlendirmeyi de içermektedir.❖ Duygusal ve sosyal beceri eğitiminin kritik bileşenleri arasında duygusal okuryazarlık, özkontrol, sosyal yeterlilik, olumlu akran ilişkileri ve kişiler arası problem çözme yer becerilerin kazanılması açısından bakıldığında okul temelli önleme programları önleyicive gelişimsel uygulamaları içermektedir.❖ Güvenli okullar için olumlu sonuçlar sağlayan okul temelli programların en önemlilerindenbirinin sosyal duygusal öğrenme SDÖ olduğu görülmektedir.❖ Okul temelli SDÖ programları, “çocuğun bütünsel gelişimi” ile ilgilenen eğitime dahabütünsel bir yaklaşım olarak görülmektedir.❖ SDÖ, çocuklara öz-farkındalık, öz-yönetim, sosyal farkındalık, kişiler arası ilişkileri yönetmeve sorumlu karar verme gibi becerileri öğretmektedir.❖ Bu becerilerin, gelişmiş bilişsel işlevler, akademik başarı, benlik ve diğerleri hakkındakitutumlar gibi kısa vadeli faydalarla sonuçlandığı düşünülmektedir.❖ Araştırmalar, kişilerin ruh sağlığı açısından önemli uzun vadeli faydaların olabileceğinigöstermeye başlamıştır .❖ Sonuç olarak SDÖ programları doğrudan okullarda şiddeti ve davranış sorunlarını azaltmapotansiyeline sahip Duygusal Öğrenme SDÖ ve Güvenli Okul İklimi❖ SDÖ, çocukların yaşam zorluklarıyla daha etkin bir şekilde başa çıkmalarına ve hemöğrenmelerinde hem de sosyal çevrelerinde başarılı olmalarına yardımcı olan bir dizi temelsosyal ve duygusal becerinin sistematik gelişimine odaklanmaktadır.❖ SDÖ çocukların ve yetişkinlerin duygularını tanımak ve yönetmek, sorumlu kararlar vermekve zorlu sosyal durumları yapıcı bir şekilde ele almak, başkalarını önemsemek ve ilgigöstermek, olumlu ilişkiler kurmak için ihtiyaç duydukları bilgi, tutum ve becerileri edindiklerisüreçler olarak tanımlanmaktadır.❖ SDÖ için, beş temel sosyal ve duygusal beceri kategorisi Kişinin duygularını, ilgi alanlarını, değerlerini ve güçlü yanlarını/yeteneklerinidoğru bir şekilde değerlendirme ve sağlam temellere dayanan bir öz güven duygusunusürdürme Stresle başa çıkmak, dürtüleri kontrol etmek ve engellerin üstesinden gelmekiçin sebat etmek için kişinin duygularını düzenleme kapasitesi; kişisel ve akademik hedeflerbelirlemek ve daha sonra bu hedeflere ulaşma yolunda ilerleme becerisi; duyguları yapıcı birşekilde ifade etme ÖZ-MERSİN33Sosyal farkındalık Başkalarının bakış açısını almak ve onlarla empati kurma becerisi;bireysel ve grup benzerliklerini ve farklılıklarını tanıma ve takdir etme becerisi; toplumsaldavranış standartlarını anlama ve uyma becerisi; aile, okul ve toplum kaynaklarını tanıma vekullanma becerileri İşbirliğine dayalı sağlıklı ilişkiler kurma ve sürdürme becerisi; uygunsuzsosyal baskıya direnme becerisi; kişiler arası çatışmayı önleme, yönetme ve çözme becerisi;gerektiğinde yardım isteme karar verme Etik standartlar, güvenlik endişeleri, uygun davranış standartları,başkalarına saygı ve çeşitli eylemlerin olası sonuçları dikkate alınarak karar alabilmebecerisi; karar verme becerilerini akademik ve sosyal durumlara uygulama becerisi; kişininokulunun ve toplumun refahına katkıda bulunma becerisi.❖ SDÖ programını kullanan okullar, öğrencilere öz farkındalık, öz yönetim, sosyal farkındalık,ilişkiler ve sorumlu karar verme alanlarında beceriler öğretir.❖ Bu beceriler, çocukların kızgın olduklarında kendilerini sakinleştirmelerine, arkadaşlıklarbaşlatmalarına, ilişki çatışmalarını saygılı bir şekilde çözmelerine ve etik ve güvenli seçimleryapmalarına olanak tanımaktadır.❖ Bu temel SDÖ becerileri, öğrencilerin şiddetle ve zorbalıkla başa çıkmak için ihtiyaç duyduğutemel yeterliliklerdir. Zorbalık, birçok okulda yaygın bir sorundur.❖ Ne yazık ki sorunu azaltmaya yönelik birçok girişim-örneğin failleri cezalandırmak, mağdurçocuklara zorbalığı görmezden gelmelerini söylemek veya işleri kendi başlarınahalletmelerini söylemek gibi- etkisiz sonuçlar üretmiştir.❖ Ancak okullar, okul iklimini iyileştirmek ve öğrenciler arasında daha olumlu etkileşimleryaratmak için belirli adımlar atabilir.❖ Okullar zorbalığı önleme çabalarını bir SDÖ çerçevesi içine yerleştirdiğinde bu çabalarokuldaki SDÖ uygulamalarının doğal bir uzantısı hâline gelir ve başarılı olma olasılığı dahayüksektir.❖ Bu tür okullar, sıcaklık ve saygı ortamını teşvik ederek hem öğrencilerde hem de personeldetemel sosyal ve duygusal becerilerin gelişimini teşvik edebilir.❖ Sosyal ve duygusal yetkinliğe sahip öğrencilerin saldırgan, zorbalığın hedefi veya pasifseyirci olma olasılığı daha ÖNLENMESİ OKULLARDA BARIŞYAPICILIK/ARABULUCULUKUYGULAMALARIDoç. Dr. Ali Serdar SAĞKAL❖ Okullar, değerleri, inançları, ilgileri, yetenekleri, motivasyonları ve bakış açıları farklıöğrencilerin bir araya geldikleri heterojen ortamlardır.❖ Aynı sınıf ve aynı yaş düzeyinde olsalar bile öğrencilerin bilişsel, duygusal ve davranışsalgelişim düzeyleri arasında farklılıklar vardır.❖ Okullardaki ve sınıflardaki kalabalık öğrenci mevcutları da göz önüne alındığında okullardaöğrenci-öğrenci anlaşmazlıklarının yaşanılmasının kaçınılmaz olduğu söylenebilir.❖ Bu noktada, önemli olan öğrencilerin yaşamış oldukları bu anlaşmazlıkları hangi yöntemlerleele aldıklarıdır.❖ Öğrencilerden beklenen yaşadıkları anlaşmazlıkları şiddet, saldırganlık ya da zorbalık gibidavranışlara başvurarak, yıkıcı yöntemler kullanarak çözmeye çalışmak yerine; buanlaşmazlıkları yapıcı-barışçıl bir biçimde çözüme kavuşturmalarıdır SALİH ÖZ-MERSİN34❖ Alanyazın incelendiğinde araştırmacıların anlaşmazlıkların yaşamın doğal bir parçasıolduğunu; anlaşmazlıkları önlemeye çalışmak yerine bireylere bu anlaşmazlıkları yapıcıbarışçıl bir biçimde nasıl ele alabileceklerini öğretmenin önemli olduğunu vurguladıklarıgörülmektedir.❖ Bu bakış açısını savunan bilim insanları, çatışmaların yapıcı bir biçimde ele alınmasıdurumunda bireylerin bu süreçten sağlayabilecekleri birçok yarar olduğunu çocuklara yapıcı anlaşmazlık çözüm becerileri öğretildiğinde çocukların bubecerileri kullanarak sosyal yaşamda iş birliği yapma, ilişki kurma ve ilişki sürdürmebecerilerinin de gelişeceği vurgulanmaktadır.❖ Okullarda öğrencilere anlaşmazlık çözüm becerilerinin öğretilmesi sadece okul ortamlarınındeğil; uzun vadede iş, aile ve toplum hayatının da barışçıl yönde dönüşmesinde önemlikatkılar sağlayacağı söylenebilir.❖ Okullarda öğrenci-öğrenci anlaşmazlıklarının yapıcı-barışçıl çözümünü sağlamak içinkullanılabilecek yöntemlerden biri “Barışyapıcılık/Arabuluculuk Uygulamaları” Alanyazında, barışyapıcılık/arabuluculuk programlarının iki temel amacı olduğu ilerisürülmektedir.❖ Birinci amaç, öğrencilerin okullarda güvenliğinin sağlanması;❖ ikinci amaç ise öğrencilerin yapıcı-barışçıl anlaşmazlık çözüm becerilerinin kullanıldığı birortamda sosyalleşmelerini ve gelişmelerini sağlamaktır.❖ Barışyapıcılık/arabuluculuk programları hem dünyada hem de ülkemizde okullarda şiddetdavranışlarının ve disiplin problemlerinin azaltılmasında geleneksel disiplin anlayışına biralternatif olarak kullanılan yöntemlerden biridir.❖ Barışyapıcılık/arabuluculuk, sorun yaşayan iki ya da daha fazla kişinin üçüncü bir nötr kişininyardımıyla sorunu çözmek amacıyla bir araya geldikleri bir süreci içermektedir.❖ Okullarda barışyapıcı olarak eğitilen öğrenciler, üçüncü bir nötr kişi olarak tarafların yapıcıbarışçıl bir çözüme ulaşmaları amacıyla taraflar için müzakere basamaklarınıkolaylaştırmaktadırlar.❖ Barışyapıcılar, tarafların yaşadığı sorunu çözmeye çalışmamaktadırlar. Bunun yerine, onlartarafların sorunlarını çözmelerinde sadece süreci kolaylaştırmaktadırlar.❖ Barışyapıcının, taraflar üzerinde bir gücü ya da otoritesi bulunmamaktadır. Barışyapıcı vetaraflar arasındaki ilişki eşitliğe dayanmaktadır.❖ Barışyapıcılık,tarafların sorunlarını çözüme kavuşturmak için gönüllü olarak bir arayageldikleri ancak çözüm noktasında kontrolü ellerinde tuttukları bir süreçtir .❖ Barışyapıcılık, tarafların sorunlarını çözmelerinde gizli bir süreç sağlamaktadır. Bu süreçsayesinde, taraflar anlaşmazlıklarını daha fazla büyümeden, daha fazla karmaşıklaşmadanve üçüncü kişiler olaya dâhil olmadan kendi aralarında çözüme kavuşturabilmektedirler.❖ Görüşmeler esnasında barışyapıcılar herhangi bir tarafı tutmamakta ya dasuçlamamaktadırlar.❖ Barışyapıcıların görevi bu süreçte her iki tarafı da iyi bir biçimde dinlemek ve onların kendisorunlarına kendi çözümlerini geliştirmelerinde onlara yardımcı olmaktır.❖ Barışyapıcılık, bireylere anlaşmazlık yaşadıkları kişiyle şiddetin olmadığı bir ortamdayüzleşebilmeleri fırsatını sunmaktadır.❖ Adli makamlara, öğrenci davranışları değerlendirme kuruluna ya da okul disiplin kurulunayansıması gereken olaylar hariç olmak üzere öğrenciler arasında yaşanan tüm kişiler arasıSALİH ÖZ-MERSİN35sorunlar örneğin, alay etme, lakap takma, dedikodu etme vb. barışyapıcılıkta elealınabilmektedir.❖ Barışyapıcılığa anlaşmazlık yaşayan tarafların kendileri başvurabileceği gibi öğretmenler veokul yöneticileri de tarafları barışyapıcılığa yönlendirebilmektedirler.❖ Barışyapıcılığın gerçekleşebilmesi için taraflardan her ikisinin de barışyapıcılığı kabuletmesi gerekmektedir.❖ Taraflardan biri barışyapıcılığı kabul etmediği takdirde barışya dört aşamadan oluşan bir aşama,❖ kavganın sonlanması ve tarafların sakinleşmesidir.❖ Yapıcı müzakerelerin gerçekleşebilmesi için öncelikle kavganın sonlanması ve taraflarınsakinleşmesi gerekmektedir.❖ Kavgaların hemen ardından tarafların barışyapıcılık masasına oturmalarını ve sorunlarınıbarışçıl bir biçimde müzakere etmelerini beklemek çok da gerçekçi olmayabilir.❖ Çünkü bireyler öfkelendiklerinde zaman zaman bu duyguların etkisinde kalabilmekte, sağlıklıve gerçekçi kararlar verememektedirler.❖ Bu nedenle, barışyapıcılar tarafları bir araya getirmeden önce kavganın sonlandığından vetarafların sakinleştiğinden emin aşama,❖ tarafların barışyapıcılık desteği almaya karar vermeleridir.❖ Kavga sonlandığında ve taraflar sakinleştiğinde barışyapıcılık oturumları başlatılabilir.❖ Sorunun barışyapıcılık ortamında çözülmesini isteme kararı taraflara aittir.❖ Taraflardan biri barışyapıcılık desteği almak istemezse bu konuda herhangi bir zorlamayapılmamaktadır.❖ Barışyapıcılık oturumuna katılmak istemeyen bireyin varsa sadece kaygıları, korkuları vesoru işaretleri giderilebilir.❖ Barışyapıcılık oturumlarına katılıp katılmamaya dair son karar taraflara aittir.❖ Barışyapıcılık görüşmeleri, barışyapıcılar için düzenlenen özel bir odada gerçekleştirilir.❖ Bu oda, sadece barışyapıcılık uygulamalarının gerçekleştirilmesi için hazırlanmaktadır.❖ Taraflar görüşmelerini eşkenar üçgen bir masada oturarak gerçekleştirmektedirler.❖ Eşkenar üçgen masa hem tarafların hem de barışyapıcının eşitliğini temsil aşama,❖ müzakere basamaklarının kolaylaştırılmasıdır.❖ Barışyapıcı, tarafların müzakere basamaklarını kullanarak sorunlarını çözmelerindekolaylaştırıcı bir rol ÖZ-MERSİN36Dördüncü aşama,❖ anlaşmanın imzalanmasıdır.❖ Görüşme sürecinin sonunda taraflar anlaşmaya vardıklarında barışyapıcı, barışyapıcılıkformunu doldurur ve imzalamaları için taraflara sunar.❖ Barışyapıcılık formunun imzalanmasıyla taraflar verdikleri sözlere uyacaklarını yazılı birmetinle onaylamış olurlar.❖ Barışyapıcı, yapıcı ve barışçıl bir anlaşmaya vardıkları için tarafları kutlar; anlaşmanıntakipçisi olacağını belirtir.❖ Ayrıca, taraflar formu imzaladıktan sonra, barışyapıcılar imzalanan bu anlaşma formunuRehberlik Servisi içerisinde kilitli bir dolap içerisinde tutulan “Barışyapıcılık Görüşmeleri KayıtDosyası”na koyarlar.❖ Böyle bir yöntem izlenmesinin sebebi, taraflar ve barışyapıcılar tarafından doldurulan formungizliliğinin ve güvenliğinin sağlanmasıdır.❖Barışyapıcı öğrenciler, tarafların yaşadığı anlaşmazlığı ele alırken aşağıdaki işlembasamaklarını takip ederler❖ 1. Taraflar yaşadıkları sorunu nedenleriyle birlikte açıklarlar,❖ 2. Taraflar yaşadıkları duyguları nedenleriyle birlikte açıklarlar,❖ 3. Taraflar birbirlerinin bakış açısını anladıklarını gösterirler,❖ 4. Taraflar isteklerini nedenleriyle birlikte açıklarlar,❖ 5. Taraflar çözüm seçenekleri üretirler,❖ 6. Taraflar ürettikleri çözüm seçenekleri arasından en adil, yapıcı ve barışçıl çözüm seçeneğiüzerinde anlaşırlar. ,Uygulayıcılar İçin Adım Adım İşlem Basamakları❖ Bu kısımda, uygulayıcıların çalıştıkları kurumlarda bu programı kolaylıkla hayatageçirebilmeleri için izlemeleri gereken işlem basamakları adım adım Okul Yöneticilerini Bilgilendirmek, Onları İkna Etmek, Onların Desteğini Almak ve GüveniniKazanmak Önleyici ve gelişimsel rehberlik kapsamında çalıştıkları kurumlarda barışyapıcılıkprogramını uygulamak isteyen eğitimciler için en önemli unsur öncelikle bu çalışmanınönemi ve öğrencilere, okula, ailelere ve topluma sağlayacağı katkılar hakkında okulyöneticilerini bilgilendirmek, onların desteklerini ve güvenlerini kazanmaktır.❖ Eğitim kurumlarında inisiyatif alınarak, değişiklik yaratmayı hedefleyen çalışmaların hayatageçirilebilmesi ve sürdürülebilmesi için bu destek ve adanmışlık mutlaka Çevre Kurum ve Kuruluşlarla İş Birliğinin Sağlanması Çevre kurum ve kuruluşlar ör. MillîEğitim Müdürlükleri, RAM’lar ziyaret edilerek okulda başlatılması planlanan barışyapıcılıkprogramı hakkında kurum yöneticilerine bilgiler verilebilir, onların desteklerindenyararlanılabilir ve kurumlar arası iş birliği tür çalışmalarda, kurumlar arası iş birliğinin sağlanması, çalışmaya olan inancın vemotivasyonun artmasını sağlayabileceği gibi projenin okulda sahiplenilmesini veyürütülmesini de ÖZ-MERSİN37ADIM❖ Her Bir Öğretmenin Desteğinin Kazanılması Okul sisteminde öğrencilerle en çok etkileşimiçerisinde bulunan üyeler kuşkusuz öğretmenlerdir.❖ Dolayısıyla bu tür çalışmalarda öğrenciler arasında yapıcı-barışçıl anlaşmazlık çözümyöntemlerinin benimsenme ve kullanma oranını artıracak en önemli unsurlardan biriöğretmenlerin sınıflarda sağlayacağı kolaylaştırma, destek, teşvik ve cesaretlendirmelerolacaktır.❖ Dolayısıyla bu süreçte her bir öğretmenin desteğinin kazanılmasının önemi Kullanılacak Eğitim Programının Belirlenmesi, Revize Edilmesi ya da Geliştirilmesi Dördüncüadımda, barışyapıcı öğrenciler yetiştirmek için kullanılacak eğitim programı belirlenir.❖ Bu kapsamda, etkililiği bilimsel olarak test edilmiş kanıt temelli programlar kullanılabileceğigibi uygulayıcılar alanyazında var olan programları öğrencilerinin ihtiyaçları ve gelişimdüzeylerine uygun bir biçimde revize edebilirler ya da alan uzmanlarından destek alarak yeniprogramlar Uygulayıcıların Maddi İhtiyaçların Nasıl Giderileceği Konusunda Okul YöneticileriyleGörüşmeleri ve Bütçe Planlamaları Yapmaları❖ Barışyapıcı öğrencilerin eğitimine başlanmadan önce barışyapıcılık görüşme odasınınhazırlıklarının da yapılması gerekmektedir.❖ Bu tür bir çalışmanın amacına ulaşabilmesi için barışyapıcı ve taraf öğrencilerin bir arayagelebilecekleri, sorunlarını masada yüz yüze müzakere ederek çözmeye çalışabileceklerinezih, güvenli ve gizliliğin sağlanabileceği özel bir görüşme odasının hazırlanması çokönemlidir.❖ Böyle bir odanın hazır hâle getirilmesi, eğitimde kullanılacak malzemelerin satın alınması,program sonrasında gerçekleştirilecek törende barışyapıcı öğrencilere verilmek üzererozetlerin bastırılması vb. harcama kalemleri için bütçe planlaması yapılması Barışyapıcı Öğrencilerin Seçimi ve Eğitimlerin Ne Zaman Gerçekleştirileceğinin Belirlenmesi❖ Barışyapıcı olarak eğitilecek öğrencilerin belirlenmesinde, i öğrenci görüşleri ve ii öğrencigörüşleri sonucunda isimleri belirlenen barışyapıcıların eğitime katılmak için gönüllü olmalarıdikkate alınmalıdır.❖ Bununla birlikte, barışyapıcı öğrencilerin eğitiminin ne zaman ve neredegerçekleştirileceğinin de planlanması Eğitim Programının Uygulanmasının Ardından Bu Eğitime Katılan Öğrenciler İçin GenişKatılımlı Bir Rozet Takma Töreni Düzenlenmesi❖ Eğitim programının uygulaması tamamlandığında uygulayıcıların geniş katılımlı bir törendüzenlemeleri önerilmektedir.❖ Bu kapsamda, il/ilçe millî eğitim müdürleri ve şube müdürleri, rehberlik ve araştırma merkezimüdürü ve psikolojik danışmanları, ilgili eğitim uzmanları, çalışmanın yürütüldüğü okulunpsikolojik danışmanları, bazı öğretmenleri ve barışyapıcılık programına katılan öğrencilerinbir araya geldiği geniş katılımlı bir tören düzenlenebilir.❖ Bu törende, barışyapıcı öğrencilere barışyapıcılık yemini yaptırılabilir ve öğrencilerebarışyapıcı rozetleri ÖZ-MERSİN38ADIM❖ Okulda Arabuluculuk Uygulamaları Başlatılmadan Önce Tüm Şubelerde Tanıtım Yapılması❖ Barışyapıcılık programı uygulandıktan ve geniş katılımlı bir tören gerçekleştirildikten sonraokulda yoğun bir biçimde tanıtım, bilgilendirme ve farkındalık toplantılarınıngerçekleştirilmesi gerekmektedir.❖ Uygulayıcıların, barışyapıcılık projesinin içeriği, kapsamı ve işleyişi hakkında okuldaki tümöğrencileri bilgilendirmeleri çok Barışyapıcılık Sürecinin Yürütülmesi❖ Okul genelinde tanıtım, bilgilendirme ve farkındalık etkinliklerinin gerçekleştirilmesininardından okulda barışyapıcılık süreci başlatılmalıdır.❖ Bu kapsamda, barışyapıcılarla iki haftada bir dönüşümlü olarak hatırlatma etkinlikleriişlenebilir ve barışyapıcılık gerçekleştiren öğrencilere bire bir süpervizyon Projenin Etkililiğinin Değerlendirilmesi❖ Okullarda önleyici ve gelişimsel rehberlik çalışmaları kapsamında yürütülen barışyapıcılıkprogramının amacına ulaşıp ulaşmadığını, etkililiğini ve sürdürülebilirliğini tespit etmek içinhem uygulama sürecinde hem de uygulama tamamlandıktan sonra sistematik ve bilimseldeğerlendirmeler yapılabilir.❖ Programın etkilerinin değerlendirilmesinde nicel ve nitel ölçme araçlarından KİŞİLİKLERLE İLETİŞİMProf. Dr. Hasan YILMAZDersimizin Amacı Her ortamda çevremizde bulunması muhtemel ve çoğu zaman dabirlikte çalıştığımız; dinleme, anlama, anlaşma ve uzlaşma konusunda güçlük yaşayaninsanların özelliklerini, bu tutumlarının sebeplerini ve onlarla birlikte yaşamak ve çalışmakiçin sahip olmamız gereken iletişim becerilerini dersi izleyen katılımcılar;Zor insanın tanımını insan kapsamına giren davranışları tanıyabilir, ayırt insan olmanın sebepleri ve şartlarını insan kapsamına giren tavır ve davranış örüntülerini insanlarla birlikte yaşamak ve çalışmak konusunda yöntem ve becerileri İçeriğiDersimizin akış şeması aşağıda özetlenmiştir❖ 1. Zor insan Kimdir?Zor insan olarak nitelenen kişilerde sıklıkla gözlenen davranışlar nelerdir?Zor kişilik nasıl ortaya çıkar ve gelişir?Zor insan tanımına giren kişilerin kategorileriZor insanlarla birlikte yaşamak ve çalışmak konusunda ÖZ-MERSİN39Zor İnsanın Tanımı ve Davranışları❖ Aynı ortamda bulunulduğunda kişide öfke, huzursuzluk, korku, endişe, sıkıntı gibi duygularyaşatan; dinleme, anlama, anlaşma ve uzlaşma konusunda bilgi ve beceri eksikliğindenkaynaklanan sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olan insanlar için kullanılan bir kavramdır.❖ Literatürde zor insan patolojik çerçevede ele alınmasa da hem kendileri hem de yakınçevresi için yaşama sevinci ve yaşam enerjisini azaltan, bireysel ve kurumsal verimliliğe,motivasyona zarar veren etkilerinden dolayı son yıllarda inceleme konusu hâline gelmiştir.❖ Kendimiz ya da karşımızdakinin zor insan olup olmadığına karar vermek çoğu zaman kolaydeğildir.❖ Bir davranışın kişilik özelliği ile ilişkilendirilmesi için devamlılığı sürekliliği ve farklıortamlarda aynı anlayış ve davranış kalıplarının gözleniyor olması önemli bir kriterdir.❖ Bir insan veya kendimiz sıklıkla ve aşağı yukarı her ortamda zor iletişim kurulabilen, dostanetavırdan uzak, anlayışsız, dinleme ve empati becerisi sınırlı, “öteki”ne karşı ön yargılarasahip bir tutum sergiliyorsa zor insan olma ihtimali güçlüdür.❖ Bir insanın gözlenebilir “anlama ve anlaşılma çabası” onun zor insan olup olmadığınınönemli bir göstergesidir. Anlama ve anlaşılma çabasının temelinde de “dinleme becerisi” yeralır.❖ Diğer bir ifade ile “dinleme becerisi”ne bakılarak bir kişi hakkında önemli ip uçları Kişilik Nasıl Ortaya Çıkar ve Gelişir❖ İletişim; kaynaktan, alıcıya bir kanal kullanılarak mesajın iletilmesi ve alıcıdan da kaynağageri bildirim verilmesi şeklinde işleyen iki yönlü bir süreçtir.❖ Birisinin sözlerine ve yaptıklarına karşılık verirsiniz, o da sizin söylediklerinize vedavranışlarınıza tepkisini gösterir.❖ Sağlıklı iletişimin ön koşulu; kendini ihtiyaç, duygu iyi tanımak ve mesajları doğru kanalıkullanarak açık ve anlaşılır şekilde vermektir.❖ İletişimde geri bildirimin de yeri ve önemi çok büyüktür.❖ Mesajdan ne anlaşıldı ve ne kadar anlaşıldı; karşı tarafın mesaj sonrası duygu vedüşünceleri ancak geri bildirim sayesinde ortaya çıkar ve sağlıklı iletişim bu şekilde sürer.❖ Doğduğumuz andan itibaren diyalog içinde olduğumuz insanlardan en iyi geri bildirimi almakiçin nasıl davranmamız gerektiğini öğreniriz.❖ Bebek ağladığı zaman annesinin yanına geleceğini, karnını doyuracağını ya da altınıtemizleyeceğini bilir.❖ Diğer bir ifade ile doğar doğmaz bağırıp çağırdığımızda istediğimizi elde edebileceğimizbilgisini ediniriz.❖ Yaşımız ilerledikçe sadece sözlerin yetmediğini, bu sözlere saygı, sevgi gibi duygularıkatmayı, dahası iletişimimize beden dilinin de eklemeyi öğreniriz.❖ Gelişim psikologları kişiliğimizin temel ögelerinin çok küçük yaşlarda oluştuğunusöylemektedir.❖ Yaşantı ürünün olan olayların, bizi yetiştirenlerin yaklaşımlarının etkisiyle kendimize,dünyaya ve olaylara ilişkin yargılarımız, yaklaşım tarzlarımız şekillenmektedir.❖ Başta anne ve babamız olmak üzere model aldığımız kişilerden gördüğünüz karşılık tutumve tavırlar zaman içinde kendi davranış kalıplarımıza, tutum ve değer yargılarımızadönüşür. Örneğin, dış dünyanın ve diğer insanların; güvenilmez, tehlikeli kişiler olduğuinancını edinebilir ya da kendimizi değersiz, yetersiz algılayabiliriz.❖ Aşırı korumacı bir anne babanın çocuğu büyüdüğünde problemlerini başkalarının çözmesinibekleyebilir. “Helikopter ebeveyn” tutumu ile büyüyen bir çocuk; dünyanın kendi etrafındadönmesi gerektiğine ÖZ-MERSİN40❖ Bunun bir sonucu olarak da tüm diğer insanların kendisinin ilgi ve ihtiyaçlarına cevapvermesi ve her şeyin kendi istek ve arzularına göre şekillenmesi gerektiğine inanabilir.❖ Bu konuda eğitimci arkadaşlarıma “Bağlanma Kuramı”nı araştırmalarını ve öğrenmelerinitavsiye ederim.❖ Kısaca belirtmek gerekirse bir insanın çocukluğunda özellikle ebeveynleri ile oluşturduklarıiletişim tarzı ileri yaşlarda başka insanlarla iletişim kurarken aynı şekilde kullanılır.❖ Ebeveynlerine güvensiz bağlanma, yetişkin yaşamda da diğer insanları güvenilmez bulmaşeklinde devam eder.❖ Ya da kaygılı bağlanmanın sonucu da yetişkinlik yaşamındaki ilişkilerinde benzer sonuçlaortaya çıkarır.❖ Tüm insan davranışları varlığını sürdürmeye, kişilik bütünlüğünü korumaya dönüktür. Bazıinsanlar bunu sağlamak için sağlıklı tutumlar edinirken bazıları defans mekanizmalarınıabartılı kullanarak sağlıksız ya da patolojik tutum ve davranışlara başvurur.❖ Genelde, zor insanlar kötü niyetli değildir.❖ Hayatlarını kendilerini korumak üzere kurmaya çalışırlar çünkü “Dünya adaletsizdir ve onlarkurbandır!”.❖ Zihinlerinde bir karmaşa vardır, bu da onları hayatta gerçekten yapmak istediklerindenalıkoyar.❖ Dünya görüşlerini destekleyecek sürekli bir kanıt arayışı içindedirler. Bu nedenle zordurumlara İnsan Tanımına Giren Kişilerin KategorileriZor kişilikleri çeşitli kriterlere göre gruplamak kurumsal yapı içinde değerlendirildiklerinde üç grup insanla veProaktif olarak kişiliğin en belirleyici özelliğiaşırı uyum davranışı sergilemeleridir. “Evet efendim!” olarak da isimlendirilen bu davranışve iletişim tarzını sergileyen kişiler kendi görüş ve düşüncelerini ortaya koyamazlar.❖ Özellikle otorite olarak gördükleri kişilerin her türlü düşünce, görüş ve önerilerine derhal vesorgusuz katılırlar.❖ “Yatan mutlular” olarak da tanımlanan bu kişiler kendi yaşamlarına veya kurumsal işleyişeolumlu bir katkıda kişiliğin en önemli özelliğiise hemen her görüş, düşünce veya öneriye spontane karşı çıkmaları, muhalefet etmeleridir.❖ Ortaya atılan görüş ve öneriyi sorgulamazlar, üzerinde düşünmezler ve sadece karşıçıkarlar.❖ Karşı çıktıkları veya muhalefet ettikleri duruma ilişkin bir öneri veya karşı görüş bildirmezler.“Karşı çıkmak için karşı çıkma” bir yaşam biçimi olarak yerleşmiştir.❖ Üç-altı yaş çocuğunda gözlenen ve o yaş grubu için normal hatta sağlıklı kabul edilebilecek“inatçılık” davranışını aşamamış ve o gelişim düzeyinin sorun çözme ve varlığını kanıtlamayöntemine takılı kalmış bireylerdir.❖ Bu kişiler de içinde bulundukları kurum için bir artı değer yaratamazlar.❖ Bu iki grubun dışında proaktif insan ise en sağlıklı davranış ve sorun çözme ÖZ-MERSİN41Proaktif kişihem sorgular hem çözüm önerir.❖ Diğer bir ifade ile içinde bulunduğu durumu ya da sorunu sorgulamakla kalmaz sorgu veeleştirisinin sonuna bir çözüm önerisi ekler.❖ Yapıcı, uzlaşmacı ve amaca yöneliktir.❖ Diğer bir sınıflamayı insanların “sorunlar karşısındaki duruşu” bakımından yapabiliriz.❖ Bir sorunla karşılaşıldığında insanların soruna karşı takındıkları tavır da birbirinden kriter açısından da üç grup kişilik karşımıza çıkmaktadırSağlıklı insan,Normal insan,Sağlıksız insan❖ Hayatın her dönemi ve her türlü ortamda sorunlar kaçınılmaz hatta geliştiricidir.❖ Bu açıdan bakıldığında sorunların olmaması değil, insanların sorunlar karşısındaki duruşlarıönemlidir.❖ Sağlıklı insan sorunların farkındadır.❖ Sorunu çözmek için gözlenebilir çabalar sergiler.❖ Bu çabaları amaca yönelik, uzlaşmacı ve yapıcıdır.❖ En bilinen ifade ile amacı “Üzüm yemektir.” Sorunların çözümünde her iki tarafın ya datarafların da kazanabileceği veya en az kayıpla uzlaşabilecekleri sonuca odaklanır.❖ “Haklısın-haksızsın” tartışmasına girmez.❖ “Köpek balığı” taktiği denilen “Haklı olmak için güçlü olmak yeterlidir.” anlayışınıbenimsemez.❖ Ya da “Ne şiş yansın ne kebap!” şeklinde özetlenebilecek “oyuncak ayı” yönteminikullanmaz.❖ Günlük hayatta çoğu insan “normal” olmayı “iyi” olmakla eş değer zanneder. Hâlbukiözellikle sorun çözme süreci açısından sağlıklı insan ile normal insan arasında önemli insan,❖ Normal insan da sorunların farkındadır.❖ Ancak o sorunları çözmek için bir çaba harcamaz, sorunlarla birlikte yaşamayı seçer. “Benimadım hıdır, bildiğim budur.”, “Böyle gelmiş, böyle gider.”, “Bir benim çabamla ne olacak?”,“Herkes böyle yapmıyor mu?”… şeklinde kendine göre mantığa bürünün ve sorunları“halının altına süpürür”.❖ Normal olmayı sağlıklı tutumdan ayıran da bu anlayıştır.❖ Unutulmamalıdır ki bazen kurumlar ve toplum da “hastalanır”.❖ Kurumlarda veya toplumda, alışılagelmişi veya eskiden beri süregelen anlayış veyaklaşımları takip etmek ve onları doğru kabul etmek “sağlıklı” olmanın kriteri “normal” anlayış, gelişme ve ilerlemenin önünde de önemli bir engel oluşturur.❖ “Statükocu anlayış” olarak da kavramlaştırılabilecek bu sorun çözme yaklaşımına “normalinsan”larda ÖZ-MERSİN42Sağlıksız insan.❖ Sorun çözme karşısında “sağlıksız tutum” sergileyen insanların ise en belirleyici özelliği ikidefans savunma mekanizmasını sıklıkla kullanmalarıdır.❖ Bunlar “neden bulma” ve “yansıtma”dır.❖ Bu gruba giren insanlar bir sorunla karşılaştıklarında başka insanları veya başka durumlarısuçlamayı alışkanlık hâline getirmişlerdir.❖ Parmakları her zaman birilerini ve bir şeyleri gösterir.❖ Tahmin edilebileceği gibi bu insanların en önemli eksikliği “Ben sorumluyum.” diyememeleri,başka bir ifade ile sorumluluk alamamalarıdır.❖ Evde bir sorun varsa eşi, çalıştığı kurumda bir sorun varsa yöneticiler suçludur. Bu nedenbulma “kader kurbanı” olmaya kadar uzanır.❖ Bu durum; ayağı takılıp düşen bir çocuğu teselli etmek için halının ya da zeminin dövüldüğü;masaya başını çarptığında ahşabın cezalandırıldığı bir çocuk yetiştirme anlayışının doğal birsonucu olarak kişilikler, yaşam enerjilerini nasıl harcadıklarına bakılarak da tanınabilir vegruplandırılabilirler.❖ Yaşam enerjisi her türlü etkinlik, sorun çözme, üretkenlik ve mutluluğumuz üzerinde etkiliolan içsel bir güç olarak tanımlanabilir.❖ Genellikle üç ayrı enerji kaynağının birleşiminden ortaya çıkan bu enerji yaşam doyumumuzüzerinde de belirleyicidir.❖ Bu üç enerji kaynağımızın biri “fiziksel enerji”, diğeri “zihinsel enerji” ve üçüncüsü de“duygusal enerjidir”.❖ Fiziksel enerji; beden sağlığımız, beslenmemiz, uyku düzenimiz gibi yaşam alışkanlıklarımıztarafından belirlenir.❖ Düşünme, okuma, problem çözme gibi etkinlikler “zihinsel” enerji ile ilgilidir ve bu türetkinliklerin hayatımızda yer alması zihinsel enerjimizi artırır, geliştir.❖ Kendilik değerimiz konusunda kendimizin sahip olduğu düşünceler; diğer bir ifade ilekendimize kendimizin biçtiği değer ise “duygusal” enerjimizi oluşturur.❖ Bu üç enerjinin toplamı ise yaşam enerjisi olarak her türlü etkinliğimizde belirleyici bir gücesahiptir. Elbette bu üç enerji birbiri ile de etkileşim hâlindedir.❖ Fiziksel enerjisi düşük bir insanın egzersiz yapmayan, beslenme ve uyku düzenine dikkatetmeyen zihinsel ve duygusal enerjisi de düşük olacaktır.❖ Ya da okumayan, sorgulamayan, problem çözmeyen yani zihinsel enerjisi düşük bir insanınduygusal enerjisi de bundan olumsuz etkilenecektir.❖ Aynı şekilde kendisini değersiz, işe yaramaz, beceriksiz ya da çirkin gören birinin hemfiziksel hem de zihinsel enerjisi bu algısından duygusal enerjisinden etkilenecektir. İşte, bunoktada bir insanın yaşam enerjisini nasıl harcadığına bakılarak da onun ne ölçüde zor birkişilik olduğu anlaşılabilir.❖ Zor kişilikler genellikle yaşam enerjilerini ziyan eden, boş yere harcayan insanlardır.❖ Şimdi bizim de belli düzeyde bu insanlardan biri olduğumuzu aklımızda tutarak yaşamenerjisinin nasıl ve ne yaparak ziyan edildiğine örnekler ÖZ-MERSİN43❖ Aşağıda mutsuz ve verimsiz insanın düşünce ve davranış tarzlarına ilişkin örneklerverilmiştir❖ 1. Genellikle geçmiş ve gelecekte yaşarlar, “şimdi ve burada”yı ıskalarlar. Diğer bir ifade ilebu insanların “geçmişi geçmemiştir”. Ya da, belki de hiç ortaya çıkmayacak geleceğin olasıolumsuzluklarına ilişkin kaygılarını bugün bütün yoğunluğu ile hissederler. Kısaca hayatı,şimdiki zamanı ziyan eder, ıskalarlar.❖ 2. Mazeret üretmekte, suçlu bulmakta ustalaşmıştırlar. Abartılı bir benzetme ile “otomobilleriile giderken ağaca çarptıklarında, ağacı trafik kurallarından habersiz olmakla suçlarlar”.❖ 3. “Kurban rolü”nü sıklıkla oynarlar. Onlar hep mağdur edilmiş, hakkı yenmiş, hak ettikleriverilmemiş insanlardır. Bu noktada bir hatırlatma yapmak istiyorum “Bir insan sizi sizin izinverdiğiniz kadar üzebilir, kullanabilir ya da incitebilir.”Kurban rolünün oynamayı seçen insanaslında kurban edilmek için davetiye de çıkarır. Bu yolla toplamayı umduğu ilgi onun yaşamkaynağını oluşturur. 449❖ 4. Negatif seçicidirler. Yaşam alanlarında mevcut olan ya da sahip oldukları “iyi” ve “olumlu”şeyleri görmezler. Buna karşılık en küçük olumsuzluk ya da eksikliği abartmayı vegenellemeyi tercih ederler. Bu tür insanlardan “Hiçbir şey yolunda değil!”, “Neye elimi atsambir aksilik çıkıyor!”… gibi ifadeleri çok sık duymak mümkündür.❖ 5. Beyinlerini âdeta “kuruntu üretim fabrikası” gibi kullanırlar.❖ 6. Bazıları ise herkesi memnun etme çabasını o derece abartırlar ki kendi duygu, düşünceve ihtiyaçlarını neredeyse hiç önemsemezler. Başka bir ifade ile “aşırı adanmış” bir yaşamsürerler. Bu adanmışlık bazen aile ve çocuklarına bazen de iş yaşamı veya bir ideolojiyeilişkin olabilir. Neye ilişkin olursa olsun bu durum kendini ortadan kaldırma ile aynı anlamagelmektedir.❖ 7. Her şeyi kontrol etme çabası içinde olmak da yaşam enerjisini ziyan etmenin bir başkayoludur. Söz buraya gelmişken eski bir yazıtta rastlandığı söylenen şu sözü paylaşmakistiyorum Tanrım; bana değiştirebileceklerimi değiştirebilmem için güç,değiştiremeyeceklerime katlanmam için sabır; ikisini birbirinden ayırt edebilmem için akılver.”Zor İnsanlarla Birlikte Yaşamak ve Çalışmak Konusunda Yöntem ve Öneriler❖ Zor kişiliklerle yaşarken yapılması önerilenler, edilgen bir şekilde onlara boyun eğme vedavranışlarını onaylamayı değil, etkin bir şekilde onlardan kendimizi korumayı içerir.❖ Her türlü insan karşısında “model davranış sergilemek” yapılabilecek en doğru gerçekten hareketle bir insanın geliştirebileceği en değerli beceri “iletişim becerisi”dir.❖ Bir insanın yaşam doyumu, mutluluğu ve verimliliği iletişim becerisi ile doğru orantılıdır. Zorinsanlarla birlikte yaşamak ve çalışmak konusunda da en temel öneri kişilikler karşısında sergilenmesi gereken iletişim becerisini kısaca özetlemekgerekirse şunlar söylenebilirVerilmesi gereken mesaj;❖ • Dolaysız,❖ • Hemen,❖ • Açık bir şekilde,❖ • Dürüstlükle ve❖ • Karşıdakini incitmeden ÖZ-MERSİN44Zor insanlarla iletişimi büyük ölçüde imkânsız kılan veya sorunu daha da ağırlaştırantutumlar ise şöyle özetlenebilir❖ • Aynen karşılık verme,❖ • Problemi ele almak yerine savunmaya geçme,❖ • Söylenenlerin ne anlama geldiğini dikkate almama,❖ • Ürkme ve şaşırma,❖ • Tepkisiz kalma öfkeden dili tutulma❖ • O anda bir şey düşünememe❖ Genel olarak söylemek gerekirse karşımızdaki insanın davranışının altında yatan sebepleri,hangi psikolojik ihtiyacından kaynaklandığını bilirsek ona karşı göstermemiz gereken tepkiyide bu oranda doğru seçebiliriz.❖ Daha önce belirtildiği gibi, hiçbir insan davranışı amaçsız değildir ve tüm davranışlarımızözellikle bir psikolojik ihtiyacı karşılamaya dönüktür.❖ Örneğin kendini koruma ihtiyacı içinde davranan güvensiz bir zor kişiliğin karşısında onungüvende olduğunu hissettirecek bir tutum daha sağlıklı bir iletişim atmosferi oluşturacaktır.❖ Reaktif sadece eleştiren ve saldırgan kişilik üzerinden bir örnek vermek gerekirsebu insanların davranışlarının altında yatan psikolojik alt yapısı şöyle analiz edilebilirKendilerini enerji küpü var ki bu enerji yapıcı değil, güçlü gösterme ihtiyacı olmanın ve hakkını elde etmenin güç ile gerçekleşeceğine var ki “güç” elbisesinin altında “korkaklık” tür suçluluk başkalarından onların zayıflıklarının her an farkına varacakları endişesi saldırgan tavırları nedeniyle insanlar onlardan uzak dünyaları aslında ıssız bir çölü içten ve derin dostluklardan altında olduklarını de dış görünüşlerindeki öz güvenin yapmacık olduğunu anlaşılması durumundatehdit algısı artar ve bu durum onları daha agresif de etraflarında yapıcı ve üretken insanlar gördüklerinde onların enerji ve hızınaayak uyduramama bu sıkıntıyı artırır.❖ Reaktif insan davranışının altında yatan bu dinamikleri bilen bir partner ya da yönetici tüm buirrasyonel düşünce kalıplarını boşa çıkaracak tutum ve davranış sergileyerek zor insanlabirlikte çalışabilir ve gerekli süreyi tanır aceleci bir beklenti içine girmezse ondaki olumludeğişmeyi ÖZ-MERSİN45Bir başka örneği kötümser negatif seçici zor kişilik üzerinden verelimBu tür insanlar,kötümserlikleri sayesinde kendilerini gelecek başarısızlıklara karşı korumaya bir işi tamamlamak için öneri getirirler. Dahası, sizin getirdiğiniz önerilere de hep olumsuz yaklaşırlar.❖ Temel psikolojik ihtiyaçları güvenliktir.❖ Kendilerinin ortaya koyacakları olası bir başarı bile onları korkutur.❖ Çünkü her başarı çevrelerinde yeni başarı beklentisi oluşturacaktır ve bir gün mutlaka bubeklentilere cevap veremeyeceklerine iki örnekten yola çıkarak şu çıkarımda bulunabilirizİnsanı zor kişi yapan da çözümü insanların özellikle psikolojik olarak güven içinde olduklarınıdeneyimlemeleri ve bunu uzun bir süre içinde test ederek ikna çözüm yolunun burada anlatıldığı ya da yazıldığı kadar kolay bu zor kişiliklerle birlikte yaşamak ve çalışmak zorundaysak bunu onlardan öncekendimizi geliştirip değiştirerek bir ifade ile ve özetle şunu söyleyebilirim❖ Zor insanı değil, ona yaklaşımımızı değiştirmek en sağlıklı çözümdür.❖ Bu konuda yapılabilecek en önemli tavsiyelerden biri de her türlü olumsuzluk ya da kışkırtmakarşısında bile soğukkanlılığını sakinliğini koruyabilmektir.❖ Kafamızın içinde bir trafik lambası olduğunu düşünerek kışkırtma ve olumsuzluklarkarşısında “kırmızı ışığı” yakarak durmak, “sarı ışığı” yakarak düşünmek ve seçeneklerimizigörüp değerlendirmek için kendimize verdiğimiz bu sürenin sonunda “yeşil ışığı” yakaraktepki göstermek hem kendimiz hem de karşımızdaki zor kişilik için en sağlıklı yoldur. Sakinkalabilmek hem bir erdem hem bir olgunluk ölçütü hem de faydalı sonuçlarını daha sonragöreceğimiz model bu önerilerin işe yaramayacağını düşünüyorsanız son olarak şunu tavsiyeediyorumZor insanla aranıza mesafe koymayı kişiliklerle araya mesafe koymada uygulayabileceğiniz yöntemler şöyleözetlenebilir• Kırık plakDikkatle düşünüp kendinize bir “kırık plak” cümlesi kişinize kendisini duyduğunuzu belirtip bu kırık plak cümlesini üst üste “Söylediklerini duydum ve bugün konuşacak durumda değilim.” – “Şimdi işe gitmemgerekiyor.” – “ Kızgın görünüyorsun ve ben şimdi tartışmak istemiyorum.”• Konunun içeriğini bırakıp ilişkiyi tanımlamaZor kişiniz alışılmış davranışları sergilemeye başladığında söylediklerine aldırmayıpyaptığına işaret “Konuşmayı bu şekilde sürdürürsek nerede gideceğimize karar veremeyeceğiz.” –“Eski sorunları bir kenara 451 bırakırsak işi daha iyi planlayabiliriz.”“Birbirimize bağırıp çağırdığımız sürece sorunu çözemeyiz.”SALİH ÖZ-MERSİN46• Ortam değişinceye kadar konuşmaya ara vermeKarşıdaki kişinin öfkesinin, dırdırının ya da suskunluğunun nedenini tümüyle göz ardı edipkonuşmayı “Gördüğüm kadarıyla şu anda çok iyisi bu konuyu öğleden sonra ele alalım.” – “Şu anda kendini iyi hissetmediğininfarkındayım. Daha sonra konuşalım.”• Kendinden emin ertelemeZor kişinize göstereceğiniz tepkiyi sizin daha sakin ve kafanızın daha duru olduğu birzamana “Şu anda bu konuyu konuşmaya hazır değilim.”– “İlginç bir fikir; bana düşünmem için izin vermeni istiyorum.”• SislendirmeKarşınızdaki kişinin isteğini ve görüşlerini kendi sözlerinizle kısaca özetlemekböylece onudinlediğinizi ve anladığınızı göstermiş olursunuz ve kendi düşündüğünüz şekilde tutumalmak. Bu yöntem kırık plak cümlesi yönteminin biraz daha hafifletilmiş konunun sizin için çok önemli olduğunu anlıyorum. Maalesef şimdi işe gitmekzorundayım.”– “Şikâyetlerini dinledim ve bunları daha sonra görüşmek istiyorum.”– “İşaret ettiğin olumsuzlukları anlıyorum; artık olumlu noktalara bakmamız gerektiğinidüşünüyorum.”Her zor insan aynı özelliklere sahip değildir. Karşımızdaki kişiyi zor insan grubuna koyantemel özelliği bilinirse onun karşısında sergilenmesi gereken tutum ve davranış konuda belli başlı zor kişilikler karşısında takınılması gereken tutum vesergilenmesi gereken davranışlara aşağıda kısaca değinilecektirSaldırgan Kişilikler❖ Biraz boşalmalarına izin verin.❖ Kibar davranmaya kalkışmayın.❖ Adlarıyla hitap etmek gibi bir yöntemle dikkatlerini çekin.❖ Oturtmaya çalışın Oturan kişi daha az saldırgan olur..❖ Göz teması kurun.❖ Düşündüklerinizi etkili ve kendinizden emin bir biçimde ifade edin.❖ Söylediklerini tartışmayın, sözlerini kesmeyin.❖ Dostça davranmaya hazır Yakınanlar❖ Kendinizi sorumluymuş gibi hissetseniz de sabrınız taşsa da dinleyin.❖ Söylediklerini başka sözcüklerle ve kısa cümlelerle kendisine tekrarlayarak esas söylemekistediklerini saptamaya çalışın.❖ Görüşlerini o an makul bulsanız bile, sakın söylediklerini onaylamayın ya da kendisindenözür dilemeyin.❖ “Suçlama-savunma-karşı suçlama” kısır döngüsüne düşmeyin.❖ Yorum yapmadan olguları ÖZ-MERSİN47❖ Özgül, açık uçlu sorularla kendisini sorunu çözmeye yönlendirin.❖ Hiçbiri işe yaramazsa “Peki, sen ne öneriyorsun?” diye Tepkisizler❖ Suskunluğun, tepkisizliğin ne anlama geldiğini yorumlamaya kalkışmayın.❖ Suskunu konuşturmaya çalışın.❖ Açık uçlu sorular sorun.❖ Yanıtı sabırla bekleyin.❖ Sessizliği kendi konuşmalarınızla doldurmaya çalışmayın.❖ Olaylarla veya durumla ilgili kendi yorumunuzu yapın.❖ Tekrar açık uçlu sorular sorun.❖ Eğer suskununuz konuşmaya başlarsa yorum yapmadan dinlemeye gayret edin.❖ Suskununuz tepkisiz kalmayı sürdürüyorsa görüşmeyi kesin ve tekrar görüşmek üzere birzaman Kendinize ve ekibinizi koruyun; kötümserliklerini size de bulaştırabilirler.❖ Geçmişte benzer durumların nasıl başarıyla aşıldığını iyimser ama gerçekçi bir dille anlatın.❖ Değişik seçenekler üzerinde görüşüyorsanız ilk önce en kötü durumda ne olabilir, bunu sizgündeme getirin.❖ Kötümserin söylediklerini gelecekte aşılması gerekebilecek sorunlar olarak görün.❖ Ne yapacağınızı kaçamaklar yapmadan doğrudan ifade ederek kendi başınıza davranmayada hazır olun.❖ Her şeyi ince eleyip sık dokuyanlara bir kere de kendilerini hazır hissetmeden hareketegeçmeyi Bu kişiler dayanılmaz bir mantık silsilesi ve bilgilerine olan güvenleriyle, sizi aptal, beceriksizkonumuna düşüren ve savunmaya zorlayan insanlardır.❖ Bu kişilere iletişim kurmak için önceden düşüncelerinizi sıraya koymanız ve birlikte elealacağınız konuyla ilgili hazırlıklar yapmanız gerekiyor.❖ Söylediklerini kabul etmek istemiyorsanız en etkin yöntem soru tekniklerini kullanmaktır.❖ Yapılacak işlerin gözden geçirilmesini sağlamak için ek bilgi vermesini sağlayacaksorulardan yararlanın.❖ Çokbilmişlerin arasında uzman olmadıkları hâlde uzmanmış gibi konuşan, yarı-bilgilihâllerinin kısmen farkında olan ve aldıkları yarım yamalak bilgileri aceleyle olayınbütünüymüş gibi sunanlar da vardır.❖ Bunlar karşısında da doğru olguları sanki başka bir seçenekmiş gibi mümkün olduğu kadartasvir edin Yazar admin administrator Happy 0 Sad 0 Excited 0 Sleepy 0 Angry 0 Surprise 0 Anasayfa » Gündem » Özel Güvenlik Olma Şartları Nelerdir? Nasıl Olunur Gerekli Belgeler Özel Güvenlik Olma Şartlar Nelerdir?Özel güvenlik kimlik kartı için gerekli evraklarÖzel Güvenlik Kimlik Kartı İçin Gerekli Evraklarda Dikkat Edilecek HususlarÖzel Güvenlik İçin Gereken EvraklarÖzel Güvenlik İçin Gerekli ŞartlarSilahsız Güvenlik Nedir?Silahlı Özel Güvenlik Kimlik Kartı İçin Gerekli Belgeler 2020Özel Güvenlik Kimlik Kartı Yenileme ÜcretiÖzel Güvenlik Görevlisi MesleğiÖzel güvenlik kimlik kartı ücreti nereye yatırılır?Özel Güvenlik Görevlisi Görevleri Nelerdir?Özel güvenlik için sağlık raporu ücreti Özel Güvenlik Olma Şartlar Nelerdir? Silahlı Özel güvenlik olmak için 22 yaş ve üzeri olunması gerekmektedir. Silahsız özel güvenlik için ise 19 yaşından gün almış olmak gerekmektedir. özel güvenlik olmak için için boy şartı bulunmamaktadır. Eğitim durumu en az lise mezunu şartı aranmaktadır. Özel güvenlik kimlik kartı için gerekli evraklar Temel eğitim sertifikasının aslı ve fotokopisi Dilekçe Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu İki tane güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması Öğrenim durumunu göster fotokopisi diploma, öğrenci belgesi, tasdikname gibi belgelerin aslı ve 1 adet fotokopisi C. kimlik numarası üzerinde bulunan nüfus cüzdanı, ehliyet gibi belgelerin fotokopisi 4 tane biyometrik fotoğraf Kan grubunu gösteren belge fotokopisi Özel güvenlik ruhsat harcı ödendi makbuzu Adli sicil belgesi Özel Güvenlik Kimlik Kartı İçin Gerekli Evraklarda Dikkat Edilecek Hususlar Yetkili kuruma, özel güvenlik kimlik kartı için gerekli evraklarda dikkat edilecek hususlar bilinmeden evrakların teslim edilmesi halinde bazı sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır. Arşiv oluşturma formunun, bilgisayar ortamında ya da daktilo ile doldurulması gerekmektedir. İstenilen biyometrik fotoğraflar, beyaz fon ve ön cepheden çekilmiş olmalıdır. Müracaat evrakları sıralaması listede belirtilen şekilde yapılıp tek poşet dosya içerisinde teslim edilmesi gerekmektedir. Teslim edilen evraklardan birer tane fotokopi alınması yararlı olacaktır. Verilen dilekçe üzerine mutlaka ev telefonu, cep telefonu ve adres bilgilerinin yazılması gerekmektedir. Sağlık raporlarını üzerinde KBB, nöroloji, ortopedi, göz ve psikiyatri doktorlarının kaşe ve imzalarının bulunması gereklidir Özel Güvenlik İçin Gereken Evraklar Özel güvenlik görevlileri silahlı ya da silahsız olmak üzere görevlendirilmektedirler. Silahsız Özel güvenlik kartı için gerekli evraklar şunlardır Silahsız temel eğitim sertifikasının aslı ve fotokopisi Şahsi dilekçe Devlet hastanelerinde veya sağlık ocaklarından alınacak sağlık kurulu raporu Güvenlik soruşturması formu Öğrenim durumunu gösteren belgenin aslı ve fotokopisi 1 adet üzerinde kimlik numarası bulunan kimlik veya ehliyet Kan grubunu gösteren belge 2 tane biyometrik fotoğraf Özel güvenlik ruhsat harcı ödendi makbuzu ve 1 adet fotokopisi Kimlik kart ücreti yatırılarak dekontu teslim edilecektir. Silahsız eğitim ilk defa özel güvenlik olmak isteyen kişilerin tercih edeceği bir eğitim türüdür. Silahsız eğitim için 18 yaş üstü ve en az ortaokul mezunu olmanız gereklidir. Özel Güvenlik İçin Gerekli Şartlar Özel güvenlik görevlisi olmak için sertifika vermeye yetkili olan kurumlardan silahlı ya da silahsız olmak üzere eğitim almak gerekmektedir. Özel güvenlik görevlisi nasıl olunur sorusunun cevabı ise her yıl Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenmekte olan ÖGG sınavına başarılı olmanız gerekmektedir. Emniyet tarafından yapılan ÖGG sınavı her yıl 6 kez yapılmaktadır ve başarılı sayılabilmek için en az 60 puan almanız gerekmektedir. İlk girişinizde sınavı kazanamadıysanız, birbirini takip eden diğer sınavlara tekrar sınav harcı ödeyerek katılabilirsiniz. Özel güvenlik silahlı ve silahsız olmak üzere iki çeşittir. Silahlı ve silahsız özel güvenlik için aranan şartlar ve adaylardan istenilen belgeler birbirinden farklıdır. Silahsız Güvenlik Nedir? Silahsız güvenlik nedir sorusunun cevabı ise 18 yaşını doldurmuş, en az ilköğretim mezunu kişilerin katılabildiği, 10 farklı ders gördükleri ve 3 hafta süren özel güvenlik eğitimi çeşididir. Özel güvenlik olarak görev almak isteyen kişiler silahsız özel güvenlik eğitiminin tamamlanmasının ardından, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü denetiminde yapılan 100 soruluk test usulü özel güvenlik sınavı ÖGG yapılmaktadır. Bu sınavda 100 sorudan her bir sorunun puan değeri 1 olup en az 60 puan alan adaylar başarılı sayılmaktadır. Silahsız özel güvenlik sınavından başarılı olan adaylar Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü ve valilik onaylı silahsız özel güvenlik sertifikası almaya hak kazanmaktadır. Silahlı Özel Güvenlik Kimlik Kartı İçin Gerekli Belgeler 2020 Silahlı özel güvenlik kimlik kartı için gerekli evraklar 2020 yılı için şunlardır C. kimlik fotokopisi İkametgâh belgesi ya da yerleşim yeri belgesi Dilekçe Öğrenim durumu belgesinin fotokopisi Son altı ay içerisinde çekilmiş 3 tane vesikalık fotoğraf ÖGG kimlik kartı veya ÖGG eğitim sertifikası fotokopisi Kan grubu kartı ÖGG kimlik kartı hiç almamış adaylar için sağlık kurulu raporu fotokopisi silahlı güvenlik görevlisi olur ibaresinin yer aldığı heyet raporu olması gereklidir Silahlı özel güvenlik kimlik kartı, kesin kayıt işlemi için istenen bütün belgelerin belirtilen süre zarfında doğru ve eksiksiz şekilde teslim edilmesi gerekmektedir Özel Güvenlik Kimlik Kartı Yenileme Ücreti Özel güvenlik görevlisi olmak göründüğü kadar kolay değildir. Özel güvenlik görevlisi olabilmek için adaylar farklı sınav ve aşamalardan geçip başarılı oldukları takdirde silahlı ya da silahsız olarak güvenlik görevlisi olmaya hak kazanmaktadırlar. Özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazanan kişiler, bu görev için profesyonelliğini belirten bir kimliğe sahip olurlar. Güvenlik görevlilerine hemen hemen her yerde ihtiyaç duyulmaktadır. Güvenlik görevlileri kalabalık alanlarda asayişi, daha tenha bölgelerde ise mal güvenliğini sağlayan ve güvenlik departmanında görev alan kişilerdir. Güvenlik görevlisi olabilmek için silahlı ya da silahsız olmak üzere iki farklı eğitimi başarıyla tamamlamış olmak gerekmektedir. Özel güvenlik görevlisi mesleği birçok alanda çalışma imkânı olan ve her geçen gün önem kazanan ve artan bir meslektir. Özel güvenlik kimlik kartı yenileme ücreti 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli olarak 40 TL olarak belirlenmiştir. Özel Güvenlik Görevlisi Mesleği Özel güvenlik görevlisi mesleği, ülkemizdeki sürekli nüfus artışı ile güvenlik kolluk kuvvetlerinin yeterli olmaması ile birlikte özel sektör eliyle yeni bir iş istihdam alanı oluşturulmuştur. Oluşturulan bu istihdam kapısı ile birlikte toplumdaki genel güvenlik problemi büyük ölçüde azaltılmış ve oluşabilecek yeni suçlarında önüne geçilmesi sağlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup görevin yapılmasına engel olabilecek akıl ve vücut sağlığı ile engeli bulunmayan, özel güvenlik temel eğitimini başarıyla tamamlamış, 18 ya da 21 yaşını doldurmuş, herhangi bir suçtan dolayı mahkûm olmamış, en az ortaokul lise veya dengi okul mezunu olan herkes özel güvenlik görevlisi mesleğini seçebilmektedir. Özel güvenlik görevlisi kimlik kartı alabilmek için Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne başvuru yapılmaktadır. Özel güvenlik kimlik kartı ücreti nereye yatırılır? Özel güvenlik kimlik kartı ücreti nereye yatırılır sorusu birçok özel güvenlik görevlisi ve özel güvenlik görevlisi adayının merak ettiği bir konudur. Yeni kimlik kartı alacak Özel güvenlik görevlileri ve yöneticileri, çalıştıkları kurum kuruluş veya birimler aracılığı ile Özel Güvenlik Şube Müdürlüklerinden randevu alarak başvuru işlemlerini yapacaklardır. Başvuru yapma işleminde son 6 ay içerisinde açık renk giysi ile çekilmiş arka zemin rengi beyaz 2 tane vesikalık biyometrik fotoğraf gerekmektedir. TL olan Özel güvenlik kimlik kartı ücretinin Türkiye Vakıflar Bankası Gaziosmanpaşa Şubesi IBAN TR58 0001 5001 5800 7303 9981 15 numaralı hesabına Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı hesabı yatırıldığına dair makbuz, İl Emniyet Özel Güvenlik Şube Müdürlüklerine teslim edilecektir. Özel Güvenlik Görevlisi Görevleri Nelerdir? Özel güvenlik görevlisi görevleri nelerdir denildiğinde bu sorunun cevabı özel güvenlik görevlisi, koruma ve güvenliği sağlamış oldukları yerlere girmek isteyen kişileri duyarlı kapıdan geçirme ve bu kişilerin üst aramasını gerçekleştirme görevi bulunmaktadır. Toplantı, spor müsabakası, konser, sahne gösterileri gibi etkinliklerde kimlik kontrolü yapma ve görev alanında haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı olan kişileri yakalama görevi bulunmaktadır. Özel güvenlik görevlileri ayriyeten terk edilmiş ve bulunmuş eşya emanet alma yetkisi bulunmaktadır. Özel güvenlik görevlileri bu ve buna benzer birçok alanda güvenliği sağlamaktadır. Özel güvenlik için sağlık raporu ücreti Özel güvenlik olabilmek için istenilen sağlık raporu ücreti 2020 yılı itibari ile 200TL olarak ücretlendirilmiştir. 27 Kasım 2010 CUMARTESİResmî GazeteSayı 27768 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VEEĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 ? 1 Bu Yönetmeliğin amacı; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevli iş güvenliği uzmanlarının nitelikleri, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, görev, yetki ve sorumluluklarına dair usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 ? 1 Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında yer alan ve sanayiden sayılan işlerin yapıldığı ve devamlı olarak en az elli işçi çalıştırılan işyerleri ile eğitim kurumlarını kapsar. Dayanak MADDE 3 ? 1 Bu Yönetmelik; a 4857 sayılı İş Kanununun 2 ve 81 inci, b 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 ve 12 nci, maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 ? 1 Bu Yönetmelikte geçen a Bakanlık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, b Eğiticilerin eğitimi belgesi En az kırkbeş saatlik eğitim sonunda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler veya 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre yetkilendirilen kurumlar tarafından verilen eğiticilerin eğitimi belgesini, c Eğitim kurumu İş güvenliği uzmanlarının eğitimlerini vermek üzere, gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketlerce kurulan ve işletilen müesseseleri, ç Genel Müdürlük İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünü, d İş güvenliği uzmanı İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilmek üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş mühendis, mimar veya teknik elemanı, e Sorumlu müdür İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip olan ve tam süreli istihdam edilen, eğitim kurumlarının iş ve işlemlerinden Bakanlığa karşı sorumlu olan kişiyi, f Teknik eleman Teknik öğretmenler ile üniversitelerin fen veya fen-edebiyat fakültelerinin fizik veya kimya bölümleri veya iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM İş Güvenliği Uzmanlarının Nitelikleri, Görev, Yetki ve Yükümlülükleri ile Çalışma Usul ve Esasları İş güvenliği uzmanlarının nitelikleri ve görevlendirilmeleri MADDE 5 ? 1 İşverence iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilecekler, bu Yönetmeliğe göre geçerli iş güvenliği uzmanı belgesine sahip olmak zorundadır. 2 İş güvenliği uzmanlarından; C sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli sınıfta, B sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli ve tehlikeli sınıflarda, A sınıfı belgeye sahip olanlar ise bütün tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde çalışabilirler. 3 Birden fazla iş güvenliği uzmanının görevlendirilmesinin gerektiği işyerlerinde, en az bir iş güvenliği uzmanının işyerinin tehlike sınıfına uygun belgeye sahip olması yeterlidir. İş güvenliği uzmanlığı belgesi MADDE 6 ? 1 İş güvenliği uzmanlığı belgesinin sınıfları aşağıda belirtilmiştir a A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi; 1 B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara, 2 İş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl teftiş yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri, en az beş yıl uzman olarak çalışmış Bakanlık iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği doktorası yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlar ile Genel Müdürlük ve bağlı birimlerinde mühendis, mimar veya teknik eleman olarak en az on yıl görev yapmış olanlardan A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınavda başarılı olanlara, Ek-1'deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir. b B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi; 1 C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara, 2 İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği yüksek lisansı yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara, Ek-1'deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir. c C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi; C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara Ek-1'deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir. 2 Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belgeye sahip olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan; a Sahip olduğu belge ile en az yedi yıl çalıştığını belgeleyenlerden A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara A sınıfı, b Sahip olduğu belge ile en az üç yıl çalıştığını belgeleyenlerden B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara B sınıfı, c Sahip olduğu belge ile müracaat ederek yapılacak C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olanlara C sınıfı, iş güvenliği uzmanlığı belgesi Ek-1'deki örneğine uygun olarak Bakanlıkça verilir. 3 İkinci fıkranın c bendine göre C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi almak isteyenlere sadece bir kez doğrudan sınava girme hakkı tanınır. İş güvenliği uzmanlarının görevleri MADDE 7 ? 1 İş güvenliği uzmanları, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür a Rehberlik ve danışmanlık; 1 İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene tavsiyelerde bulunmak. b Risk değerlendirmesi; 1 Risk değerlendirmesinin yapılmasını sağlamak; gerekli çalışmaları planlayarak alınacak sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak. c Çalışma ortamı gözetimi; 1 Çalışma ortamının gözetimini yapmak, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulanmasını kontrol etmek. 2 İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için mevzuata uygun çalışmalar yapmak ve uygulamaları takip etmek; doğal afet, kaza, yangın veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanmasını sağlamak, periyodik olarak eğitimleri ve tatbikatları yaptırmak, acil durum planı doğrultusunda hareket edilmesini sağlamak. ç Eğitim, bilgilendirme ve kayıt; 1 İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini ilgili mevzuata uygun olarak planlamak ve uygulamak. 2 Çalışma ortamının gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydetmek ve yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği yaparak hazırlamak. d İlgili birimlerle işbirliği; 1 İşyeri hekimi ile işbirliği yaparak iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak. 2 İşyeri hekimi ile işbirliği yaparak yıllık çalışma planını hazırlamak. İş güvenliği uzmanlarının yetkileri MADDE 8 ? 1 İş güvenliği uzmanının yetkileri aşağıda belirtilmiştir a İşyeri bina ve eklentilerinde, çalışma metot ve şekillerinde veya iş ekipmanında çalışanlar açısından yakın ve hayati tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde işverene bildirmek, gerekli tedbirler işveren tarafından alınmadığı takdirde durumu Bakanlığa rapor etmek. b İşyerinde belirlediği yakın ve hayati tehlike oluşturan bir hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işveren veya işveren vekilinin onayını almak kaydıyla geçici olarak işi durdurmak. c Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek. ç Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dahilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçmek ve işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak. 2 Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen iş güvenliği uzmanları, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle iş güvenliği uzmanının ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz. İş güvenliği uzmanlarının yükümlülükleri MADDE 9 ? 1 İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler. 2 İş güvenliği uzmanı, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyelerini onaylı deftere yazmak ve işyeri hekimi ile beraber suretlerini saklamak zorundadır. İşyerinde yapılan denetimlerde, bu zorunluluğu yerine getirmediğinin tespiti halinde; iş güvenliği uzmanı Bakanlıkça yazılı olarak uyarılır. Uyarı gerektiren durumun tekrarı halinde iş güvenliği uzmanlığı belgesinin geçerliliği bir yıl süreyle askıya alınır. Belgesinin geçerliliği askıya alınanlar, Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edilir. Bir yıl sonunda iş güvenliği uzmanının tekrar görev alabilmesi için Bakanlığın onayının alınması zorunludur. 3 İkinci fıkrada belirtilen onaylı defter; iş güvenliği uzmanı ile işveren veya işveren vekilince, gerektiğinde işyeri hekimi ile eş zamanlı olarak imzalanır. Defterin imzalanmaması veya düzenli tutulmamasından işveren veya işveren vekili sorumludur. İş güvenliği uzmanlarının çalışma süreleri MADDE 10 ? 1 İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yerine getirmek için aşağıda belirtilen sürelerde görev yaparlar a Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 12 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 5 dakika. b Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 24 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 5 dakika. c Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; ayda en az 36 saat, buna ilave olarak işçi başına ayda en az 10 dakika. 2 Az tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 1000 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir. 3 Tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 750 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 750 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir. 4 Çok tehlikeli sınıfta yer alan 500 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 500 işçi için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. İşçi sayısının 500 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir. 5 İş güvenliği uzmanları sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunar. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden düşülür. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Kurumu İş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu başvuru işlemleri MADDE 11 ? 1 Eğitim kurumu olarak faaliyet göstermek isteyenler, Bakanlığa dilekçe ve aşağıda belirtilen ekleri ile başvurur a Ticari şirketler için tescil edildiğini gösteren Ticaret Sicil Gazetesi. b Eğitim kurumunun sorumlu müdürünün eğitici belgesi ile; 1 Ticari şirketler için tam süreli iş sözleşmesi. 2 Kamu kurum ve kuruluşları ve üniversiteler için tam süreli görevlendirme yazısı. 3 Şirket ortağı olanlar için tam gün görev yapacağına dair taahhütname. c Eğiticilerin iş sözleşmeleri ve eğitici belgeleri. ç Faaliyet gösterilecek işyerinin yapı kullanma izni belgesi. d Faaliyet gösterilecek yere ait kira sözleşmesi veya tapu senedi veya intifa hakkı belgesi. e Faaliyet gösterilecek yerin ölçülerinin ve bütün bölümlerinin yer aldığı 1/50 ölçekli plan. f Tapu kütüğünde mesken olarak kayıtlı bir ana gayrimenkulün bağımsız bölümlerinde eğitim kurumunun faaliyet gösterebileceğine dair kat malikleri kurulunun oybirliğiyle aldığı karar örneği. g İlgili mevzuata göre binada yangına karşı gerekli tedbirlerin alındığına dair yetkili merciler tarafından verilen belge. 2 Kamu kurum ve kuruluşları için, yalnızca birinci fıkranın b bendinin 2 numaralı alt bendiyle c, e ve g bentlerinde belirtilen belgeler istenir. Ancak eğitim verilecek mekân kamu kurumuna ait değilse a bendi hariç diğer bentlerde belirtilen belgeler istenir. 3 Üniversitelerin eğitim kurumu olarak yetkilendirilme taleplerinde başvuru rektörlükçe yapılır. 4 Bu madde uyarınca istenen belgelerin aslı ile birlikte bir örneğinin getirilmesi halinde, Bakanlıkça tasdiki yapılır. Eğitim kurumu yeri ve yerleşim planında aranacak şartlar MADDE 12 ? 1 Eğitim kurumunun yer alacağı binada; meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerler bulunamaz. 2 Eğitim kurumlarının bütün birimlerinin; a Aynı binanın birbirine bitişik daire veya katlarında veya bitişik binaların birbirine bağlantılı aynı katlarında, b Kuruma ait olan bir arsa içinde ve birbirine uzaklığı en fazla 100 metre olan müstakil binalarda, olması gerekir. 3 Bakanlıktan izin alınmadan, onaylanmış yerleşim planlarında herhangi bir değişiklik yapılamaz ve yerleşim planında belirtilen bölümler, amaçları dışında kullanılamaz. İdari bölümlerde aranacak şartlar MADDE 13 ? 1 Eğitim kurumlarında bulunması gereken bölümler aşağıdaki gibidir a Sorumlu müdür odası, en az 10 metrekare. b Eğitici odası, en az 25 metrekare. c Büro hizmetleri, arşiv ve dosya odası, en az 15 metrekare; ayrı ayrı olmaları hâlinde toplamı en az 20 metrekare. ç Her yirmibeş kişi için, erkek ve bayan ayrı olmak üzere en az birer tuvalet ve lavabo. 2 Dinlenme yeri bina içinde bağımsız bir bölüm hâlinde veya ayrı ayrı bölümlerden meydana gelebilir ve toplamda en az 30 metrekare olmalıdır. Alan hesabında yönetim ve eğitime ayrılan diğer alanlar dikkate alınmaz. 3 Bölümlerin, alan metrekare veya hacim metreküp ölçümü sonucu çıkan küsuratlı rakamlar ile kontenjanlar belirlenirken 0,5 ve daha büyük çıkan küsuratlı rakamlar bir üst tam sayıya yükseltilir. Derslik ve diğer bölümlerde aranacak şartlar MADDE 14 ? 1 Eğitimlerin düzenleneceği derslikler en fazla yirmibeş kişilik olur ve dersliklerde Bakanlıkça belirlenen kontenjandan fazla kursiyer bulunmaz. 2 Dersliklerde kursiyer başına en az 10 metreküp hava hacmi olması ve derslikler ile diğer bölümlerin tavan yüksekliklerinin 2,40 metreden az, dört metreden fazla olmaması esastır. Dört metre üzerinde olan yükseklikler hacim hesabında dikkate alınmaz. 3 Derslik ve diğer bölümlerde bulunan pencerelerde; doğal havalandırmaya müsaade edecek şekilde binanın dış cephesinde olması, pencere alanının bulunduğu bölümün taban alanının %10 undan az olmaması ve yerden yüksekliğinin 90 santimetreden fazla olmaması şartları aranır. Binanın dış cephesinin tamamen veya kısmen camla kaplı olması durumunda uygun havalandırma sistemi şartı aranır. 4 Derslik kapılarının genişliği 80 santimetreden az olamaz ve kapı kasasının içten içe ölçülmesiyle belirlenir. Derslik kapıları dışa doğru açılmalı ancak çift taraflı derslik bulunan koridorlarda karşılıklı açılmamalıdır. Aydınlatma, gürültü ve termal konfor şartları MADDE 15 ? 1 Eğitim kurumlarının bölümlerinde yeterli aydınlatma ve termal konfor şartları sağlanır, gürültüye karşı gerekli önlemler alınır. Genel Müdürlükçe gerekli görülmesi halinde, durumun tespitine yönelik ölçümlerin yaptırılması istenebilir. Eğitim kurumlarının yetkilendirilmesi MADDE 16 ? 1 Eğitim kurumları tarafından hazırlanan başvuru dosyası Bakanlıkça incelenir, posta yoluyla yapılan başvurularda eksiklikler yazılı olarak, şahsen yapılan müracaatlarda ise derhal bildirilir. Dosya üzerinde incelemesi tamamlanan başvurular için yerinde inceleme yapılır. İnceleme işlemlerinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için her defasında otuz günden fazla olmamak üzere en fazla iki defa süre verilir. Belirlenen sürelerde eksiklikler giderilmez ise dosya iade edilir ve bir yıl içinde tekrar başvuru yapılamaz. Dosya üzerinde ve yerinde incelemeleri tamamlanan başvuruların, bu Yönetmelikte belirtilen şartları taşımaları halinde, dosyasında belirtilen adres ve unvana münhasıran, en geç on gün içinde Bakanlıkça Ek-2'deki örneğine uygun eğitim kurumu yetki belgesi düzenlenir. Başka bir adreste şube açılmak istendiği takdirde, aynı usul ve esaslar dâhilinde, bu bölümde belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla şube için ayrıca yetki belgesi düzenlenir. 2 Bu Yönetmelikteki şartları yerine getirmeyen eğitim kurumlarına yetki belgesi düzenlenemez. 3 Yetki belgelerinin, eğitim kurumu tarafından beş yılda bir vize ettirilmesi zorunludur. 4 Eğitim kurumları, iş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu yetki belgesini almadıkça eğitim için katılımcı kaydı yapamaz ve eğitime başlayamazlar. 5 Eğitim kurumları, eğitim hizmetlerinin bir kısmını veya tamamını başka bir kişi veya kuruma devredemezler. 6 Eğitim kurumları, aşağıda belirtilen hususlara uymak zorundadırlar a İsim ve unvanlar Türkçe olarak tescil ettirilir, tabela ve basılı evraklarında sadece yetki belgesinde belirtilen isim ve unvanlar yazılır. b Özel kuruluşlar tarafından, kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan isimler ticari isim olarak kullanılamaz. 7 Eğitim kurumlarında, sadece işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip olanlar eğitici olarak görev alabilirler. 8 Yetki alan eğitim kurumları, yetki aldıkları yerde Bakanlıkça yetkilendirilmedikleri konularda hizmet veremez ve faaliyette bulunamazlar. 9 Bakanlık, hizmetin etkin ve verimli bir şekilde verilip verilmediğinin izlenmesi amacıyla kendi görev ve yetki alanına giren konularda eğitim kurumlarını denetler. İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğiticileri MADDE 17 ? 1 İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi; a Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine ve iş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip; A sınıfı iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği, iş sağlığı veya iş güvenliği lisansüstü eğitimine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanlar ile Bakanlıkta görevli iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına, b Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine sahip ve en az beş yıl teftiş yapmış iş müfettişlerine, c Pedagojik formasyona veya eğiticilerin eğitimi belgesine ve en az on yıllık uzmanlık tecrübesine sahip, mühendis, mimar veya teknik eleman niteliğini haiz Bakanlıkta görevli çalışma ve sosyal güvenlik eğitim uzmanlarına, ç Mühendis, mimar, fizikçi, kimyager ve teknik öğretmenler ile hukuk fakültelerinden mezun olanlardan üniversitelerde Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun en az dört yarıyıl ders verenlere, başvurmaları halinde, Ek-3 teki örneğine uygun olarak düzenlenir. Eğitim kurumlarının eğitici kadrosu MADDE 18 ? 1 Eğitim kurumları, iş güvenliği uzmanlığı eğitim programı için işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip; makine, inşaat, fizik, kimya veya maden mühendisleri ile bu branşlarda eğitim görmüş teknik öğretmenler, fizikçi ve kimyagerlerden en az ikisiyle tam süreli, müfredatta belirtilen konulara uygun işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine sahip diğer eğiticiler ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapar. 2 Bir eğitim kurumunda tam süreli iş sözleşmesiyle görev yapan eğitici başka bir eğitim kurumunda herhangi bir görev alamaz. 3 Tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan eğiticilerden biri, aynı zamanda sorumlu müdürlük görevini de yürütebilir. 4 Eğitim kurumlarında görevlendirme zorunluluğu bulunan personelin işten ayrılması durumunda üç işgünü içinde durum Genel Müdürlüğe yazı ile bildirilir. Otuz gün içerisinde bu kişilerin yerine aranan niteliklere sahip personel görevlendirilmesi ve Genel Müdürlüğe bildirilmesi zorunludur. Eğitim programlarına başvuru MADDE 19 ? 1 İş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarına katılmak isteyen adaylar eğitim kurumlarına aşağıdaki belgeler ile başvururlar a Başvuru yapılan eğitim kurumuna hitaben yazılan ve adayın hangi iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacağını belirten ve kimlik numarası ile iletişim bilgilerini içeren başvuru yazısı. b Adayın mühendis, mimar veya teknik eleman olduğunu gösteren diploma veya mezuniyet belgesi. c A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge. ç B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge. d İş güvenliği uzmanlığı yenileme eğitimine katılacaklar için geçerli mevcut belge. 2 Yukarıda belirtilen belgelerin aslı ile birlikte örneğinin getirilmesi halinde eğitim kurumları tarafından tasdiki yapılır. Başvuru sırasında gerçeğe aykırı belge ve beyanda bulunduğu tespit edilenlerin başvuruları reddedilir. Bu durumun sonradan tespiti halinde eğitim, sınav ve belgeleri geçersiz sayılır. 3 Eğitim kurumları, başvuru esnasında adaylardan katılacakları programın gerektirdiği şartları karşıladığını gösteren belgeleri istemek ve bu belgeleri beş yıl süreyle her bir aday için açılan dosyada saklamak zorundadır. Bu konuda, Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı işlemlerden doğacak sorumluluk eğitim kurumuna aittir. 4 Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belge sahipleri, bu belgelerinin yeterliliklerini Bakanlığa onaylatmak kaydıyla eğitim kurumlarına başvuru yapabilirler. 5 Bu Yönetmelikte belirtilen çalışma sürelerinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, diploma veya mezuniyet belgelerinin doğruluğunun tespitinde Yükseköğretim Kurulu kayıtları esas alınır. Eğitim programları MADDE 20 ? 1 Eğitim kurumları eğitime başlayabilmek için; Bakanlıkça belirlenen müfredat esas alınarak hazırlanan ve eğitim verilecek konulara uygun eğiticilerin ve ikiden fazla olmamak üzere eğiticilerin yedeklerinin de yer aldığı teorik eğitim programını ve eğitime katılacakların listesini ilgili eğitimin başlangıç tarihinden en az on iş günü önce Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler. 2 Eğitim kurumları, pratik eğitimin yapılacağı işyerlerinin listesi ve eğitim tarihlerini Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler. 3 Eğitim kurumları, mücbir nedenlerle eğiticilerde değişiklik olması halinde eğitimin başlamasından önce Genel Müdürlüğe yazı, faks veya e-posta yoluyla bilgi verirler. 4 Bakanlıkça onaylanmamış programlarla eğitime başlanamaz. 5 Teorik ve uygulamalı dersler haftanın günlerine dengeli olarak dağıtılır. Adayların, teorik eğitimin %90'ına ve uygulamalı eğitimin tamamına katılımı zorunludur. Eğitim kurumlarınca, eğitimin sonunda adayların derslere devam durumunu gösteren çizelge düzenlenir. 6 Eğitimlerde kullanılacak araç ve gereçler günün teknolojisine uygun olacaktır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Eğitim ve Sınavlar İş güvenliği uzmanlarının eğitimleri MADDE 21 ? 1 Bakanlıkça belirlenecek eğitim programları teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşur. Eğitim süreleri, teorik kısmı 180 saatten, uygulama kısmı 40 saatten ve toplamda 220 saatten az olamaz. Teorik eğitimin en fazla yarısı uzaktan eğitim ile verilebilir. Uygulamalı eğitimler, iş güvenliği uzmanı bulunan bir işyerinde yapılır. 2 İş güvenliği uzmanları, belgelerini aldıkları tarihten itibaren beş yıllık aralıklarla eğitim kurumları tarafından düzenlenecek yenileme eğitimine katılmak zorundadırlar. Bu eğitimin süresi otuz saatten az olamaz. Eğitim katılım belgesi MADDE 22 ? 1 Eğitimi tamamlayan adaylara eğitim kurumları tarafından, Ek-4'teki örneğine uygun eğitim katılım belgesi düzenlenir. Bu belgeler, eğitimin tamamlanmasından itibaren en geç on gün içerisinde Bakanlığa gönderilir. 2 Eğitim katılım belgesi Bakanlığa gönderilmeyen adaylar sınava katılamaz, yenileme eğitimine katılma zorunluluğu bulunanların ise vize işlemleri yapılmaz. Sınavlar MADDE 23 ? 1 Eğitim programlarını tamamlayan adayların sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır. 2 Girdiği ilk sınavda başarılı olamayan aday takip eden sınavlardan birine daha katılabilir. Ancak iki sınavda da başarılı olamayanlar yeniden eğitim programına katılmak zorundadırlar. 3 Sınavlarda 100 puan üzerinden en az 70 puan alan adaylar başarılı sayılır, itirazlar sınavı düzenleyen kurum tarafından sonuçlandırılır. Belgelendirme MADDE 24 ? 1 İş güvenliği uzmanlığı belgesi almak isteyen ve sınavda başarılı olan adayların belgelendirme başvurularının değerlendirilmesi amacıyla, her aday için açılacak dosyanın elektronik ortamda veya yazılı olarak eğitim kurumları tarafından, eğitim programlarına katılmadan doğrudan sınava girecek olan adayların ise Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen nitelikleri haiz olduklarını gösteren belgelerin şahsen veya posta yoluyla Genel Müdürlüğe ibraz edilmesi gerekmektedir. 2 İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi almak isteyenlerin belgelendirme başvurularının değerlendirilmesi amacıyla; aşağıda belirtilen belgelerin şahsen veya posta yoluyla Genel Müdürlüğe ibraz edilmesi gerekmektedir a Geçerli A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar için; pedagojik formasyon veya eğiticilerin eğitimi belgesi ile iş sağlığı ve güvenliği alanında mesleki tecrübeye sahip olduklarını gösteren belge. b Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun alanlarda üniversitelerde ders vermiş olanlar için; mühendis, mimar, fizikçi, kimyager, teknik öğretmen veya hukuk fakültesi mezunu olduklarını gösteren lisans diplomaları ve Bakanlıkça ilan edilen eğitim programlarına uygun alanlarda en az dört yarıyıl ders verdiklerini gösteren rektörlük onayını içeren resmi yazıların asılları. c Yukarıdaki bentlerde belirtilenler dışında kalanlar için ise 17 nci maddede belirtilen nitelikleri haiz olduklarını gösteren belgeler. 3 Bu madde uyarınca ibraz edilmesi gereken belgelerin aslı ile birlikte bir örneğinin getirilmesi halinde Bakanlıkça tasdiki yapılır ve eğitim kurumlarınca ibraz edilen belgelerin doğruluğundan eğitim kurumları, şahsen ibraz edilmesi gereken belgelerin doğruluğundan ise şahıslar sorumludur. Belge alma ve vize işlemleri MADDE 25 ? 1 Belge almak veya vize işlemlerini yaptırmak isteyen kişi ve kuruluşların; a Bu Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uygunluk sağlamaları, b Bakanlıkça belirlenen belge veya vize ücretini ödemeleri, gereklidir. 2 Yetkilendirilen kurumlar beş yılın tamamlanmasına en fazla atmış, en az kırkbeş gün kala vize işlemleri için Genel Müdürlüğe müracaat eder. Eksikliği bulunmayan kurumların vize işlemleri vize süresinin bitiminden önce Genel Müdürlükçe sonuçlandırılır. Yukarıda belirtilen süreler içinde müracaat etmeyen ve vize süresi sona erdikten sonra vize işlemlerini tamamlamamış olanların yetki belgeleri iptal edilerek durum on gün içinde yazı ile bildirilir. 3 Yetki belgesi sahipleri, herhangi bir sebeple faaliyetlerini bırakmaları halinde otuz gün içinde yetki belgelerinin asıllarını Genel Müdürlüğe iade ederler. BEŞİNCİ BÖLÜM Mesleki Bağımsızlık, İhtar ve İptal Mesleki bağımsızlık ve etik ilkeler MADDE 26 ? 1 İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilenler; a Uzmanlık bilgilerini uygularken işveren ve işçilerden mesleki anlamda bağımsız olarak çalışır ve işverenden talimat alamazlar. b Özellikle sağlık ve güvenlik riskleri konusunda, işveren ve işçilere önerilerde bulunurken hiçbir etki altında kalmazlar. c Hizmet sundukları kişilerle güven, gizlilik ve eşitliğe dayanan bir ilişki kurar ve ayrım gözetmeksizin tüm işçileri eşit olarak değerlendirirler. ç Çalışma ortamı ve koşullarının düzenlenmesinde, kendi aralarında, yönetici ve işçilerle iletişime açık ve işbirliği içerisinde hareket ederler. 2 Mesleki bağımsızlığın sonuçları hiçbir şekilde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilenlerin aleyhine kullanılamaz ve yapılan sözleşmelere mesleki anlamda bağımsız çalışmayı kısıtlayabilecek şartlar konulamaz. İhtarlar MADDE 27 ? 1 28 inci maddede yer alan yetki belgesinin doğrudan iptalini gerektiren durumların dışındaki ihlallerde, Ek-5 ve Ek-6'da belirtilen şekilde ihtar puanları uygulanır. 2 Bir takvim yılı içinde hafif ihlallerin ihtar puanlarının toplamının 30'a, orta ihlallerin ihtar puanlarının toplamının 60'a ulaşması durumunda kişi ve kurumların o yıl içinde işleyecekleri diğer hafif ve orta ihlaller bir üst derecenin tavan puanı esas alınarak uygulanır. 3 İhtar gerektiren bir ihlali yalnızca bir kez işlemiş olan kişi ve kurumların, o ihlale ilişkin ihtar puanları üç yıl sonunda, beş yıllık sürenin sonunda vize işlemini tamamlayan kişi ve kurumların ise ihtar puanının verilmesinin üzerinden en az bir yıl geçmiş olan tüm ihtar puanları silinir. Yetkilerin askıya alınması ve iptali MADDE 28 ? 1 Bu Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kişi ve kurumların yetki belgelerinin geçerliliği; a İhtar puanları toplamının, kişiler için 100, kurumlar için 200 puana ulaşması, b Denetim veya kontrollerde tespit edilen noksanlıkların giderilmesi için verilen en fazla otuz günlük süre sonunda noksanlıkların devam etmesi hallerinden birinin gerçekleşmesi durumunda altı ay süreyle askıya alınır. 2 Yetki belgelerinin geçerliliğinin altı ay süreyle askıya alınması işlemini gerektiren durumların tekrarı halinde bir yıl süreyle askıya alma yaptırımı uygulanır. 3 İş güvenliği uzmanları için yenileme eğitimine katılmamaları ve bu eğitimi tamamlamamaları halinde bu eğitimi tamamlamalarına kadar yetki belgelerinin geçerliliği askıya alınır. 4 Yetki belgelerinin geçerliliği askıya alınan kişi ve kurumlar askıya alınma süresince bu Yönetmelik kapsamındaki yetkilerini kullanamazlar. Yetki belgesi askıya alınan kurumlar taahhüt ettikleri hizmetleri herhangi bir ek ücret talep etmeden bir başka eğitim kurumundan temin etmek zorundadırlar. 5 Bu Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kişi ve kurumların yetki belgelerinin geçerliliği; a Bakanlıkça belirlenen esaslara aykırı şekilde şube açmaları, yetki aldığı adres veya il sınırları dışında hizmet vermeleri, b Sunmakla yükümlü oldukları hizmetlerin tamamını veya bir kısmını devretmeleri, c Üçüncü defa yetki belgelerinin geçerliliğinin askıya alınmasını gerektiren şartların oluşması, ç Yetki belgesinin amacı dışında kullanıldığının tespiti, d Belgesi askıda olan kişi ve kurumların bu süre içinde faaliyetleri ile ilgili sözleşme yaptıklarının veya hizmet vermelerinin tespiti, hallerinden birinin varlığı halinde doğrudan iptal edilir. 6 Yetki belgesi iptal edilen kurumlar ve bu kurumlarda kurucu veya ortak olanlar ile eğitici belgesi sahipleri ve iş güvenliği uzmanları beş yıl içinde tekrar yetki belgesi başvurusunda bulunamaz ve iş güvenliği uzmanları beş yıllık sürenin sonunda bir alt sınıfta yer alan belge sınıfı için yapılacak sınava başvuruda bulunabilirler. 7 Belgesinin geçerliliği askıya alınanlar ve iptal edilenlere Genel Müdürlükçe yazılı bildirim yapılır ve internet sayfasında ilan edilir. Belgesinin geçerliliği askıya alınan kişi ve kurumların belgelerini tekrar kullanabilmeleri için Bakanlık onayının alınması zorunludur. 8 Yetki belgesinin iptali veya geçerliliğinin askıya alınması durumunda önceden yapılan hizmet ve iş sözleşmeleri ile aday kayıt işlemlerinden doğan hukuki sonuçlardan iptal edilen yetki belgesi sahipleri sorumludur. ALTINCI BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Bir üst sınıfta çalışma GEÇİCİ MADDE 1 ? 1 Bu Yönetmeliğin yayımından itibaren, C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar üç yıl süreyle tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde, B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar dört yıl süreyle çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilebilirler. Mevcut eğitim kurumlarının durumları GEÇİCİ MADDE 2 ? 1 Bu Yönetmeliğin yayımından önce işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitim kurumu yetki belgesi almış olan kurumlar, bu Yönetmelikte belirlenen yer ve donanımla ilgili şartları bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay, diğer şartları ise otuz gün içinde yerine getirir. Belirlenen süreler içinde şartları yerine getirmeyen eğitim kurumlarının yetki belgeleri iptal edilir. Vizesi dolmuş iş güvenliği uzmanlığı belgeleri GEÇİCİ MADDE 3 ? 1 Belge alma tarihine göre vize süresi dolmuş olan iş güvenliği uzmanlarının belgeleri bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren altı ay süreyle geçerlidir. Bu sürenin sonunda yenileme eğitimini tamamlamayanların yetki belgelerinin geçerliliği söz konusu eğitimi alana kadar askıya alınır. Eğitimi tamamlayanlar GEÇİCİ MADDE 4 ? 1 15/8/2009 tarihli ve 27320 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik kapsamında yetkilendirilmiş eğitim kurumlarınca düzenlenen iş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarını tamamlayanlar bu Yönetmelik kapsamında yer alan iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini tamamlamış sayılırlar ve düzenlenecek sınavlara katılmaya hak kazanırlar. Yürürlük MADDE 29 ? 1 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 30 ? 1 Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür. Ekleri için tıklayınız. Twitter'dan takip etmek için tıklayınız İş Güvenliği Uzmanı Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı ifade eleman Teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını ifade niteliklere sahip kişiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ÇSGB yetkilendirdiği eğitim kurumlarından 180 saatlik eğitim aldıktan sonra yine ÇSGB'nin düzenlediği sınava girmeye hak kazanırlar. Sınavdan 70 puan ve üstü alan adaylar C sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi almaya hak kazanırlar. Sınavdan geçemeyen adayların bir kez daha sınava girme hakkı bulunmaktadır. 2 kez de başarısız olan adaylar bir kez daha 180 saatlik eğitim almak zorundadır.C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak C sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları veya teknik elemanlara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilir. 3 yıl süresince C sınıfı olarak İş Güvenliği Uzmanlığı yaptığını belgeleyen kişiler, B sınıfı uzmanlık sınavına girmeye hak yıl süresince B sınıfı olarak İş Güvenliği Uzmanlığı yaptığını belgeleyen kişiler, A sınıfı uzmanlık sınavına girmeye hak sınıfı uzmanlık belgesine sahip kişiler 5 yılda bir yetkilendirilmiş kuruluşların düzenlediği bilgi tazeleme eğitimine katılırlar. Bu eğitim sonunda sınav sınıfı İş Güvenliği Uzmanları; Çok tehlikeli, Tehlikeli ve Az tehlikeli iş yerlerinde görev sınıfı İş Güvenliği Uzmanları; Tehlikeli ve Az tehlikeli iş yerlerinde görev sınıfı İş Güvenliği Uzmanları; Sadece az tehlikeli iş yerlerinde görev düzenlemeye göre; SGK ya ödenmiş prim gün sayısı Bakanlıkça belirlenen günü dolduran İş Güvenliği Uzmanları bir üst sınıfın belgesini alabilmek için 1 yıl içerisinde Bakanlığın düzenleyeceği sınavlara girerek belgelerini bir üst sınıfa yükseltebilirler.

iş güvenliği uzmanı olabilmek için gerekli şartlar