7 Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler gece- leri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefâsız Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günler, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Yıllaryârlardan, yârlar yıllardan vefâsız Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günler, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. AYT3. Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş! Geceler günleri, günleri geceler kovalıyor, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar aklari, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç açmayacak mı? Yıllaryarlardan, yarlar yıllardan vefasız. 20 Nov 2021 AYT€ 3. Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş! Geceler günleri, günleri geceler kovalıyor, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç açmayacak mı? v2syE. Ölçü ve uyağın olmadığı duygu ve düşüncenin şiirdeki incelikle anlatıldığı düzyazı türüne mensur şiir denir. Mensur Şiirlerin Özellikleri Mensur şiirlerde bir olay örgüsü vardır. His, hayal, şairanelik ve yoğun anlatım ön plandadır. Mensur şiirde ölçü ve kafiye yoktur. Yalnız edebi sanatlardan yararlanma vardır. Mensur şiirler öyküye de şiire de benzeyen özellikler içerir. Düzyazı biçiminde yazılan mensur şiirlerde kafiye örgüsü ve nazım birimi yer almaz. Mensur şiirlerde seci denilen mısra sonları kafiyeleri önemlidir. Yani mensur şiirlerde bir iç ahenk söz konusudur. Aliterasyon, asonans, tekrir gibi sanatlara da başvurulabilir. "Mensure" olarak da bilinir. Mensur şiirlerin bir başlığı vardır. Mensur şiirler, dizelerle değil cümlelerle yazılır. Seslenme ve ünlem cümleleri mensur şiirde çok fazla yer alır. Mensur şiirlerde şairane bir üslup söz konusudur. Mensur şiirlerde iç ahenk önemli olduğu için dil bilgisi kurallarına yer verilmez. Mensur şiir, şiirdeki arayıştan doğsa da öncelikle düzyazıdır. Betimleme ve çözümlemelere önem verildiği için mensur şiirlerde cümleler oldukça uzundur. Mensur şiir türü Fransa'da 19. yüzyılda ortaya çıkar. Fransız edebiyatı şairlerinden Baudelaire ve Mallarme'nin mensur şiir türünde eserleri vardır. Tanzimat Döneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit ile mensur şiir yazma denemeleri olmuşsa da Türk edebiyatındaki ilk önemli örneği Halit Ziya Uşaklıgil "Mensur Şiirler" adlı eseriyle vermiştir. "Aşkımın Mezarı", ve "Mezardan Sesler" Halit Ziya'nın mensur şiir türündeki önemli diğer eserleridir. Mehmet Rauf Siyah İnciler ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu Erenlerin Bağından ve Okun Ucundan, Ruşen Eşref Ünaydın'ın "Damla Damla" eserleri mensur şiirin edebiyatımızdaki diğer önemli örnekleridir. Mensur Şiir ile Şiir Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar A. Benzerlikler Her iki türde de ahenk unsuru oldukça önemlidir. Mensur şiirde de şiirde de temalar benzerdir. Her iki türde de şairanelik ve duygusallık egemendir. Söz sanatları her iki türde de önemsenir. Dilin doğru ve etkili kullanımı her iki türde de ön plandadır. B. Farklılıklar Mensur şiirde ölçü, kafiye, dize yoktur. Şiirde ise bunlar ana unsurlardır. Şiirde dörtlük, beyit gibi nazım birimleri vardır; mensur şiirde bu birimler yer almaz. Mensur Şiir ile Düzyazı Karşılaştırması Mensur şiirde, şiirde olduğu gibi her zaman "duygu" ön plandadır. Düzyazıda ise "düşünce" ön plandadır. Mensur şiirde şairanelik, edebi sanatlar ön plandayken düzyazıda açık ve sade anlatım esas alınır. Mensur şiirde de düzyazıda da aynı temalar işlenebilir. Mensur Şiir ile ilgili Örnekler Örnek 1 ERENLERİN BAĞINDAN Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası… "Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor; her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri… Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirinden çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi? Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle, gençliğimi ne yaptım?Yakup Kadri Karaosmanoğlu Açıklama Ölçü ve uyağın olmadığı ancak duygu ve düşüncenin şiirdeki incelikle anlatıldığı düz yazı türüne mensur şiir denir. Mensur şiirlerde bir olay örgüsü vardır. Mensur şiirde his, hayal, şairanelik ve yoğun anlatım her zaman ön plandadır. Yakup Kadri'ye ait yukarıdaki mensur şiirde de bu özellikler ön plandadır. Metindeki ahenk, şairanelik metnin mensur şiir olduğunun göstergesidir. Yine metnin cümlelerden oluşması ve metinde iç ahenk unsurları metnin mensur şiir olduğunu gösterir. Örnek 2 BENİM OLSAYDIN Benim olsan, ah bu mümkün olsaydı… Seni uzak, uzak, bu insanlardan pek uzak bir yere götürürdüm Öyle bir yere götürürdüm ki orada yalnız tabiatla baş başa kalırdık… Denizle, sema ile sahra ile kalırdık… Sade ikimiz kalırdık… Orada, yalnız ormanda yapraklarla inleyen mütehevvir rüzgârın, uzakta dalgalarla dövünen medhuş denizin, gökte şimşekleriyle gürleyen haşin yıldırımın sesiyle kalırdık… Sade ikimiz kalırdık… Sade ikimiz, unutmuş, unutulmuş, her türlü kayıttan azade iki mevcut gibi yaşardık. İlk insanlar gibi yaşardık. Benim olsaydın felaketlerine, afetlerine tahammül için kuvvet bulur, hayatın sebebini anlardım; benim olsaydın hayatı severdim. Açıklama Yukarıdaki metinde şiirsellik düzyazı şeklinde dile getirilmiştir. Metinde yer alan hayal ve yoğun anlatım, seciler iç kafiyeler ve metnin cümlelerden uzun cümleler oluşmuş olması metnin mensur bir şiir olduğunu ortaya koymaktadır. Örnek 3 HİCRAN-I EMEL Daha hiç, hiçbir şey, daha hiçbir şey yok, sade birkaç nazar, sade birkaç tebessüm fakat ruhum, fakat hayatım bütün senin, bütün seninle meşgul, bütün seninle muattar… Daha hiçbir şey yok, hayalin bile benim değil, hayaline bile hakkım yok! Fakat ruhum bütün hicran, bütün hicranla mâl-âmâl, bütün hicranla meshüf ve mütehassır… Hayalin bile benim değil iken beni sevsen de benim olamayacağın, benim olsan da yine kaybolacağın hicranıyla zehr-âlüd; bu kadar bikes saadetin bile sinesinde acı bir hicran var, bir hicran-ı emel, senin emelinin hicranı, senin hicranının ateşi… Fakat bari buseydin, ümitsiz, emelsiz bile senin için muztarib ve zebûn kalan bir ruh-ı perişan, bir hayat-ı mecruh olduğunu olsun buseydin… Acı, pür-hicran fakat yine bir teselli, yine hemen bir saadet olurdu. Mehmet Rauf Açıklama Şairanelik ve yoğun anlatım mensur şiirlerin özelliklerindendir. Metinde kafiye ve ölçünün olmaması, metindeki seciler iç kafiyeler, metnin cümlelerden oluşmuş olması ve bir nazım birimi dize, beyit, bent gibi ile oluşmamış olması metnin mensur bir şiir olduğunun kanıtlarıdır. Aliterasyonla aynı sessiz harfin metinde çokça yer alması dolu bir metin karşımıza çıkmaktadır. Örneğin "n" sesi. Asonans aynı sesli harfin metinde çokça yer alması ile ilgili örneğin "e" sesinin metinde çok fazla yer alması da yine metnin mensur şiir olduğunu gösteren bir ölçüttür. Örnek 4 MÜNZEVİ YILDIZ Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz Saçlarından yakalayamıyorsun zamanı, mısra, şarkıya kaybedemiyorsun. Ve sükût medar ormanlarındaki bitkiler gibi büyüdükçe büyüyor. Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kâğıda geçirmek istiyorsun; kâğıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklü böceğin izleri kadar aldatıcı. Cemil Meriç Açıklama Cemil Meriç, mensur şiir türünde eseri olan nadide şahsiyetlerden biridir. Yukarıdaki metin okunduğunda metnin hem düzyazıya hem de şiire benzediğini görmekteyiz. Metnin cümlelerden oluşması, metinde var olan iç ahenk, metnin kafiyesiz ve ölçüsüz olması, şairane bir söyleyişin metinde yer alması, metnin anlatımındaki yoğunluk metnin mensur şiir olduğunun kanıtlarıdır. Ayrıca bakınız Soru 13. Yillar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasirga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? 13. Yillar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasirga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler gunle . ri, günler geceleri kovalıyor, cefalar cefaları kolluyor Saçlarımızda aklar akları, alnimizda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikell, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu dón düren kara bahtın kasırgası... "Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, ci han viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor, her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşün- düğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbi- ri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirinden çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır , ha- yır; değil mi? Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içinde yiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Bu mensur şiirin yazarı aşağıdakilerden hangisi- dir? A Ziya Gökalp B Halide Edip Adivar C Mehmet Emin Yurdakul VD Yakup Kadri Karaosmanoğlu Hamdullah Suphi Tanriöver con "Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız...Kara baht bir kasırga ne baş döndürücü iş?Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları güç, isyan vahim; felek hiç rahmetmeyecek mi?Heyhat, onu döndüren kara bahtın kasırgası..." *** Sözleriyle şikayet ediyor yaşamdan ve yıllardan, Yakup Kadri Karaosmanoğlu… Bizlerse acısıyla, tatlısıyla koskoca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Peki neler yaptınız bu geçen 365 günde?Sağlıklı olduğunuz için sevinip şükrettiniz mi?Durup dururken sevdiklerinize sürprizler yapıp mutluluğunuzu bölüştünüz mü?Kırdığınız kalpleri onarmak için çaba gösterdiniz mi? Eminim ki çoğunuz bu sorulara ''hayır'' cevabı hayatta kaldığı sürece acı tatlı her şeyi geride bırakmaya mahkumdur. Evet koskocaman bir yıl daha geçti. Upuzun 365 gün, ne kadar da hızlı geçti değil mi? Tahmin edebiliyorum ki, hepiniz için dün gibi her şey. Gelen her yeni yıl, üzüleceğiniz yerde sevindiğiniz tuhaf bir durum. Yıl her yenilendiğinde eskitmiyor mu hepinizi? Her gelen yeni yıl, önceki yıllar kadar eskiyecek olan yeni umutlar, yeni hedefler barındırmıyor mu içerisinde? Sizler her yıl kimi zaman hedeflerinize ulaşmanızın mutluluğunu yaşarken; kimi zaman ise hayal kırıklıklarınızla başbaşa kalmanın hüznünü yaşamıyor musunuz? Soğuktur yeni yıl, nasıl ki yeni bir şey alındığında alışması zaman alır, öyledir. Yılın ilk günlerinde tarih atarken bile alışamaz ve eski yılı yazmaya devam edersiniz ya! İnsanoğlu nedense, ''yeni'' kelimesinin yenilik getireceğine inandığından, her gelen yıla fazlaca anlam yükler. Belki de doğası gereği yaşadıklarından tam anlamıyla memnun olamadığından ya da hep daha iyisini arzuladığındandır, kim bilir? Oysa ki bir sonraki yıla girdiğinizde elinizde kalacak olan tek şey anılarınızdan başka bir şey ilk günü belirlemez mutlu ya da mutsuz oluşunuzu, sizi üzgün ya da mutlu kılan yıl boyunca yaşadıklarınızdır. Her yılın başında sağlık, mutluluk, rahatlık gibi soyut şeyler dileseniz de hatırlanılmaya değecek anılar istemek hiç birinizin aklına gelmez. Bu yeni yılda birilerini üzünce tamir edip gönül almasını bilenler, güzel şeyler yaptıkça mutlu olanlar, insanları dosdoğru anlamaya emek verenler, kendilerini sevip değer verenler, bu yeni yıl için yeni yeni kararlar almak yerine yıl boyunca yaptıklarınız için kendinize kocaman bir ''aferin'' deyin olur mu! Biliyorum ki bir çoğunuz için bu yıl dolu dolu geçen bir sene. Belki de bu yıl en olduğunuz, en dolduğunuz, en ne kadar şey varsa yaşadığınız kocaman bir sene. Acısıyla mutluluğuyla, sevinciyle hüznüyle geçen, ödemeniz gereken ne kadar bedel varsa ödediğiniz, en boş verdiğiniz, belki de en çok kendinizi bulduğunuz bir sene…Hadi şimdi sizi üzen, mutsuz eden, nefret ettiğiniz, sevdiğiniz, saydığınız, özendiğiniz ne kadar insan varsa hepsine, herkese mutluluk dileyin. Huzur dileyin ve tertemiz bir başlangıç yapın. Bu sene hepimizin olsun. Ben bu sene, ''insan'' olmayı diliyorum herkese..." Mutlu yıllar! " Yeniden başlamak mümkün mü? O umudu taşıyoruz. Hayatımızın ajandasını kapatıyoruz, yeni bir ajandanın ilk sayfasına not şiirlerinin, öykülerinin içinde geçmişin hüznü ile geleceğin sevinci Henry’nin çok bilinen öyküsünde olduğu yılbaşı gecelerinin çoğunu evimde geçirdim. Vaatlere inanmayarak, vaatlerde hesaplaşmayı yapar mıyız? Aynalara ne zaman baktık ki!Ben her zaman alanımın geçmişini düşünürüm. Neler yazdım, neler yazamadım, neler okudum, neler okuyamadım?Türkiye’de eli kalem tutan herkesin alıntıladığı Aziz Mahmut Hüdai’nin dizelerini tekrar yazmak farz oldu“Günler gelip geçmektedir Kuşlar gibi uçmaktadır”.Girin internete, herkesin Tanpınar’ın bulup seçtiği, bir hayat envanterine sık andığım Tarık Buğra’yı da “Yarın Diye Bir Şey Yoktur”la tekrar gecenin her geceden farkını düşünürseniz, cevabını bulamazsınız. Ben yeni yılda da sürdüreceğime, bazılarından vazgeçemeyeceğime inanıyorum. Bence özeleştirinin teslimiyet Gide’in “Dar Kapı”sını düşündüm. Hepimiz o kapılardan kimi zaman geçtik, kimi zaman önünde peşimizi bırakmaz, en sadık takipçimiz odur. Gene Gide, hatırlamanın bir dert icadı olduğunu halk şairi, koskoca bir hayatı özetlemiş“Geçen gün ömürdendir”.Yakup Kadri Karaosmanoğlu ne yazmıştı“Yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız”.Hâlâ ajanda tutanlardanım, evde, gazetede, yanımda olmak üzere çeşitli ebatlarda ajandalarım vardır. Uçacak korkusu olduğundan teknolojiden medet türküler hep geçen yıllara aittir. Gelecek yıllara dair olanı var mı?Bir şair ne demiş“Bu ömür öyle de böyle de geçer”.KAYBETTİĞİMİZ yakınlarımız elbet yılı tanımlayan unsurlar arasında yer alır. Onlarsız bir yıl... Tahammül sınavından geçiyoruz çoğu yeni yıl tebrik kartları gönderilirdi, şimdi çok az yazılıyor. Bir metin hazırlıyorsunuz, bir düğmeye basıyorsunuz, böylece bütün fanilerin yılbaşını kutlamış ilgi taşımayan girişimler beni ne memnun eder ne de ilk günü ne yaparsanız, hep onu sözün doğruluğunu ispat edenlerden biri ben miyim acaba? Yeni yılın ilk günü gazeteye gelir, kütüphaneme izin günü ne yapacaksın diye sormuşlar, şöyle bir mahalleyi dolaşacağım seyahat etmeyen, yerleşik insanları arkadaşım Ali Tanyeri, okuluyla Cerrahpaşa’daki evi arasında yaşadı. Divan şiirine büyük katkıları yılın programına baktığımda, ilk işaretlediklerim nedir bilir misiniz? Davetlerden hangilerine Eliot’ı de karamsar olmayın, Paul Eluard’ın şiirini belleğinizde tazeleyin“Gece asla tam değildir”.Yunus Emre’nin bir şifa saydığım sözünü belleğimde hep taze tutarım“Her dem yeni doğarız bizden kim usanası”.Yazımı Ayşe Sarısayın’ın gönderdiği şiirle şair, Kâmran S. Yüce’nin bir şiiri“Bir şiir yazacağım telli pullu Bir şiir yazacağım mutluluk için Masmavi gökler kadar geniş Ahmet olacak içinde Fatma olacak Özlediğimiz dünya kavgasız dertsiz On üçünde kızlar gibi Dipdiri taze umutlu Bayram kokusuna bürünecek şiirim”.MUTLU, sağlıklı, istediklerinizin gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle. Genel Trijda, sanatçının doğduğu toprakların kadim dilinde en ufak çatlaktan, delikten, olmadık yerden sızan ışıktır. Yılmaz Çelik, bu albümde uzun süre alıkonduğu mihnetli karanlıkta yüreğine sızan tozlu ışıktan esintiler getiriyor bize. Çelik, o topraklara dair hafızasını şu cümleler ile dile getiriyor;“Günler orada erken ağarırdı. Ömrümden akıp incelip giderdi. Yaralarım önce hafif olurdu. Derinleştikçe, benden ayrılıp uzaklaşıp gittikçe yabancılaşırdı. İşte tam o an sen içimdeki karanlığa bir ışık gibi düşerdin. Ömrümdün. Ruhumdun. Ve beni bugüne getirendin”.Kalan Müzik etiketiyle piyasaya çıkan albümün yönetmenliğini Erdal Erzincan, aranjörlüğünü Sinan Cem Eroğlu ve Önder Meral üstlendi. Tonmaister Ertan Keser, Caner Akda da klip çekimlerinde yer aldı. Üç yılda hazırlanan albümde 10 eser yer alıyor. Sanatçı albümünü yakın geçmişte Hakk’a yürüyen “Dört Dağ”ın eşsiz beyni, müzik arkeoloğu, Prodüktör Hasan Saltık’a ithaf ediyor. Haydar Oğur ise Trijda albümünü şu cümleleriyle ifade ediyor;“Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız oladursun, bizim şık hâlâ türkü söylüyor. Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor, saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor” bizim ozan yine türkü söylüyor. Oysa bağ u bahçeler bozulalı, yuvalar dağılalı, yollarda im-iz kalmayalı ve eski Kırmanciyê viran olalı nice zaman oldu. Ama o hâlâ türkü söylüyor. Hasmına inat, hançeresine kuvvet ağıt ve türkü yakıyor. Dinleyende yürek nedir bırakmıyor. Paramparça edip duruyor insanların sol memesinin altındaki cevahiri. Neden mi? Çünkü türkü onda hep aşktır. Aynı şairin demesi gibi; “Eririz, tükeniriz, toplanır yaratırız, bu bize aşktır!..”Trijda tüm müzik marketlerde ve dijital platformlarda!

yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız