2 Hz. Muhammed’in (s.a.v.) fiziki çevre temizliğiyle ilgili tavsiyelerini araştırarak defterinize yazınız. Cevap: Her konuda bizlere örnek olan peygamber efendimiz, kişisel temizlik ile çevre temizliği konusunda da hem örnek olmuştur hemde emir ve tavsiyeleri olmuştur. Bu hadisi şeriflerinden bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Anasayfa > İslami Bilgiler > Hz.Muhammed (sav) > Hz.Muhammedin hayatı > Peygamber Efendimizin Çevre Temizliğine Verdiği Önem Konusu ' Hz.Muhammedin hayatı ' forumundadır ve Adile tarafından 20 Ekim 2013 başlatılmıştır.
Cevapla. SaKLI. 14 Şubat 2012 Mesaj #2. VIP VIP Üye. Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Peygamberimiz Hz Muhammed (sas) Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde, Mekke şehrinde doğdu. Arabistan'ın Dinsel anlamda ise İslamiyet öncesi egemen olan din putperestlikti. Her kabilenin, her biri bir tanrıyı simgeleyen çok sayıda putu vardı.
Hz.Muhammedin Hayatı İle İlgili Sorular - (4.Sınıf Din Kült. ve Ahlak Bil. Etkinlik ve Testler ) Hz.Muhammedin Hayatı İle İlgili Sorular adlı dosya sitemizin Etkinlik ve Testler kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride Hz.Muhammedin Hayatı İle İlgili Sorular - dosyasına benzer başka dosya ve dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu
HzMuhammedin-Cocukluk-Filmi 10 Bolum İndir. Konuyla İlgili Boşluk Doldurma Soruları Hz Muhammed'in (sav) Doğduğu Çevre; 10sn;
HZMUHAMMEDiN DOGDUGU ORTAM. Hz. Muhammed'in Doğduğu Ortam. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde, Mekke şehrinde doğdu. O'nun hayâtını ve insanlık târihinde yaptığı büyük inkılâbı kavrayabilmek için, yaşadığı asırda Arabistan'ın genel durumunun ve Arapların yaşayışlarının, ana
5B2d8. Okuma Süresi2 Dakika, 15 Saniye 7. SINIFLAR HZ. PEYGAMBERİMİZİN SAV HAYATI DERSİ 1. DÖNEM 2. YAZILI SORULARI 1- Aşağıdakilerden hangisi Peygamber Efendimizin doğum ve vefat tarihidir? A 571 – 622 B 571 – 632 C 610 – 632 D 570 – 622 2 Hz. Hatice ile Ebu Talip’in peş peşe vefat ettikleri yıla ne ad verilmiştir? A Hüzün Yılı B Yas Yılı C Ölüm Yılı D Hicret Yılı 3Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimizin İslam dinini anlatırken kullandığı bir yöntemdir? A Yakın çevresi dışında asla kimseye İslam’ı anlatmamıştır. B İslam’ı insanlara zorla öğretmiştir. C Önce Medinelilere İslam’ı anlatmıştır. D Yakın çevresinden başlayarak İslam’ı anlatmayı yaygınlaştırmıştır. 4. Aşağıdakilerden hangisi İslam dininin korunmasını öncelikle emrettiği evrensel ilkelerden birisi değildir? A Din B Dil CMal D Akıl hayatta karşılaşılabilecek aşağıdaki tutum ve davranışlardan hangisi kul hakkına girmez? AMalın kusurunu gizleme B Eksik tartı C Peşin veya vadeli satmak D Malın değerini gerçek değerinden yüksek belirlemek 6 Aşağıdakilerden hangisi Hudeybiye Antlaşmasının maddelerinden biri değildir? AMüslümanlar o sene hac vazifesini yapamayacaklar. B Müslümanlar sonraki yıl hacca gidebilecekler. CAntlaşma 15 yıl sürecek DMekkelilerden birisi Müslüman olursa Medine’ye alınmayacak ancak Müslümanlardan birisi müşrik olursa Mekke’ye alınabilecek 7 Aşağıda verilenlerden hangisi Peygamberimizin doğduğu çevre ile ilgili doğru bir bilgi değildir? A. İnsanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara taparlardı. B. Kız çocuklarına çok değer verilmezdi. C. Kabileler halinde yaşarlardı. D. Dürüstçe ve alın teri ile kazanç sağlanıyordu. 8 Aşağıdakilerden hangisi ilk müslüman olanlardan değildir? A ra B ra C Bekirra D ra 9 Aşağıdakilerin hangisi Müslümanların müşriklerle yaptığı ve kazandığı ilk savaştır? ABedir Savaşı BUhud Savaşı CHendek Savaşı DMute Savaşı 10 Hicret esnasında Mekke’den Medine göç eden müslümanlara …………………… ; onlara Medine’de yardım eden müslümanlara …………………. denir. Boşluklara sıra ile neler gelmelidir? A Suffe- Sahabe BYahudi- Hristiyan CMuhacir- Ensar DEnsar- Suffe 11. Aşağıdaki bilgilerden doğru olanın başına “D” yanlış olanların başına “Y” yazınız. 10 puan 1…..“Gerçekten namazlarında huşu içinde olan ve namazlarını devamlı kılan müminler kurtuluşa ermiştir.” 2. ….. Peygamberimiz Muharrem ayında farz olan orucu tutardı. 3. …..Peygamber Efendimiz farzları yerine getirir ayrıca nafile ibadetleri de yerine getirirdi. 4. …..İlk Cuma Namazı “Ranuna Vadisinde” kılınmıştır. 5. ….. Devlet malına zarar vermek kul hakkı kapsamına girmez. Döneminde insanlar arasındaki ayrımcılığa dair örnekler veriniz. 10 puan 13 . Boşlukları doldurunuz. 30 puan Peygamber Efendimizin Kabilesi Babası.. Annesi Dedesi Süt annesi Süt kardeşi Eşi Kız Çocukları Erkek Çocukları Amcası Doğum yeri Vefat yeri İlk Vahiy aldığı zaman İlk vahiy aldığı yer Hicrette Mekke’den nereye gitti? NOT Test Soruları 5’er puandır. Başarılar… Yazar admin administrator Happy 0 Sad 0 Excited 0 Sleepy 0 Angry 0 Surprise 0
Download Skip this Video Loading SlideShow in 5 Seconds.. Hz. Muhammed'in Doğduğu Çevreyi Tanıyalım PowerPoint Presentation Hz. Muhammed'in Doğduğu Çevreyi Tanıyalım. İnsanlar için doğup büyüdükleri çevrenin önemi nedir? Bir harita Hz. Muhammed kimdir? İlk peygamber kimdir? Hz. kısaltmasının anlamı nedir? Hz. Muhammed nerede doğmuştur? Uploaded on Oct 07, 2014 Download PresentationHz. Muhammed'in Doğduğu Çevreyi Tanıyalım - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - E N D - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Presentation Transcript Hz. Muhammed'in Doğduğu Çevreyi Tanıyalım • İnsanlar için doğup büyüdükleri çevrenin önemi nedir? • Bir harita • Hz. Muhammed kimdir? • İlk peygamber kimdir? • Hz. kısaltmasının anlamı nedir? • Hz. Muhammed nerede doğmuştur? • Hz. Peygamberin doğduğu çevreyi bilmek ve tanımak neden önemlidir? • Hz. Muhammed doğduğu çevrenin özelliklerini tablo kullanarak yazınız. • Siyasi durumu yazınız. • Ekonomik hayatı yazınız. • Sosyal hayatı yazınız. • Ahlaki yapıyı yazınız. • Edebiyatı hakkında bilgi veriniz. • Dini hayatı yazınız. • Ayet • Hadis • Soruİnsanlar için doğup büyüdükleri çevrenin önemi nedir? • İnsanlar doğup büyüdükleri çevrenin özelliklerine göre yaşarlar. • O çevrenin örf, adet, gelenek, görenek, siyasi, ekonomisi ve inancına göre yaşamlarını düzenlerler. • İyi ve temiz bir çevrede yaşayan insanlar daha iyi ve temiz olur. Kötü bir çevrede yaşayan insanların yaşantıları daha kötü olur. • O yüzden insanın yaşadığı çevre haritaHz. Muhammed kimdir? • Hz. Muhammed Yüce Allah’ın insanlara doğruluğu öğretmek için görevlendirdiği son peygamber kimdir? • Hz. AdemHz. kısaltmasının anlamı nedir? • Hz. “hazret” sözcüğünün kısaltması olup saygıdeğer anlamına gelir. • Peygamberlere yakınlığı ile bilinen kişilerin adlarının başında da kullanılır. • Örnek Hz. Hatice gibiHz. Muhammed nerede doğmuştur? • Arabistan’ın Mekke kentinde doğmuştur. • Kabe Mekke’ Peygamberin doğduğu çevreyi bilmek ve tanımak neden önemlidir? • O çevrenin, Hz. Muhammed doğduğu dönemdeki durumu bilirsek dinimizi daha doğru Muhammed doğduğu çevrenin özelliklerini tablo kullanarak durumu yazınız. • Kabilecilik’ düzeni doğrultusunda “şehir devlet yönetimi” ve “ feodal düzen” hakimdi. • İdareciler seçimle belirlenir ve yaptıklarından sorguya çekilirlerdi. Bu düzen İslam sonrası da devam hayatı yazınız. • Tarım, hayvancılık ve özellikle ticaretle uğraşılır. • Özellikle Mekke şehri, önemli ticaret yollarının kavşak noktasında bulunması ve Kabe’ yi barındırması açısından ayrı bir önem hayatı yazınız. • Sosyal hayatın temelinde kabile’ vardır. • Toplum hadari’ ve bedevi’ olmak üzere iki yapıyı yazınız. • Kabilecilik anlayışı asabiyet’e dayanır. Asabiyet arapların en belirleyici özellikleridir. • İnsan haklarının çiğnenmesi, • soylarla ayıplama ya da övünme, • kız çocuklarının toprağa gömülmesi, • kan davası, • kadın haklarının hiçe sayılması gibi durumlar sebebiyle İslam öncesi döneme ”Cahiliye Dönemi”, Araplara ”Cahiliye Arapları” denirEdebiyatı hakkında bilgi veriniz. • Şiir ve hitabet çok gelişmişti. • Ukaz panayırında şiir yarışmaları yapılır, en güzelleri Kabe duvarına hayatı yazınız. • İslam öncesi Arap yarımadasında görülen dinler • Yahudilik Hıristiyanlık • Mecusilik Sabiilik • Putperestlik Haniflik • Özellikle Mekke putperestler için önemli bir merkezdi. • Kabe’de bulunan en büyük putlar Lat, Menat,ve Uzza idi. Ayet • Allah'ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar. • İnkar edenler, Allah'ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan, üstelik kendilerine fayda ve zararları dokunmayan, öldürmeye, yaşatmaya ve ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilahlar edindiler. • Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah'ın kendilerine verdiği rızkı -Allah'a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da değillerdir. • “… Onlardan biri … kız çocuğu ile müjdelenince hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.”hadis • “Muhakkak ki Allah, İslam’dan önceki dönemde yaptıklarınızı Müslüman olduktan sonra işlemedikçe affeder.”soru • Hz Muhammed’in doğduğu çevre hakkında hangisi söylenemez? • a Güçlü olanlar zayıf ve kimsesizleri eziyordu. • b İnsanlar çeşitli maddelerden yapılmış putlara tapıyorlardı. • c Putlara tapmayan, Allaha inanan insanlar hiç kalmamıştı. • d Kabile yaşantısı nerede doğmuştu? • aMedine • bManisa • cMekke • dMersin Aşağıdakilerden hangisi İslam’ın doğduğu ortamdaki inançlardan biri değildir? • a Putperestlik • b Hristiyanlık • c Yahudilik • d BudizmAşağıdakilerden hangisi Mekke toplumunun sahip olduğu özelliklerden değildir? • A Kız çocukları diri diri gömülürlerdi. • B Zayıflar sürekli gözetilirdi. • C İçki ve kumar alabildiğince yaygınlaşmıştı • D İnsanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara Muhammed’in doğduğu topluma özel bir isim verilmiştir. Bu isim aşağıdakilerden hangisidir? • a Asabiye • b Cahiliyye • c Hudeybiye • d KureyşHz. Muhammed’in doğduğu yıllarda Mekke’nin genel durumu hakkında aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? • A Toplumda mutsuzluk ve huzursuzluk hâkimdi. • B Kumar, içki gibi alışkanlıklar yaygındı. • C Fakir ve güçsüzler ezilmekte idi. • D Ailede kız çocuklarına büyük değer de bekleriz…
Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı hz. muhammetin gençlik yıllarında erdemliler cemiyeti yani topluluğu Hz. MUHAMMED DOGUMU, ÇOCUKLUGU VE GENÇLIGI Insanligi hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerini saglamak üzere Allah Teâlâ tarafindan gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genellikle kabul edildigine göre 2I Nisan 12 Rabiulevvel 571 Pazartesi günü Mekke'de dogdu. Islâm tarihi kaynaklari, Hz. Peygamber'in nesebi ta Hz. Adem'e kadar siralanan Secere tablolari ile belirlemislerdir. Bu kaynaklarda Hz. Peygamber'in yirminci göbekten atasi olan Adnan'a kadar ittifak edilmis, ancak Adnan'dan sonra verilen isimlerde bazi farkliliklar ortaya çikmistir. Ama O'nun Hz. Ibrahim'in oglu Hz. Ismail soyundan oldugunda süphe yoktur. Buna göre Adnan'a kadar Rasûlullah'in seceresi söylece siralanir Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib b. Hâsim b. Abdümenâf b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Gâlib b. Fihr b. Mâlik b. En-Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. Ilyas b. Mudar b. Nizâr b. Me'add b. Adnan. Hz. Peygamber'in dogumundan iki ay kadar önce babasi Abdullah, ticarî bir seferden dönüsünde Yesrib Medine'de vefat etmisti. Annesi Amine, Kureys Kabilesinin kollarindan Benû Zühre'nin reisi Vehb b. Abdümenaf'in kiz idi. O siralarda Mekke esrafi, çocuklarini çölde bir süt anneye vererek emzirme âdetine sahip olduklari için Hz. Peygamber, kendi annesi Amine tarafindan ancak bir kaç kez emzirilmis, süt anneye verilinceye kadar da amcasi Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe, O'na süt annelik yapmisti. Daha sonra Mekke'ye komsu çöllerde yasayan Hevâzin kabilesinin kollarindan Benû Sa'd'a mensup Halîme bint Ebî Züeyb, uzun süre Hz. Peygamber'e süt emzirmistir. Mekke esrafi tarafindan Mekke'nin agir ve sicak havasi çocuklarin gelisimine ve sagliklarina zararli görülüyor; ayrica hac münasebetiyle her kesimden insanla temas halinde bulunan Mekke'de arap dili, yabanci tesirler altinda kalabildiginden, fesahat ve belâgata önem veren Mekkeliler çocuklarinin dili ögrendikleri ilk yillarinin Arapçanin saf ve bozulmamis sekliyle ve olanca fesahat ve belâgatiyla ari duru konusuldugu badiyelerde geçmesini gerekli görüyorlardi. Bu bakimdan Araplar arasinda fasih Arapçalari ile ün yapmis Benû Sa'd kabilesi arasinda yaklasik ilk iki buçuk yilini geçiren Hz. Peygamber, ileride üstlenecegi ilâhî risâlet görevi için hem bedenen, hem de ruhen burada hazirlanmis oluyordu. Hz. Peygamber'in kirk yasindan itibâren yürüttügü Islâm'a davet vazifesi, kabul etmek gerekir ki, aslinda mesakkatli, yorucu, bir takim sikintilari olan mukaddes bir vazifedir. Iste bu yorucu ve mesakkatli görevi lâyikiyla yerine getirebilmek için saglam ve sihhatli bir bünyeye sahip olmak gerekiyordu. Hz. Peygamber, böylelikle çocuklugunun ilk yillarinda Mekke'nin bogucu sicak ve sitmali havasindan uzaklasmis, suyu ve havasi güzel bâdiyede saglikli bir sekilde gelisme imkânini bulmus oluyordu. Diger taraftan güzel konusmanin kitleler üzerindeki etkisi malumdur. Ileride muhtelif insan kitlelerine muhâtap olacak bir peygamberin süphesiz iyi bir dil bilgisine sahip olmasi ve dili, davasinin ugrunda en iyi sekilde kullanmasi gerekiyordu. Iste bu yönlerden Hz. Peygamber henüz çocuklugundan itibâren davet faâliyeti için hazirlaniyordu. Yalniz kendisi henüz o siralarda ileride peygamber olacagi konusunda hiç bir bilgiye sahip olmadigindan, bu hazirlanma O'nun bizzat iradesi ile ve bilerek olmayip, Cenâb-i Hakk'in yönlendirmesi, kontrol ve murâkabe altinda tutmasi seklinde cereyan ediyordu. Peygamber Efendimizin süt annesi Halime'nin yaninda iken vukû bulan "Gögsünün yarilmasi" Serhu's-Sadr veya Sakku's-Sadr olayini da yine davete hazirlik olarak degerlendirmek gerekir. Bu olayda Hz. Peygamber'in gögsü, görevli iki melek tarafindan yarilmis, kalbi çikarilarak Seytanin ve nefsin tasallut ve saptirmasindan arindirilmis ve Zemzem'le yikanarak tekrar yerine konulmustur. Böylece Hz. Peygamber, rûhen davete hazirlanmis oluyordu. Serhu's-sadr olayindan sonra süt anne halime tarafindan Mekke'ye getirilerek öz annesi Amine ve dedesi Abdülmuttalib'e teslim edilen Hz. Muhammed, alti yasina kadar annesi Amine'nin yaninda kaldi. Bu siralarda Amine, Hz. Peygamber'i de yanina alarak Medine'deki akrabalarini ziyarete gitmisti. Bu vesile ile, alti yil kadar önce Medine'de ölen esinin kabrini de ziyaret etmis olacakti. Bir ay süren bir misafirlikten sonra Mekke'ye dönerken henüz Medine'den pek fazla uzaklasmadan Ebvâ denilen köyde Âmine aniden rahatsizlandi ve vefat etti; oraya da defnedildi. Artik hem yetim, hem de öksüz kalan çocugu bu yolculukta kendilerine refakat eden dadi Ümmü Eymen Mekke'ye getirip dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti. Yasli dede, kalben büyük bir muhabbet besledigi bu yavruyu sevgi ve rahmetle iki yil bagrina basti. Abdülmuttalib'in temsil ettigi Hâsimogullarinin Mekke'deki itibâri ile Abdülmuttalib'in sahsî özellik, kabiliyet ve ahlâki faziletleri ve özellikle bir zamanlar yeri kaybolan kutsal Zemzem suyunu olgunluk devrelerinden tekrar bulup çikarmis olmasi, onun Mekke'de kendisine son derece saygi duyulan, sözüne itibâr ve itâat edilen bir reis hâline gelmesini saglamisti. Abdülmuttalib, Kâbe duvarina bitisik olarak sirf kendisine mahsus serilen minderde ve Mekke idare meclisi hüviyetini tasiyan Dâru'n-Nedve'de Mekke halkinin çesitli problemlerini dinler ve çözüm yollari arardi. Dedesi Abdülmuttalib'in yanindan hiç ayrilmayan küçük Muhammed, Dâru'n-Nedve'de yapilan idareye ve çesitli problemlere ait müzâkerelerde de dedesinin yaninda bulunuyor ve daha o yaslarindan itibaren zulmün hâkim oldugu Mekke toplumunda ortaya çikan problemleri, insanlarin dinî, idârî, iktisadî, ilmî, ictimâî yönlerden nasil bir batakligin içinde bulunduklarini yakindan görüp idrâk ediyordu. Hz. Peygamber sekiz yasina geldigi zaman Abdülmuttalib seksen iki yasina erismisti ve yasli bünye, ugradigi hastaliklara tahammül edemeyerek bu dünyadan ayrildi. Abdülmuttalib vefatindan önce sevgili torununu ogullari arasinda, Hz. Muhammed'in babasi Abdullah'la ana-baba bir kardes olan Ebû Talib'e teslim etmisti. Artik Hz. Muhammed sekiz yasindan yirmibes yasina kadar amcasi Ebu Talib'in yaninda kalmistir. Gelecekte peygamber olacagi hakkinda ne kendisinin ne de çevresinin kesin bir bilgisi olmadigindan, tâbiîdir ki Hz. Peygamber'in bu devrelerdeki hayati hakkinda fazla bilgimiz yoktur. Ancak sadece Hz. Peygamber'i degil, ayni zamanda diger Mekkelileri de ilgilendiren bazi olaylarda Hz. Peygamber'in aldigi yer ve oynadigi rol, kaynaklarimizda tespit edilmistir. Bu devreye ait mevcut bilgiler arasinda süphesiz önemli olanlarindan birisi, Hz. Peygamber'in Râhib Bahîrâ ile karsilasmasi meselesidir. Hz. Peygamber on iki yaslarinda iken amcasi Ebû Tâlib ile birlikte Sam'a dogru yol alan ticarî bir kervana katilmis ve kafile Sam yakinlarinda Busrâ adli bir mevkide mola verdigi zaman buradaki manastirda bulunan Bahirâ adli râhib, Islâm kaynaklarina göre Hz. Peygamber'deki özelliklere bakarak O'nun ileride çikmasi beklenilen son peygamber olabilecegi kanâatine varmisti. Müstesrikler bu olayi kendi yanli bakis açilari ile ele alarak Islâm'in dogusunda Hristiyan rûhiyâtinin etkileri oldugunu, Râhib Bahîrâ'nin dinî telkinlerinin tesirinde kalan Hz. Muhammed'in bu dinî suuru gelistirerek ileride Islâm'i ortaya attigini iddia ederlerse de, Islâmiyet'in temelini olusturan tevhid akidesi ile Hristiyanligin temeli olan teslis * inancinin aslâ bagdasamaz bir karakterde olusu, Islâm'in Hristiyanlik'da mevcut teslis düsüncesini sirk olarak kabul etmesi, bu iddiânin ne derece asilsiz ve gülünç oldugunun en açik delillerindendir genis bilgi için bkz. Bahîrâ maddesi. Hz. Peygamber, bu ilk seferin ardindan daha sonraki yillarda diger amcalari ile birlikte Mekke. disina yapilan bazi ticari seferlere katilmis, muhtelif bölgelerde yasayan insanlarin farklilik arzeden dinleri, örf ve âdetleri, hal ve vaziyetleri hakkinda bilgi sahibi olmustur. Peygamber Efendimizin daha sonralari Islâm'i teblig ederken bu bilgilerinden istifade etmesi tabiî olduguna göre cereyan eden bu olaylari da O'nun peygamberlige ilmen hazirlanmasi olarak degerlendirmek gerekir. Cenâb-i Hakk'in kontrol ve murâkabesi, müstakbel peygamberi rûhen de davete hazirliyor ve cahiliye döneminin her türlü sirk ve sapikligindan, kötülük ve ahlâksizligindan uzak tutuyordu. Mekkelilerin dinî bir âyini ve bayrami olan Büvâne'ye çocukluk yillarinda amca ve halalarinin zorlamalari ile götürülen Hz. Muhammed, âdet üzere diger akrabalarinin yaptigi sekilde burada hazir bulundurulan bir puta tapmak içiri siraya girdiginde, henüz kendisine sira gelmeden ilâhi bir ikaz ile puta tapmaktan alikonulmus ve olayin hasyeti içerisinde Hz. Peygamber kisa bir bayginlik geçirmisti. Bu olaydan sonra artik akrabalari O'na putlara tapmak için her hangi bir israrda bulunmadilar. Tabîidir ki Peygamber Efendimiz çocukluk yillarindan itibâren hayati boyunca aslâ hiç bir puta tapmadigi gibi, onlar adina kurban kesmemis, putlar adina kesilen hayvanlarin etini yememis, onlar adina yemin etmemis, hatta onlarin adini dahi agzina almaktan hoslanmadigini belirtmisti. Geçim sikintisi çeken amcasi Ebû Tâlib'e yardimci olmak için gençlik yillarinda Mekkelilere ücretle çobanlik yapan Hz. Muhammed, çobanligi sirasinda Mekke'nin dagdagali, debdebeli, sirkin hâkim oldugu havasindan uzaklasarak tabiatla karsi karsiya gelmis, bu anlarda muhakeme ve idrâk gücü geliserek herseyin yaraticisi olan Cenab-i Allah'in varligi ve birligini, O'na esler kosmanin sapiklik oldugunu iyice kavramis, karsilastigi bir takim sikinti ve mesakkatler O'nu rûhen olgunlastirmisti. Çobanlik yaptigi günlerden birisinde sürüsünü bir çoban arkadasina emanet ederek Mekke'de tertiplenen gece eglencelerini seyretmek için kirdan sehire inen Hz. Peygamber, eglence yerine gelip oturur oturmaz Cenâb-i Hakk'in kendisine verdigi bir uyku ile, içkilerin içildigi, oyunlarin oynandigi, ahlâksizliklarin yapildigi bu isret âlemini seyretmekten dahi alikonulmustu. Bir baska sefer yine böyle bir eglenceyi seyretme arzusu ayni sekilde engellenmis; artik bir daha da Hz. Peygamber böyle bir seye tesebbüs etmemis, istek de duymamisti. Hz. Peygamber yirmi yaslarinda iken Mekkeliler ile Hevâzin kabilesi arasinda Ficâr Harbi vukû buldu. Aslinda savasabilecek bir yasta ve güçte olmasina ragmen Hz. Peygamber bu harpte sadece savas alaninin gerisine düsen oklari toplayip amcalarina vermekle yetinmisti. Böylece genellikle cephe gerisinde bulunmasina ragmen bu olayin O'nda harp taktik ve teknikleri, sevk ve komuta gibi konularda tecrübeler olusturdugu bir gerçektir. Peygamberliginden sonra dahi hatirladigi zaman bir üye olarak katilmaktan seref ve iftihar duydugunu açikça belirttigi Hilfü'l-Fudûl ise hemen bu savastan sonra gerçeklesmisti. Bu vesile ile Hz. Peygamber, cemiyet meselelerini yakînen tanimis, câhiliye toplumunda güçlünün güçsüzü nasil ezdigini, güç ve kuvvet karsisinda zâlimlerin nasil eriyip titredigini örnekleriyle görmüstü. Yirmibes yasinda bizzat kendisinin idare ettigi bir ticaret kervani Hz. Muhammed'i Hz. Hatice ile karsilastirdi ve aralarinda gerçeklesen evlilik, Hz. Muhammed'in amcasi Ebû Tâlib'in yanindan ayrilip yeni bir aile yuvasi kurmasini sagladi. Hz. Peygamber'in bu evlilik dolayisiyla Hz. Hatice'den alti çocugu olmustu. Bunlardan dördü kiz olup Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Külsüm ve Fâtima adlarini almislardi. Bunlarin dördü de babalarinin peygamberligine erismisler ve O'na iman ederek hicret etmislerdir. Ogullari ise Kasim ve Abdullah adini tasiyordu. Hz. Peygamber'in ilk oglunun adi Kasim oldugu için kendisine Ebû'l-Kâsim künyesi verilmisti. Bazi kaynaklar bunlardan baska Hz. Peygamber'in Tayyib ve Tâhir adinda iki oglu daha oldugunu zikrederken, diger bazi kaynaklar bu son iki ismin Abdullah'in lâkabi oldugunu belirtmislerdir. Hicretten sonra dogan oglu Ibrahim ise Misirli câriye Mâriye'dendir. Hz. Peygamber'in bütün erkek çocuklari henüz küçük yaslarda vefat etmislerdi. Hz. Hatice ile evliliginden sonra Peygamber Efendimiz ailenin geçimini ticaret yoluyla saglamaya çalismis, bazan ortaklik yoluyla, bazan müstakil olarak ticaret yapmisti Hz. Muhammed, bu ticarî muamelelerindeki dürüstlügü, dogru sözlülügü, ahde vefasi, âdil ve âlicenâb davranislari, herkes hakkinda iyimser davranip elinden gelen iyilik ve yardimi yapmasi, yoksulun, muhtacin elinden tutmasi, yakinlarina ve akrabalarina karsi gösterdigi ilgi, ahlâkî olgunluk ve rûhî üstünlükleri ile derhal temâyüz etmis, çevrede herkesin güvenip itibar ettigi, sayip sevdigi bir kisi hâline gelmisti. Bu sebeple Mekkeliler kendisine "el-Emîn = güvenilir kisi" lâkabini vermislerdi. Hz. Peygamber'in otuz bes yasinda iken meydana gelen Kâbe tâmiri olayi ve bu olay sirasinda el-Haceru'l-Esved'in* yerine konmasi meselesinde Mekke sülâleleri arasinda çikan ve kanli bir çatismaya dönüsme temâyülü gösteren anlasmazligi herkesi memnun edecek bir tarzda ve âdil bir sekilde çözmesi, O'na duyulan güveni daha da artirmisti. Allah'in mukaddes evi Kâbe'nin tâmiri dolayisiyla herkeste oldugu gibi Hz. Muhammed'de de dinî duygu ve heyecanlar süphesiz harekete geçmistir. Bu sebeple O'nda bu yillardan itibâren Rabbi ile basbasa kalma arzusu görülür. Bir de buna toplum içinde islenen haksizliklar, zulümler, ahlâksizliklar, din adina icrâ edilen sapiklik ve akilsizliklar eklenecek olursa, Hz. Muhammed'in böylesi câhilî bir toplumdan kendisini uzak tutarak yalniz, sessiz, sakin bir magarada bir süre uzlete çekilmesinin sebebi daha iyi anlasilir. Artik otuz bes yasindan itibâren Hz. Peygamber, belli zamanlarda özellikle Ramazan ayi boyunca Mekke'den uzaklasiyor, uzlet yeri olarak kendisine seçtigi Hira dagindaki bir magarada günlerini geçirerek Cenâb-i Hakk'in varligini, birligini, kudret ve azametini, O'nun gücü karsisinda mahlûkatin aczini ve zayifligini düsünüyor; Rab Teâlâ'nin insanlara sonsuz nimetlerini, buna karsi insanoglunun nankörlügünü, onlarin dinî, siyasî, ictimâi, ahlâkî vs. yönlerden içerisine düstükleri kötü durumlari hatirliyordu. Iste bu uzlet,günleri Hz. Peygamber'i rûhi, ahlâkî bir olgunluga götürdügü gibi tefekkür ve istidlâl melekelerini gelistirerek aklî ve ilmî bir yücelige de eristirdi. Kaynak Islam tarihi
Kademe İlköğretim Ders DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip Konu Hz. Muhammed Materyal Türü Sunu Açıklama ve Not " Hz. Muhammed'in Evliliği", "Hz. Muhammed'in Çocukları", "Bir Baba Olarak Hz. Muhammed "Bir Dede Olarak Hz. Muhammed "Bir Akraba Olarak Hz. Muhammed "Bir Komşu Olarak Hz. Muhammed ve "Hz. Muhammed ve Ailesinin Örnek Davranışları" konularını materyal 19212 kez görüntülendi, 9967 kez indirildi, 2 kişinin favori listesinde İçeriğiPOWER POINT - hz-muhamme Benzer Kayıtlar Sunuİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip, Hz. MuhammedÇalışma Kağıtları - Bulmacalarİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip, Hz. MuhammedÇalışma Kağıtları - Bulmacalarİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, Hz. MuhammedSunuİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip, Hz. MuhammedSunuİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip, DinSunuİlköğretim, DKAB, AhlakSunuİlköğretim, DKAB, Seçmeli Dersler, İmam Hatip, Ahlak
Hz. Muhammed 571 yılında Mekke'de dünyaya geldi. O dönemde Mekke'de halk farklı dini inanışlara sahipti. Siyasal, sosyal, kültürel ve dini hayatı yozlaşmış bir şehir olan Mekke'de her dinden insan bulunuyordu. Mekke, kabileler halinde yaşayan Araplara ev sahipliği yapan kozmopolit bir şehirdi. 571 Tarihinde Mekke'nin Özellikler Hz. Muhammed doğduğu yer alan kutsal şehir Mekke’de 571 yılı ve sonrakisinde süreç oldukça önemlidir. İşte, son peygamber Hz. Muhammed’in doğduğu Mekke’nin 571 yılındaki koşulları ve özellikleri… Kültürel Özellikleri Kabile yaşlılarına saygı gösterilirdi Köle ticareti yapılırdı Zenginlere pozitif ayrıcalık tanınırdı Fakirler ezilirdi Yeni doğan kız çocukları diri diri görülürdü Sosyal Özellikleri Arap halkı kabile halinde yaşıyordu Kadınlar ikinci planda ve değersizdi Şiir yazmak, gece eğlenceleri yaygındı Din Özellikleri Arap halkı kendi yaptıkları putlara tapıyordu Putlara kurbanlar kesilmekteydi Hristiyanlık ve Yahudilik yaygındı Hristiyan ve Yahudiler kendi inançlarını kendileri oluşturmuştu. Yani gerçek Hristiyanlık ve Yahudilik bozulmuştu. Önerilen İçerik Hz. Muhammed’in Daveti ve Mekke Dönemi Hakkında Bilgi / DİN
hz muhammedin doğduğu çevre ile ilgili slayt